(23.04.12) - Sermaye devletinin “yargı reformu” adı altında devreye soktuğu uygulamalardan biri de denetimli serbestlik. Bir yandan binlerce tutuklu serbest bırakılırken diğer yandan bu uygluma devletin elinde bir baskı aracına çeviriliyor. Adli tutuklulular bu haktan yararlanarak serbest bırakılırken siyasi tutsaklardan “örgütle ilişkisinin olmadığına” dair beyanı talep ediliyor.

Trabzon E Tipi Kapalı Cezaevi’nden mektup yazan Serkan Aydoğan ile Şahin Bozkurt adlı mahkumlar, “Denetimli Serbestlik Yasası ile elde etmiş olduğumuz tahliye hakkımız, hapishane idaresi tarafından keyfi olarak onur kırıcı dayatmalara tabi tutuluyor. Tahliye edilmememize gerekçe olarak bizden istenen ‘örgütle ilişkimiz yoktur’ mahiyetinde dilekçeyi yazmadığımız için talebimiz geri çevrilmektedir. Bu konuya ilişkin Denetimli Serbestlik Yasasının genel formlarını doldurduğumuz halde düşünce suçlusu olduğumuz için bu tür keyfi ve hukuk kurallarına aykırı dayatmalara maruz kalıyoruz” diyerek durumu aktardı.

Hapishane idarelerinin keyfi uygulamalarından bir diğeri “terör” suçlularını yasanın kapsamadığı iddiasıyla siyasi tutsakların taleplerinin reddedilmesi olarak yaşanıyor.