Devrimci Kadın Kurultayı mücadelenin kürsüsü oldu...

  • Arşiv
  • |
  • Kadın-Türkiye
  • |
  • 10 Şubat 2013
  • 11:07

 Kurultayın çağrısı: Özgürlük, devrim, sosyalizm!

(10.02.13) - Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu'nun bir süredir hazırlıklarını yürüttüğü Devrimci Kadın Kurultayı, bugün Üsküdar’daki Petrol-İş Sendikası Toplantı Salonu'nda gerçekleştirildi. Katılım ve programı ile yoğun olan kurultayda, kadın sorunu tarihsel ve güncel olarak ele alındı.

Baştan sona mücadele kararlılığının hakim olduğu kurultayda coşkulu sloganlar susmadı. Slayt eşliğinde sunulan tebliğler ilgiyle dinlenirken, özellikle direnişçilerin konuşmaları yoğun alkış aldı. Ev kadınlarından işçi kadınlara, direnişçi kadınlardan Kürt kadınlara kadar çifte sömürüye maruz kalanlar kürsüden taleplerini haykırdı, kadının mücadele ile özgürleşeceğini ilan etti.

Kadın sorununu tarihsel kökenlerinden başlayarak ele alan etkinlik, kadının kurtuluşunun sosyalizmde olduğunun da altını kalınca çizdi. Ortaya konan tespitler ışığında mücadelenin güncelliği vurgulanarak önümüzdeki 8 Mart’ın “Kadın erkek elele mücadeleye!” şiarıyla hazırlıklarına başlama çağrısı yapıldı.

Salonda tek renk kızıl!

Kurultaya İstanbul dışından gelen araçlar, sabah saatlerinde itibaren salona ulaştılar. Kurultay için teknik hazırlıklar da yine erken saatlerde başladı. Salonun girişine, Devrimci Kadın Kurultayı'nı tanıtan broşürler ve kadın devrimci önderlerin resimlerinin yer aldığı kartların bulunduğu bir stand açıldı. Bunun yanında kitapların, Kızıl Bayrak gazetesinin, Ekim Gençliği ve Liselilerin Sesi dergilerinin yer aldığı bir Eksen Yayıncılık standı girişte yer aldı.

Kurultay salonunun girişinde "8 Mart'ın sınıfsal özünü ve devrimci mirasını yaşatalım" başlığıyla düzenlenmiş imza kampanyası emekçilere sunuldu. Ayrıca, Parti şehitlerinin resimlerinden oluşan "Parti Şehitleri" köşesi de dikkat çekti.

Salonun sahne tarafında “Kadın olmadan devrim olmaz! Devrim olmadan kadın kurtulmaz!” şiarlı pankart yer alırken, arkada ise “Kadın erkek elele örgütlü mücadeleye!” şiarlı bir pankart yer aldı. Sahnenin önünde üzerinde “Kadının kurtuluşu sosyalizmde!” yazan uzun şerit pankart ve ayrıca Rosa Luxemburg, Hatice Yürekli, Nadya Kurpskaya, Clara Zetkin, İnes Armand ve Alexandr Kollontai'nin resimleri yerleştirilmişti. Sahnenin iki yanındaki asılı kızıl bayraklar ve pankartlar da salona hakim olan kızıl rengi tamamlıyordu.

Kurultaya yakın zamanda direnişlerini zaferle sonlandıran Teknopark işçileri, eski Kiğılı direnişçisi ve direnişlerinin birinci yılını geride bırakan HEY Tekstil işçileri de katıldı.

Ayrıca katılımcı emekçi kadınların çocukları için de salon dışında ayrı bir bölüm ayrılarak etkinlikler düzenlendi.

"Kadın sorunu devrim sorunudur!"

Katılımcıların salona geçmesinin ardından kurultay, açılış konuşmasıyla başladı. Konuşmada kadına yönelik saldırılar anlatıldı. Şiddet, taciz ve tecavüze maruz kalan kadınların emperyalist savaşlarda yaşadığı yıkıma örnekler verildi. Tüm bunlara karşı kurultay vesilesiyle kadın-erkek elele örgütlü mücadele çağrısı yükseltildiği ifade edildi.

