(28.04.12) - Sermaye devletinin katliamcı yüzü devlet içerisindeki raporlarla gün yüzüne çıkıyor. 12 Eylül dava dosyasına giren MİT raporları sermaye devletinin gerçeğini yanıstıyor. Özellikle öne çıkan bir başka durumsa MİT'in 1 Mayıs katliamı sonrası hazırladığı raporu sunmamak için elinden geleni yapması. MİT'in vermediği 5 Mayıs 1977 tarihli rapor Genelkurmay arşivinden çıkınca gizlenen gerçekler ortalığa saçıldı.

Devrimci ve ilerici güçler her raporun hedefinde duruyor. Aydınlar, yazarlar, öğretim üyeleri ve öğretmenlerin “kışkırtıcı” ilan edildiği raporlarda “Türkiye’de bir komünist tehlikenin olduğunun artık inkar edilmeyeceği” tanımlanıyor.
Raporların içinde MİT’in 15 Şubat 1978’de, faşistlerin saldırılarıyla ilgili olarak hükümete sunduğu raporda “Bundan sonra ülkücüler eskiden olduğu gibi yakaladıkları karşıt görüşlü öğrencileri sadece döverek göz dağı vermeyecekler, komünistleri yakaladıkları takdirde öldürecekler” denerek katillerin alenen bilindiği ifade edildi.

Raporlarda Amerikan Büyükelçiliği'ndeki personelin darbeden hemen önceki saatlerde toplandığı ve alınan bilgilerle darbeyi iki gün önceden personelin bildiği aktarılıyor.