Aileler işçi katliamlarını yargılıyor!

  • Arşiv
  • |
  • İş cinayeti
  • |
  • 14 Eylül 2012
  • 07:59

İşçi ailelerine saldırı!

(14.09.12) – Sermayenin kar hırsı yeni işçi ölümlerine ve katliamlarına kapı aralarken düzen yargısı da patronlara arka çıkıyor. Göstermelik yargılamalarla işçi katliamları aklanıyor. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmaması nedeniyle yaşanan iki işçi katliamının ardından başlayan dava süreçleri de bu gerçeğe işaret ediyor.

31 Ocak 2008'de İstanbul Davutpaşa’da 21 işçinin yaşamını yitirdiği, 117 işçinin yaralandığı katliam ile ilgili davanın 9., 11 Mart 2012’de Esenyurt’ta çıkan AVM yangınında 11 işçinin diri diri yanarak katledilmesiyle ilgili davanın 2. duruşmaları bugün (14 Eylül) Bakırköy Adliyesi’nde görüldü.

Adliye önünde açıklama

İki duruşma öncesinde iş cinayetlerinde yaşamını yitirenlerin yakınları adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Eylemde; “Esenyurt’u unutmadık, unutturmayacağız/İş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin yakınları ve yaralılar” ve “Davutpaşa’yı unutmadık, unutturmayacağız” pankartları açıldı.

“Davutpaşa’da ve Esenyurt’ta hayatını kaybedenlerin adalet arayan yakınları” ve “İş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin yakınları” tarafından düzenlenen basın açıklamasında “Bizler iki iş cinayetinde de canlarını kaybetmiş yakınlar olarak, adalet için geride kalanların hayatları için mücadele etmeye devam ediyoruz.” denildi.

Van’daki ikinci büyük depremde, Bayram Otel’de yaşamını yitiren Cem Emir’in kardeşi Sinem Emir’in okuduğu basın açıklamasında Esenyurt ve Davutpaşa davaları hatırlatıldı.

Esenyurt’ta işçilerin barınmak amaçlı kullandığı çadırlarda meydana gelen yangında 11 işçinin hayatını kaybetmesiyle ilgili dava kapsamında 13 kişinin yargılandığını belirten Emir, Davutpaşa davasında ise 4 yıl aradan sonra Zeytinburnu Belediyesi yetkililerinin yanına-sanık sandalyesine Zeytinburnu Belediye Başkanı’nın da oturarak ifade vereceği söylendi.

Açıklama şu sözlerle devam etti: “Bakın gazetelere adı iş kazası olarak geçen ve bizim ısrarla ‘iş cinayeti’ dediğimiz haberin çıkmadığı gün yok. Ve ülkemizde ortalama her gün 5 ila 8 işçi hayatını kaybetmekte. Bizler sorumluların eksiksiz yargılanmasını istediğimiz için buradayız.”

Vicdan nöbetine çağrı

Pakistan’daki fabrika yangınında yaşamın yitiren 268 işçinin de anıldığı açıklamada, işçilerin, denetimsizlik-ihmal-patronların para kazanma hırsı nedeniyle yaşamlarını yitirdikleri hatırlatıldı.

Açıklamanın sonunda ise, bu hafta Pazar günü 13.00-14.00 arasında yeniden başlayacak Galatasaray Meydanı’ndaki vicdan ve adalet nöbetinin duyurusu yapıldı.

Eylemde, Esenyurt’taki yangından yaralı olarak kurtulan bir işçi de kısa bir konuşma yaptı. İnşaat işçisi, haklarını hala alamadığını ifade etti.

“İş kazası değil bu bir cinayet!”, “Sorumlular belli hesap sorulsun!” sloganlarının atıldığı açıklamanın ardından aileler duruşmaları izlemek üzere adliyeye girdi.

Zabıtalar ailelere saldırdı

Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Davutpaşa Katliamı davasında, ifade vermesi beklenen Zeytinburnu Belediye Başkanı sağlık raporunu bahane ederek duruşmaya katılmadı. Belediye başkanının katılmadığı davanın 10. duruşması 22 Şubat 2013 tarihine ertelenirken duruşma sırasında gergin anlar yaşandı. Dava kapsamında sanık olarak yargılanan zabıta görevlileri, belediye başkanının mahkemeye gelmemesine tepki gösteren işçi ailelerine tekmelerle saldırdı.

“Tüm sorumlular yargılansın!”

Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Esenyurt iş cinayeti davasında ise tanıklar dinlendi. 11 işçinin yaşamını yitirdiği Marmara Park AŞ'nin Türkiye temsilcisi Andreas Hohlmann duruşmada sanık sıfatıyla ifade verdi. Duruşmada öne çıkan noktalardan biri ise, AVM inşaatına iş güvenliği danışmanlık hizmeti veren şirketin temsilcsinin ifadeleri oldu. İnşaatta düzenli olarak eğitim verdiklerini iddia eden şirket yetkilisi, işin uygulama kısmının ise ana firma Kayı İnşaat'ın sorumluluğunda olduğunu belirtti. Ancak temsilcinin ifadelerinden Kayı İnşaat'ın kendisine bildirilen bariz aksaklıkları dahi denetlemek ve düzeltmek görevini yerine getirmediği açığa çıktı.

Zaman zaman gerilen duruşma sırasında, söz olan sanık avukatlarından biri, Kayı İnşaat şirketinin de avukatı olduğunu bildirdi ve herkesin zararlarını giderdiklerini belirtti. Aileler bu sözlere, "gidenleri getirebildiniz mi" diyerek tepki gösterdi. Yine Kaldem isimli taşeron ile Kayı İnşaat vekilinin ısrarla, "işçiler nasıl oldu da çadırdan çıkamadı", "patlama duydunuz mu" içeriğindeki manipülatif sorularla, yangını sanki bir sabotajmış gibi gösterme çabaları da aileleri sinirlendi. Aileler avukatlara, "utanmasanız kendilerini yaktılar diyeceksiniz" diye bağırdı.

Yine dosya kapsamında yangından sağ kurtulan ancak 11 gün hastanede yatan bir işçi de tanık olarak dinlendi. Bu işçi, şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini belirtti. Yaşadıklarını anlatan işçi, "bırakın denetimi, bir kez nasılsınız diye bile sormadılar" diyerek ortadaki ihmal tablosunun açığa çıkmasını sağladı.

Duruşmanın sonunda müşteki avukatları birçok talep dile getirdiler. Bu taleplerin büyük kısmı dosya kapsamında yargılanmayan ancak aslında sorumlu olan kişilerin açığa çıkartılmasına yönelikti. Mahkeme heyeti, tutukluların tutukluluklarının devamına karar verirken, aynı zamanda Andreas Hohlman da dahil olmak üzere, tutuksuz yargılanan sanıkların, duruşmalardan bağışık tutulmaları talebini de reddetti.

Davanın bir sonraki duruşması 23 Kasım 2012 tarihine ertelendi.

Kızıl Bayrak / İstanbul