Konuşmada işçi direnişlerine ve bu direnişlerde kadın işçilerin rollerine de değinilerek direnişçi kadınların yanında olunduğu belirtildi. Ardından kadın sorununun ortaya çıkışının tarihsel koşulları kısaca anlatıldı. Kadın sorununun devrim sorunu olduğu ve kadının devrimle kurtulacağı belirtildi. Kurultayın kadının kurtuluş mücadelesi içinde tuttuğu yer aktarıldı. Kadın sorunu karşısındaki liberal/reformist tutuma karşı kurultayda marksist tutumun ele alınacağı belirtildi.

Konuşmanın ardından devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşen devrim şehitleri için saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşu “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” sloganı ile sonlandırıldı.

Kadın sorunu üzerine temel vurgular...

Saygı duruşunun ardından tebliğlere geçildi. İlk tebliğ olarak “Kadın sorununun tarihsel kökeni ve kadının kurtuluşu” ele alındı. Tarihsel ve antropolojik veriler ışığında kadın sorununun ortaya çıkışının ele alındığı tebliğde, şu ifadelere yer verildi:

"Özetle kadının ezilmişliği, sınıflı toplumların tarihsel bir ürünüdür. Tüm bu nedenlerle kadın sorunu basitçe kadınla erkek arasındaki özel bir sorun olmayıp, toplumsal ve sınıfsal nitelikte bir sorundur. Kadın sorununda gerçek ve kalıcı çözüm için, bu sorunun toplumsal niteliğini ve içeriğini kavramak temel önemdedir."

İlk tebliğin okunmasının ardından “Özgürlük, eşitlik sosyalizm!” sloganı atıldı. Yapılan konuşmada ilk tebliğin, içeriği bakımından tuttuğu yerin ve öneminin altı çizildi.

“Kadın sorununa yaklaşımlar” başlıklı ikinci tebliğde kadın sorununa yönelik liberal/reformist cereyanlara karşı mücadelenin önemi anlatıldı. Kadın sorununun sahip olduğu sınıfsal niteliğin önemi şu sözlerle vurgulandı:

"Sınıf ilişkilerini, yani toplumsal koşulları yok sayarak cinsler arası ilişkileri açıklamak olanaklı değil. Marksist dünya görüşü, kadın sorunu ve cinsler arası ilişkileri sınıfsal temelleriyle ele alır. Cinsiyet eşitsizliğinin, sınıfsal eşitsizliğe dayanan toplumsal sistemin sadece bir parçası olduğunu oraya koyar."

İkinci tebliğ “Kadının kurtuluşu sosyalizmde! Yaşasın devrim ve sosyalizm!” şiarları ile bitirildi. Ardından salonda “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganı yükseldi.

Kadının kurtuluşu için verilecek mücadelenin ele alındığı “Sosyalizm, kadının kurtuluşu ve tarihsel deneyimler” başlıklı tebliğde Sovyetler Birliği deneyimine de özel olarak yer verildi ve şu ifadeler kullanıldı:

"Sovyetler deneyiminde kadının özgürleşmesi doğrultusunda sağlanan temel önemde bir dizi ilerlemeye rağmen, kadın sorunu tam anlamıyla çözülemedi. Kadının özgürleşmesi doğrultusunda son derece önemli adımlar atılmıştır. Ancak yine de, tam da ataerkil kültür ve alışkanlıklar yeterli bir mücadeleye konu edilemediği için kadın ve erkek arasındaki eşitsizlik tam olarak yok edilememiştir. Bunda başka nedenlerin yanında, bürokratik yozlaşma süreçlerinin de önemli bir rolü olmuştur. Kısacası, kadının kurtuluşu alanındaki yetersizlik, yeni temeller üzerinde sosyalist bir toplumun kuruluşu ve komünizme doğru ilerletilmesi alanındaki genel yetersizliğin dolaysız yansıması olmuştur."

“8 Mart’ta alanlara!”

Etkinlik mesajlar ve tebliğler ile devam etti. İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu (BİR-KAR) Kadın Komisyonu, gönderdiği mesajla Devrimci Kadın Kurultayı'nı selamladı. Mesajda Avrupa'da yaşanan kapitalist krize ve bunun etkilerine değinildi.

