Ağar'a hizmet analara hakarettir

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • 28 Nisan 2012
  • 13:09

(28.04.12) - Kayıp yakınları Cumartesi eylemlerinin 370. haftasında 1984 yılında kaybedilen Nurettin Öztürk'ün akıbetini sordu. Cumartesi Anneleri, kayıpların failinin devlet olduğunu vurgulayarak, dönemin sorumlularından Mehmet Ağar'ın aldığı göstermelik cezaya ve özel hapis uygulamasına tepki gösterdi.

Adalet Bakanlığı göstermeliktir

Eylemde ilk konuşmayı yapan, kayıp Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız oldu. Yıldız, devlet yetkililerinin, yıllardır söz verdiklerini fakat çözüm getirilmediklerini ifade etti. Yıldız, Adalet Bakanlığı'ndan 'zaman olmadığı' gerekçesi ile randevu alamadıklarını hatırlatarak, aslında zamanın Mehmet Ağar'a yer aramak için kullanıldığının altını çizdi. Yıldız, hasta tutsakları, korunmaya muhtaç kadınları ve hapishanede tecavüze uğrayan çocukları hatırlatarak, Mehmet Ağar için otel gibi bir mekan hazırlanmasına tepki gösterdi. Yıldız, Ring araçlarında ölen mahkumlara, çadırda ölen işçilere değinerek, Ağar'ın özel araçlarla götürüldüğünü vurguladı. Yıldız, adaletin olmadığı yerde Adalet Bakanlığı'nın göstermelik olduğunu, Mehmet Ağar'a gösterilen ilginin yıllardır kayıplarının akıbetini arayan analara hakaret olduğunu, kayıpların yine yapılacağı anlamına geldiğini vurguladı. Yıldız, analar olarak direneceklerini, devletin ayıplarını suratlarına tokat gibi çarpacaklarını ifade etti.

Nihat Aydoğan'ın eşi Halime Aydoğan ise Kürtçe olarak yaptığı konuşmasında, devletin kara propagandasını teşhir etti. Aydoğan, eşinin evden gözaltına alınarak katledildiğini, devletin ise olayı çarpıtarak PKK'nin üstüne yıkmaya çalıştığını belirtti. Aydoğan, gerçeği bildiklerini ve hesap soracaklarını ifade etti.

Nurettin Öztürk'ün yeğeni Halime Öztürk, yıllardır kardeşinin akıbetini arayan babasının yazdığı mektubu okudu. Mektupta, Cumartesi Anneleri'nin yaptıkları eylemler kutlanarak, Nurettin Öztürk'ün mezarı bulununcaya kadar mücadeleye devam edeceği vurgulandı.

Konuşmaların ardından açıklamayı Hasan Ocak'ın yeğeni Dilcan Acer okudu. Açıklamada, Nurettin Öztürk'ün kayıp öyküsü anlatıldı. Açıklamada devlet eliyle işlenmiş insanlık suçlarının cezasız kalmasının son bulması, tüm işkencecilerin yargılanması talep edilerek şunlar söylendi: "Geçmişte olduğu gibi bugün de kayıplarımız ve bizim için hukuk yok, adalet yok, insan hakları yok. İnsanlık suçu işleyen devlet görevlileri içinse huzur ortamı devam ediyor. Hükümet Cumartesi Anneleri'nin failler listesinin başında saydığı Mehmet Ağar'ı rahat ettirme derdinde. Yargının işlevi geçmişte olduğu gibi bugün de evrensel hukuka göre adaleti sağlamak değil, devletin adaletini sağlamak üzerinden şekilleniyor. Devletin adaleti, yurttaş için adaletsizlik demektir. Haksızlık, hukuksuzluk demektir."

Nurettin Öztürk'ün kaybediliş öyküsü

Nurettin Öztürk, 1948 Trabzon-Of doğumlu. Öğrencilik yıllarında devrimci hareketin içinde yer aldı. '70 askeri darbesinden sonra yurtdışına çıktı. '83 yılında Türkiye'ye geldi. 5 Nisan 1984 tarihinde arkadaşının evinde gözaltına alındı. 12 Eylül'ün ünlü işkence merkezlerinden biri olan Ankara Derin Araştırma Laboratuarı'na (DAL) götürüldü. Daha sonra kendisinden haber alınamadı. Öztürk'le aynı zamanda DAL'da işkence gören bir tanık şöyle bir beyanda bulunuyor: “Yanımdaki hücreye koydular. İlk iki gün sürekli inlemesini duydum. Üçüncü gün inlemeler kesildi. Askerler gelip baktılar, sonra işkence yapılmış ölü bedenini battaniyeye sarıp götürdüler.”

Kızıl Bayrak / İstanbul