Dikkat çocuğunuz siyasete karışmış! - Nihal Kemaloğlu

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 28 Temmuz 2012
  • 05:01

Geçen yıla göre yüzde 69'luk artışla 189 bin 380 kişinin tek bir soruya doğru cevap veremediği LYS sınavı, devasa paralar harcanarak edinilmiş 'eğitimli cahilliğini' gösteriyordu.

Muhakkak ki bu artış piyasalaşmış eğitimin düz okumacı, soru sormayan, eleştirel düşünmenin yanına uğramayan, soru-cevap ezberinde takılmış sığ zihinli gençlik inşasının teminatıydı.

Ayrıca hem küreselleşme değerlerine sonuna kadar inanan hem de siyasi hegemonyaya rıza üreten, itiraz etmeyen genç kuşaklar ne kadar süratle 'aynileştirilirse' o kadar hızla kapitalist refahı yakalayacaktık.

Dolayısıyla gençlerimize 'kurnaz girişimci, rekabetçi, fırsatçı, esnek liyakat' gibi piyasacı değerleri özümleterek iradelerini piyasaya yapıştırmak lüzumluydu.
Ve eğer gençler arasında siyasi ve toplumsal meselelerle haşır neşir, söz hakkı olduğuna inanan, siyasi iktidarın icraatlarını eleştirenler varsa bu büyük homojen zihinden süratle ayıklanıp vaktinde temizlenmeliydi.    

Hayatın her alanına nüfuz eden gözetim-fişleme-suçlama pratiklerinin hedefinde de küreselleşmeye kalbi bağlı on milyonlarca genç yetişmek vardı.

Mobese, özel güvenlik ve rektör üçlüsünün kuş uçurtmadığı 'özgür' üniversitelerde öğrencilerin ekşi sözlükten facebook sayfalarına kadar derilenleştirilen ayrıntılı 'temizliğe', aileler de birkaç yıldır katılmaya başlanmıştı.

Rektörler siyasi görüşü olan öğrencilerin velilerine ispiyon mektuplar yollayarak çocuklarla ilgili 'vahim psikopatolojiyi' bildirmeyi vazife bilmişlerdi.
Ve çoğu muhalif protestolara katıldığı için fişlenmiş 771 üniversite öğrencisi cezaevlerinde 'terör suçlusu' diye yıllardır tutuklu tutuluyorlardı.
Yaz aylarıyla birlikte gençleri siyasi özne olmaktan yıldırıcı ve caydırıcı bu ibret-i emsal tedbirlere yenileri ekleniyordu.

Basından öğrendiğimize göre önce Dikili'de Öğrenci Kolektifleri Yaz Kampı'na katılan bazı öğrencilerin evleri aranarak 'Çocuklarınız siyasi işlere' karışıyor telefonu gelerek aileler telefonla emniyete davet edildi.

800'den fazla lise ve üniversite öğrencisinin bulunduğu kampta gazetecilikten fotoğrafçılığa 20'den fazla atölye çalışması yapılıyordu ama haliyle aileler çok tedirgin olmuştu, yatıştırmak zordu.

Daha sonra Birgün Gazetesi'nden Burcu Cansu'nun haberinden Ankara Keçiören İlçesi'nde bazı ailelere emniyetten telefonlar geldiğini ve çocuklarını siyasetten uzak tutma tembihi yapıldığını öğrendik.

Aileler çocuklarının üç yıl önce katıldığı anma ve etkinlik törenlerinde çekilmiş fotoğrafların kendilerine gösterildiğini söylüyorlardı.
ÖDP, Gençlik Muhalefeti, DHK ve BDP'liler emniyete çağrılmışlar ve çocukları sanki illegal örgüt üyesiymiş gibi muamele yapılmıştı.

Ve en son Kocaeli'nin dört farklı noktasında 200'den fazla çocukla buluşan Halkevleri Yaz Okulu'na çocuğunu gönderen aileler Kocaeli Emniyeti'nden aranarak 'çocuğunuzu halkevine göndermeyin beynini yıkıyorlar' denmişti.
Kamu yararına yasal dernek olan halkevleri, her yıl binlerce çocuğa yaz okullarıyla ulaşarak satrançtan-tiyatroya bir dolu etkinliği 'parasız' sunması rahatsız etmiş olmalıydı.

Anlaşılan kitlesel kontrolü sağlayan eğitim sistemine alternatif eğitim ya da hegemonik homojen zihne eleştirel soru soracak iradeye sahip çocuk ve gençler bundan böyle aile polisliğiyle de etkisiz hale getirilecekti...

Akşam / 28.07.12