Ardından okunan “Kadınların mücadelesi ve örgütlenmesi sorunu” başlıklı tebliğde kadın-erkek elele örgütlü mücadeleyi yükseltme çağrısı yapıldı. Tebliğde emekçi kadınların mücadelesinin ve örgütlenmesinin araçları, komünistlerin işçi ve emekçi kadının özgül sorunlarına yaklaşımı ve komünistlere düşen görevler tek tek ele alındı ve şunlar söylendi: “Kadın çalışması, işçi kadının cinsel eşitsizlik ve ezilmişlikten gelen özgül sorunları ile sınıfsal ezilmişliğini birleştirmek durumundadır.”

Tebliğ kitle tarafından “Kadın-erkek elele örgütlü mücadeleye!” sloganı ile karşılandı.

Hemen ardından da 8 Mart'ın tarihsel kökeni ve sınıfsal özünü ele alan, bunun yanında komünistlerin tutumunu anlatan “8 Mart'ın tarihsel-sınıfsal önemi ve 8 Mart tutumumuz” başlıklı tebliğ okundu. Tebliğ'de, 8 Mart'ın tarihsel ve sınıfsal özüne uygun olarak kutlanabilmesi için alanlarda olmaya çağırıldı.

Tebliğ “8 Mart kızıldır kızıl kalacak!” ve “Yaşasın 8 Mart, yaşasın sosyalizm!” sözleri ile bitirildi. Ardından “8 Mart kızıldır, kızıl kalacak!” sloganı atıldı. Divan 8 Mart'ta alanlarda olma çağrısını yineledi.

Tebliğin ardından Kayseri Emekçi Kadın Komisyonu tarafından gönderilen mesaj okundu. Kayseri İşçilerin Birliği Derneği'nin kurultayı selamlayan mesajının ardından kurultaya ara verildi.

İkinci yarı direnen kadınlarla başladı

Kurultayın ikinci bölümü, kitle tarafından atılan “Özgürlük, eşitlik, sosyalizm!” sloganı ile başladı.

Kurultayda, kadına yönelik saldırıların ve şiddetin anlatıldığı bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Sinevizyonda kadının cinsel, ulusal ve sınıfsal açılardan yaşadığı sorunlar dile getirildi. Sinevizyon 8 Mart'ta alanlara çağrı yapılarak bitirildi. Ardından “Kadın olmadan devrim olmaz, devrim olmadan kadın kurtulmaz!” sloganı haykırıldı.

Sinevizyon gösterimini direnen kadın işçilerin konuşmaları takip etti. İlk olarak HEY Tekstil'den bir kadın direnişçi konuşma yapmak üzere kürsüye çağrıldı. Kitle direnişçiyi “Yaşasın HEY Tekstil direnişimiz!” sloganı ile selamladı.

Direnişçi işçi, BDSP'ye teşekkür ederek başladığı konuşmasında HEY Tekstil işçileri olarak yaşadıkları sorunları ve direniş sürecini anlattı. Patronlarının da kadın olduğunu hatırlattı ve meselenin aslında sınıfsal olduğunu belirtti. Konuşmasını “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganı ile sonlandırdı.

Ardından Teknopark direnişçisi Burçin Kuz bir konuşma yaptı. Teknopark işçisinin konuşması “Teknopark işçisi yol gösteriyor!” sloganıyla karşılandı. Ardından Kiğılı direnişçisi Didem Sorhun’un mesajı okundu ve Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi bir metal işçisi kadın konuşmaya çağrıldı. Konuşmada sendikalarda kadınların yaşadığı sorunlara değinildi. Sendikal bürokrasinin işçileri eyleme taşımak, mücadele etmek noktasındaki atıllığına da dikkat çekildi. Öncü işçilere ve sorunları iki kat ağır yaşayan kadın işçilere mücadele için büyük görev düştüğü vurgulandı.

Sendikalarda yönetici kademelerde kadın işçi sayısına dikkat çekerek devam ettiği konuşmasında Hak-İş ve Türk-İş konfederasyonlarında hakim olan gerici bakış teşhir edilirken DİSK'te de durumun aynı olduğunu ifade etti. Konuşma şu ifadelerle son buldu:

“Kapitalizm bize çifte baskı ve sömürü koşullarını reva görüyor. Bunun bir kader olmadığını bilmeli, bu zorbalığa karşı sınıf kardeşlerimizle birlikte mücadele etmeliyiz. Bu mücadeleyi her tür sömürü ve köleliğin kaynağı olan kapitalizmi yıkma, sosyalizmi kurma mücadelesinin bir parçası olarak ele almalıyız. "

“Kadın dayanışması değil sınıf dayanışması!”

