Adalet Bakanlığı’nda işçi kıyımı

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Sendika
  • |
  • 25 Temmuz 2012
  • 08:25

(25.07.12) - Adalet Bakanlığı'na bağlı Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı (ATGV) bünyesinde çalışan şoförleri örgütleyen Türk-İş'e bağlı Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası (TÜMTİS), işten atma saldırısıyla karşılaştı.

Sendikaya üye olmaya başladıktan sonra vakıf yöneticilerinin yoğun baskı ve tehditleriyle karşı karşıya kalan işçilerin sendikaya üye olduğunu duyan ATGV temsilcileri, işçilerin sendikadan istifa etmelerini sağlamak için önce çeşitli vaatlerle işçileri kandırmaya çalıştılar, olmayınca da tehditlerle, işten çıkarmalarla ve sürgünlerle sendikalaşmayı engellemek istediler. Sendika düşmanlığında sınır tanımayan ATGV, çalıştıkları adliyelere göre gruplar halinde toplantılara çağırdığı işçileri, toplantılara alınmadan önce üstlerini arayarak, cep telefonlarını ellerinden aldılar.

Sendikadan istifa etmeyen işçiler, sendikadan istifa etmedikleri takdirde işten çıkarılmakla veya kullandıkları araçlarla birlikte Anadolu’daki adliyelere sürgün edilmekle tehdit edildiler.

TÜMTİS: 4 üyemiz işten atıldı

ATGV'de yaşanan işçi kıyımına ilişkin açıklama yapan TÜMTİS Merkez Yönetim Kurulu, vaat, tehdit ve sürgünlerle sonuç alamayan ATGV yönetiminin, İstanbul’da 2, Ankara’da 2 olmak üzere 4 üyeyi işten çıkardığını, İstanbul Adliyesi'nde çalışan iki üyenin de bu adliyedeki yoğun şoför ihtiyacına rağmen Ümraniye ve Kartal adliyelerine sürgüne gönderildikleri bilgisini verdi.

Başkanlığını Adalet Bakanlığı Müsteşarının yaptığı vakıfta sendika hakkına yönelik böylesine düşmanca bir tutumu kabul etmenin mümkün olmadığını dile getiren TÜMTİS, ATGV yönetim kurulu ile görüşme talepleri kabul edilmediği gibi Adalet Bakanı ile görüşme talebinin de henüz kabul edilmediği bilgisini verdi.

TÜMTİS'in açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Anayasal ve temel bir hak olan sendikal örgütlenme hakkına en başta saygı duyması, koruması gereken Adalet Bakanlığı'nın, bünyesindeki bir vakıfta bu tür davranışlara izin vermesi kabul edilemezdir. Adalet Bakanlığı'nın bu tür antidemokratik davranışlara ve sendika karşıtı tutuma izin vermesi, sessiz kalması, Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmelere, ILO normlarına ve yasalarına aykırıdır. Yasalara ve uluslararası sözleşmelere aykırılığın da ötesinde ayıptır. Adalet Bakanı ve bu vakfın başkanı olan Adalet Bakanlığı Müsteşarı bu ayıba karşı bir an önce harekete geçmeli, yüz kızartıcı bu ayıba son vermelidir.

Biz sendika olarak üyelerimizin örgütlenme hakkını sonuca ulaştırıncaya, Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı’nda toplu sözleşmeli düzen kurulana kadar mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız. Bütün emek örgütlerini ve demokrasi güçlerini işten çıkarılan üyelerimizin ve sendikamızın yanında olmaya, dayanışmaya çağırıyoruz.”