Dersim'e ilk şikayet ilk karar

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • 02 Nisan 2012
  • 08:18

Katliama ilişkin ilk suç duyurusu ve ilk karar olan belgeler Başbakanlık arşivine girdi.

Dersimli Haydar Kang, katliamdan 10 yıl sonra dönemin başbakanı, içişleri bakanı ve ordu komutanı hakkında suç duyurusunda bulundu. Dönemin Milli Savunma Bakanı yanıt verdi: İsyan eden köyler yakıldı ama masumlar katledilmedi.

DERSİM katliamına ilişkin ilk suç duyurusu ve ilk karar olan belgeler, avukat Barış Yıldırım’ın 1938’de ailesinden 16 kişi katledilen ve kendisi süngülenmesine rağmen kurtulan Ali Doğan adına açtığı tazminat dava dosyasına gönderilen Başbakanlık arşiv belgeleri arasında yer aldı.

Tunceli’nin Hozat ilçesinin Ağzunik köyü halkından iken 34 yıl önce İstanbul’a taşınan Haydar Kang isimli vatandaş, katliamın üzerinden 10 yıl geçtikten sonra, 26 Eylül 1949’da TBMM’ye dilekçe vererek, köyde kalan annesi Gevher, 3 erkek ve bir kız kardeşi ile bunların çocuklarından toplam 12 kişilik aile efradının kurşunlanarak öldürüldüğünü, cesetlerinin yakıldığını belirterek suç duyurusunda bulundu.

Dilekçeye yanıt geldi

Kang, dönemin Başbakanı Celal Bayar, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Tunceli harekatını yürüten Korgeneral Kazım Orbay, Tunceli Müfettişi Abdullah Alpdoğan ile diğer askeri ve mülki amirler hakkında takibat yapılmasını istedi. Kang’ın sorumluların cezalandırılmaması halinde ailesi ile birlikte kendilerinin de öldürülmesini istediği dilekçesi üzerine, Milli Savunma Bakanlığı’nın verdiği yanıt, Dersim katliamına ilişkin idari mercilerce verilmiş “ilk karar” oldu. Dilekçe, TBMM Dilekçe Komisyonu tarafından Başbakanlığa gönderildi. Meclis, Başbakanlık’tan konuya ilişkin düşüncelerini göndermesini, ayrıca Sayıştay ve Danıştayca verilmiş bir karar olup olmadığının da bildirmesini istedi.

Kang’ın şikayet dilekçesine yanıt ise Başbakanlığın evrakı gönderdiği Milli Savunma Bakanlığı’ndan geldi. 20 Aralık 1949 tarihini ve dönemin Milli Savunma Bakanı’nın imzasını taşıyan 2 sayfalık yazıda Dersim harekatına ve Kang’ın ailesinden 12 kişinin öldürülmesine ilişkin şöyle denildi:

TENKİL YAPILMADI: Bakanlar Kurulu’nun 6 Ağustos 1938 gün kararına uyularak Tunceli bölgesinde şakaveti (haydutluk) kaldırmak, sükun ve asayişin istikrarını sağlamak maksadıyle 3. Ordu Müfettişiliğince bölgede bir tarama harekatı yapılmıştır. Bakanlar Kurulu’nun benzeri 9 Haziran 1938 gün kararında da belirtildiği veçhile muharebe ve musademeleri istilzam eden bu harekat neticesinde birliklerimize ateşle mukabele eden asilere ait bazı köyler yakılmış ve kendileri de tenkil (ceza amaçlı uzaklaştırma) edilmişlerdir.

SÜRÜLDÜ: Birliklerimize ateşle mukabele etmeyenler, hükümetin en geniş şefkatine mazhar olarak emniyet altında garp (batı) vilayetlerine nakil ve buralarda iskan edilmişlerdir. Dilekçede adı geçen Hozat ilçesine bağlı Ağzenik Köyü’nün de 17 Ağustos 1938 günü (Sekedek. Yeşil Sekedek, Hortaban, İkidane) köyleri meyanında bu suretle yakıldığı ve yakılan bu köyler halkından isyan ve şakavetle ve birliklerimize ateşle mukabele etmekle ilgisi görülmeyen erkek, kadın ve çocuk olmak üzere cem’an 281 kişinin garbe nakledilmek üzere Elazığ’a sevkedildikleri, 3. Ordu müfettişliğinin 18 Ağustos 1938 gün ve 20 sayılı tel raporundan anlaşılmaktadır. Tarama sahasının herhangi bir yerinde, birliklerimize karşı isyankar hareketleri görülmeyen ve birliklerimize ateşle mukabele etmeyen halkın; dilekçede iddia olunduğu şekilde, öldürülmesi asla mümkün ve varid değildir.

YAKINLIK YOK: Raporların incelenmesi sırasında 4. Umumi Müfettişliğin Genelkurmay’a yazmış olduğu, müsademelerde öldürülen şakiler ve garbe nakledilmiş ailelere ait 21 Ekim 1938 gün ve 4330/2098 sayılı yazısının ilişik cetvelde (Hozat ilçesine ait Ağzonik köyünden Kangozade Mehmet Ali Ağa) ile (Pertek ilçesine ait Ağzonik köyünden Süleyman ve oğulları) ailelerinin müsademe neticesi öldüklerine dair bir izahata rastlanmıştır. Bu ailelerle şikayetçi olan kişinin ismi arasında bir benzerlik görülmekle beraber bunun münasebet ve yakınlığı kestirilememiştir. Eğer dilekçe sahibinin ailesi efradı ölmüş ise, iddia edildiği şekilde masum olmalarına rağmen öldürülmüş olmayıp kıtalarımıza fiilen karşı koyan köyün müsademe neticesi ve muharebe icabı taprip edilmiş olması ve bu esnada her iki tarafca da ölü ve yaralı verilmesi neticesi vaki olmuş bir keyfiyet olabilir.

Sonuçsuz bırakılmış

Verdiği hukuk mücadelesi ile belgelerin gün yüzüne çıkmasını sağlayan avukat Barış Yıldırım, Kang’ın dilekçesinin 1938 Dersim’den kaynaklı olarak soruşturma açılması talebiyle resmi kayıtlara girerek işlem gören ilk dilekçe olduğunu belirterek, şöyle dedi:

“Aynı arşiv belgelerinde şimdiye kadar askeri harekattan kaynaklı bir şikayet olmadı deniliyor. Meclis dilekçeyi Başbakanlığa Başbakanlık ise Milli Savunma Bakanlığı’na havale etmiş. Milli Savunma Bakanlığı ise ‘böyle bir olay meydana gelmemiştir’ demiş ve şikayet sonuçsuz bırakılmıştır. Çok ciddi bir iddiaya dair şikayet Meclis, Başbakanlık vs. tarafından sorumluların cezalandırılması sağlanmadan kapatılıyor.”

Vatan / 02.04.12