Ardından Sosyalist Kamu Emekçileri adına bir konuşma yapıldı. Konuşmada KESK'in kadın sorunu ve örgütlenmesini ele alışı eleştirildi ve şunlar söylendi: “KESK kadın dayanışması yerine sınıf dayanışmasını, emekçi kadınla emekçi erkeğin birlikte mücadelesini esas almalıdır. Kadın komisyonları bu temelde yeniden yapılandırılmalıdır.” 

Toplumcu MMŞP adına yapılan konuşmada ise kadının çalışma hayatında yaşadığı sorunlar somut örnekleri ile anlatıldı. Konuşmanın ardından salondan “Emekçi kadınlar sokağa, eyleme, özgürleşmeye!” sloganı haykırıldı.

Kürt kadınlarının yaşadığı sorunları ve mücadele açmazlarını ele alan konuşmada Kürt kadınlarının cinsel ve sınıfsal sömürünün yanında yoğun olarak yaşadığı ulusal baskı ve sömürü anlatıldı. Kürt kadının özgürleşmesinde Kürt halkının özgürleşme mücadelesinin tuttuğu yerin önemine değinildi. Konuşmanın ardından “Cinsel, ulusal, sınıfsal sömürüye son!” sloganı atıldı.

Etkinlik Sosyalist Eşcinsel Biseksüel Trans Hareketi’nin (Sosyalist EBT) kurultaya gönderdiği mesajın okunması ile sürdü.

Divandan yapılan konuşmada son yıllarda artan kadına yönelik şiddete dikkat çekilmesinin ardından kürsüden bu konuda bir konuşma yapıldı. Konuşmada kadına yönelik şiddet gerçeği teşhir edilirken, bir kez daha 8 Mart çağrısı yapıldı. Konuşma “Kadına yönelik şiddete hayır!” sloganı ile karşılandı.

Kurultayın çağırısı 8 Mart’ta yankılanacak!

Emperyalist savaşların kadın üzerindeki etkilerini anlatan bir konuşmanın ardından Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi’nden tutuklu ÇHD'lilerin gönderdiği mesaj okundu. Mesaj sonrasında “Devrimci avukatlar onurumuzdur!” sloganı yükseldi.

Kurultayda bir erkek tarafından yapılan konuşmada da kadın-erkek elele örgütlü mücadele çağrısı yapıldı ve “Kadın-erkek elele örgütlü mücadeleye!” sloganı atıldı.

Üniversiteli kadınlar adına yapılan konuşmada ise genç kadınların üniversite kampüslerinde, yurtlarda yaşadığı sorunlar, taciz ve tecavüz vakaları anlatıldı. Konuşma “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!” sloganı ile karşılandı.

Kurultayda, 13 Şubat günü DİSK'in 46. yılı vesilesiyle Daiyang direnişine yapılacak destek eylemine ve direnişlerini sürdüren Taral işçilerinin yapacağı eyleme de çağrı yapıldı. Kitle “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganını yükseltti.

Kurultayın sonuna doğru, divan tarafından kurultaya sunulan tebliğlerde ele alınan önemli vurgular madde madde sıralanarak altı çizildi. Kurultay sonuç bildirgesinin ise önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklanacağı söylendi.

Son olarak kurultay kapanış konuşması gerçekleştirildi. Konuşmada, komünistlerin 25 yıllık birikimi, ideolojik üstünlüğü hatırlatılarak kadın sorununda feminizme savrulanlar karşısında Marksizm'in bayrağının yükseltildiği ifade edildi. Kurultayın kadın sorunu konusunda hem ideolojik mücadele hem de örgütlenme alanlarında yeni görevler yüklediği belirtildi. 8 Mart’ın gündemleri yinelenerek mücadele çağrısı yapıldı.

Etkinliğin sonunda türkü ve marşlarıyla Mamak İşçi Kültür Evi Müzik Topluluğu sahne aldı. Avusturya İşçi Marşı'nın hep bir ağızdan ayakta söylenmesinin ardından ardından “İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!”, “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!”, “Kadın olmadan devrim olmaz, devrim olmadan kadın kurtulmaz!” sloganlarının haykırılması ile etkinlik son buldu.

Kızıl Bayrak / İstanbul