(16.07.12) - 14 Temmuz Diyarbakır mitinginde yaşanan devlet terörü, sermaye devletinin Kürt halkının özgürlük mücadelesine yaklaşımını yansıtırken burjuva medya eliyle de saldırı meşrulaştırılmaya veya gizlenmeye çalışıldı. Birçok basın-yayın kuruluşunun izlediği Diyarbakır mitingi saatler sonra ve “çatışma” sınırında gösterildi.

Diyarbakır'da yaşanan devlet terörünün ardından BDP'yi ve Kürt hareketini hedef alan burjuva medya, Valilik yasağını destekleyen başlıklarla “BDP inadı”nı eleştirdi. Burjuva basının tüm gizleme ve meşrulaştırma çabaları Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak'ın eylem sonrası bilanço açıklamalarıyla sürdürüldü. 85 kişinin gözaltına alındığını aktaran Toprak, 10 polisin de yaralandığını ifade ederek saldırıları haklı göstermeye çalıştı. Sermaye devletinin eylemden önce yaptığı “silahlı saldırı ihtimali” açıklamalarını eksiksiz sunan burjuva medya komplo teorilerine sarılarak “bombalı araba” haberlerinden “sırtında tüfekli kadın” bilgilerine kadar gerçek dışı haberlerle emekçilerin eyleme desteğini kırmak istedi.

Burjuva basın üzerine düşeni yaparak Kürt halkına yönelik faşist baskı uygulamalarını sansürlerken polise taş atan çocukların görüntülerini servis etti. “İzinsiz” ve “yasadışı” vurgularının yoğunlaştığı haberlerde “KCK talimatı” başlıklarıyla Kürt hareketi hedefe konuldu. Newroz eylemleri için de benzer haberler servis edilmiş, Newroz'a katılanlar “KCK talimatıyla eyleme katılmak” iddialarıyla tutuklanmıştı. Basın aynı senaryoyu 14 Temmuz Diyarbakır mitingi sonrasında da kullandı.

Burjuva medya, BDP milletvekillerinin maruz kaldığı polis terörüne değinmek zorunda kalırken başta gerici basın olmak üzere atılan başlıklar bile estirilen terörün basın eliyle desteklendiğini gösteriyor. Zaman “Diyarbakır'ı BDP karıştırdı”, Yeni Şafak “Miting İnadı huzuru bozdu”, Yeni Akit “BDP'li vekiller polise saldırdı”, HaberTürk "Diyarbakır'da izinsiz gerilim", Türkiye “Diyarbakır'da ağır tahrik” başlıklarıyla haberleri sundular.