“Çok ses tek yürek olacağız!”

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • 10 Eylül 2012
  • 06:53

(10.09.12) – Gerici, piyasacı, ırkçı, cinsiyetçi 4+4+4 eğitim sistemine karşı Eğitim Sen’in çağrısıyla gerçekleştirilecek 15 Eylül Ankara mitinginin hazırlıkları sürüyor.

Miting öncesinde, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Abdullah Tunalı ile konuştuk...

- 15 Eylül’de Ankara’da 4+4+4 yasası ile ilgili bir miting düzenleyeceksiniz. Bu mitingin içeriğinden bahseder misiniz?

Abdullah Tunalı: Miting kamuoyunda 4+4+4 yasası diye bilinen, eğitimi ilgilendiren Torba Yasa’ya karşı ciddi bir kaynağın Fatih Projesi adı altında kamu ihale kanunun ve denetiminin dışında sermaye gruplarına peşkeş çekilmesine olanak sağlıyor. Laik eğitimin bir bütün olarak ortadan kaldırılmasına, hiçbir ön hazırlığı olmadan eğitim bilimine aykırı olarak 1.sınıfların okula başlama yaşının düşürülmesine, çocuk işçiliğinin ve çocuk gelinlerinin artırılmasına karşı bir bütün olarak eğitimdeki neo-liberal saldırılara karşı sokağa çıkıyoruz.

- Başbakan’ın rapor alan öğrenciler hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

- Başbakan her zaman yaptığı gibi bilimsel verilerden yoksun, yanlı ve toplumu kamplaştırıcı bir dil kullanıyor. 72 ay öncesi çocuklar bugünkü eğitim sistemindeki 1. sınıflara başlaması eğitim-pedagoji bilimine göre yanlış bir uygulamadır. Başbakan bu yanlışına ortak olmak istemeyen, bireysel kurtuluş çareleri bulan ailelere de psikolojik bir baskı ve demagoji uyguluyor. Biz sendika olarak hiçbir rapora ihtiyaç duymaksızın 72 ay öncesi yaş grubunda olan çocukların devlet zoruyla 1. sınıflara başlatılamayacağını savunuyoruz. Böyle bir zorlama hem hukuk dışıdır hem de bilim dışıdır.

- 4+4+4 saldırısı öğrencileri vurduğu gibi eğitimcileri de vuruyor. Bu saldırının eğitimcileri vuran yönünü açıklar mısınız?

- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve bu hükümetin yandaş sendikası bu uygulamayla hiçbir öğretmenin mağdur olmayacağını söylüyordu. Eğitim Sen olarak ısrarla, ilkokul matematiğini bilen herkesin ilkokul 5 yıldan 4 yıla indirildiğinde sınıf öğretmenlerinin %20’sinin norm fazlası olacağını söyledik. Bugün sadece İzmir’de 1750 sınıf öğretmeni norm fazlasıdır. Bu öğretmenler okulda eğitimin en önemli parçası olan laboratuarlar, kütüphaneler, teknoloji tasarım odaları sınıfa dönüştürülerek bu fazlalığı eritmeye çalışıyorlar. Bu yöntemle bile sadece İzmir’de 1000’nin üzerinde norm fazlası sınıf öğretmeni olacağını öngörüyoruz. Şu anda tüm öğretmenler hangi yaş grubunu hangi sınıfta hangi okulda ve hangi müfredata göre eğiteceğini bilmiyor. Eğitim emekçileri bu kaostan olumsuz şekilde etkileniyor.


- 15 Eylül mitingi için hazırlık programınızdan bahseder misiniz?

- 4 Eylül’den itibaren İzmir’in belli noktalarında bu yasaya karşı bildiri dağıtımı, imza kampanyaları başlattık. Konuya ilişkin genel merkezin hazırladığı 4+4+4 dosyasını basın, demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler ve sendikaları ziyaret ederek ulaştıracağız. 11 Eylül günü de 4 koldan Ankara’ya yürüyüş başlatacağız.15 Eylül Cumartesi günü Ankara’da velilerimizle, öğrencilerimizle, DKÖ’lerle ve emekten yana siyasi parti ve örgütlerle parasız-laik-bilimsel-anadilde eğitim için çok ses tek yürek olacağız.

- Son olarak neler eklemek istersiniz?

Bu yasa sadece eğitim emekçilerini ya da eğitim çağı içerisindeki öğrenci velilerini ilgilendirmiyor. Bir bütün olarak her yurttaşımızın sahip çıkması gereken ve bu neo-liberal saldırıya karşı mücadele etmesi gereken bir dönemden geçiyoruz. Tüm devrimci, demokrat, emekten yana olan kurum, kişi ve kuruluşları bu mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.

Kızıl Bayrak / İzmir