Çalışma koşulları, alınmayan önlemler, denetimsizlik ve kar hırsı öldürüyor..

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Eylem/Etkinlik
  • |
  • 03 Ekim 2012
  • 12:11

Eylül ayında iş cinayetlerinde 83 ölüm..

(03.10.12) – Geçtiğimiz yıl 53 işçinin iş cinayetine kurban gittiği Eylül ayında bu yıl 83 işçi sermayenin kar hırsının kurbanı oldu. Uzun ve yoğun çalışma saatleri, alınmayan önlemler, denetimsizlik ve kar hırsı inşaattan tarıma, madenden enerjiye kadar birçok sektörde işçi ölümlerine neden oldu.

Eylül ayı iş cinayetleri raporunu açıklayan İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, 2011 Eylül ayında en az 58 işçinin öldüğünü tespit etmişken 2012 Eylül ayında ise en az 83 işçinin öldüğünü açıklıyor olmanın bu ülkenin gerçeklerini gözler önüne serdiğini dile getirdi.

Sağlıkta çalışma koşulları öldürüyor...

raporda, sağlık alanında yaşanan iş cinayetleri öne çıkarıldı. Sağlık alanında örgütlü İstanbul Tabip Odası, Dev Sağlık-İş ve SES'nin katılımıyla gerçekleştirilen eylemde asistan hekim Mustafa Bilgiç'in Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olan bir hastasını tedavi ederken eline iğne batırıp, hastalığın kendisine bulaşması sonucu hastalanarak hayatını kaybetmesi olayındaki asıl sorumluluğun çalışma koşulları ve izlenen politikalar olduğu belirtildi.

Dev Sağlık-İş üyesi sağlık işçileri, Enerji Sen üyesi BEDAŞ işçileri ve Hava-İş'in yanısıra çeşitli emek-meslek örgütlerinden temsilci ve üyelerin katıldığı eylemde “Çalışma koşulları sağlık çalışanlarını öldürüyor / Dr. Mustafa Bilgiç Samsun OMÜ'de 26 yaşında öldü / İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi” ile "Hastanede iş cinayeti! Asistan Dr. Mustafa Bilgiç'i unutmayacağız! / SES -İstanbul Tabip Odası-Dev Sağlık-İş” pankartları açıldı.

Eylemde ilk sözü İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören aldı. Antep'te Dr. Ersin Arslan'ın bundan 5 ay önce bir hasta yakını tarafından bıçaklanarak katledildiğini, Asistan Dr. Mustafa Bilgiç'in ise KKKA hastalığı nedeniyle yaşamını yitirdiğini hatırlattı.

Yaşanan bu ölümlere artık iş kazası değil iş cinayeti dediklerini belirten Gören, AKP'nin 10 yıldır sağlık alanında yürüttüğü politikaların çözüm getirmediğini söyledi. Doktorların da sağlık ortamından ve verilen sağlık hizmetinden memnun olmadıklarını ifade eden Gören, iş cinayetlerinin durdurulması için acil eylem planı çağrısında bulundu.

Dev Sağlık-İş Genel Sekreteri Gürsel Kaya da, sağlıkta taşeronlaşmaya dikkat çekerek “çok iş çok para” mantığını eleştirdi.

Eylemde söz alan SES Aksaray Şube Başkanı Ersoy Adıgüzel ise, Davutapaşa ve OSTİM patlamalarında yaşanan işçi ölümlerini hatırlatarak bu ölümlerin nedeninin kar hırsı olduğunu belirtti. Adıgüzel, birlikte mücadele çağrısı yaptı.

Dev Sağlık-İş üyesi taşeron işçileri adına konuşan Emine Ermiş, Çapa'daki çalışma koşullarından bahsetti. Taşeron köleliğine dikkat çeken Ermiş, yaşadıkları sorunların ortak olduğuna ve mücadelenin de ortak verilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Konuşmaların ardından SES, Tabip Odası ve Dev Sağlık-İş adına ortak açıklamayı Asistan Dr. Feray Kaya okudu. Samsun OMÜ'de Asistan Dr. Mustafa Bilgiç'in ölümüne değinilen açıklamada, aralıksız 33 saat çalışmanın ve haftalık 120 saate varan çalışmanın yarattığı sonuçların kaza veya hata olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi.

Sağlıkta dönüşüm politikalarına dikkat çekilen açıklamada, yaşanan tüm ölümlerin ve sağlıkta şiddetin sorumlusunun Sağlık Bakanlığı olduğu ifade edildi.

Eylül'de en az 83 işçi öldü

Eylemin son bölümünde ise İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin Eylül ayı raporu Asistan Dr. Coşkun Canıvar tarafından okundu.

Rapora göre, inşaat, mevsimlik tarım, maden ve enerji sektörlerinde neredeyse birbirinin kopyası iş cinayetleri yaşandı. Eylül ayında inşaatlarda 23, mevsimlik tarımda 18, maden ve enerji sektörlerinde ise 8’er işçi ölümü yaşandı. Eylül ayında tespit edilen 83 iş cinayetinde 6’şar ölüm Ankara ve Çankırı’da; 4’er ölüm ise İstanbul ve Konya’da yaşandı.

Ankara OSTİM'de, asit dumanı ve kimyasal solumaya karşı çıktığı için işten atılan galvaniz işçisi Orhan Karakoç'un, “Galvaniz metalin ömrünü uzatır işçinin ömrünü kısaltırmış. Metal parlar işçinin hayatı sönermiş” sözlerinin hatırlatıldığı raporda, 6 Eylül’de ise umutlarını alıp yola çıkan göçmen işçileri taşıyan teknenin battığı ve 61 kişinin hayatını kaybettiği söylendi.

Raporda ayrıca, sağlıkta çalışma koşullarının can aldığı söylendi. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Hastanesi’nde görevli Acil Asistanı 26 yaşındaki Dr. Mustafa Bilgiç'in ölümünün “hata değil iş cinayeti” olduğunun altı çizildi.

Raporda şu ifadeler yer aldı: “Soruyoruz: Az sayıda çalışanla ve uzun çalışma saatleri ile insanların hayatta kalma mücadelesini veren Acil Servis’te Asistan Doktor olan arkadaşımızın iğneyi eline batırmasına 'hata' diyebilir miyiz? 33 saat aralıksız çalışan ve haftada 110 saat uykusuz ve yorgun sağlık hizmeti veren arkadaşımızın iğneyi eline batırmasına 'hata' diyebilir miyiz? Sağlık çalışanlarına şiddetin bu kadar sıradanlaştığı ve çalışanları gerginliğe ittiği bir ortamda arkadaşımızın eline iğneyi batırmasına 'hata' diyebilir miyiz?

12 Eylül darbesinden bugüne sağlık çalışanlarına baskı artıyor, sağlık hakkı piyasalaştırılıyor. Bu sürecin adı bugün 'Sağlıkta Dönüşüm Programı' ile karşımızdadır. 'Doktorların eli hastaların cebinde' ve 'Paracı doktorlar gürültü yapıyor' diyen Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Doktor Mustafa Bilgiç’in ölümünden sorumludur! 'Ben doktora iğne yaptırmam, doktorlar adamı felç ederler Alimallah' ve 'Doktor efendi dönemi bitti' diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Doktor Mustafa Bilgiç’in ölümünden sorumludur! Sağlığı bir meta olarak gören ve sağlık çalışanlarının emeğini değersizleştiren sermaye Mustafa Bilgiç’in ölümünden sorumludur!”

Kızıl Bayrak / İstanbul