5 Ekim'i sorunlarla karşıladılar

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Eylem/Etkinlik
  • |
  • 05 Ekim 2012
  • 09:31

(05.10.12) - Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Merkez Yürütme Kurulu, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü'ne ilişkin açıklamasında, eğitim emekçilerinin 5 Ekim'i, acil çözüm bekleyen sorunlarla karşıladığını dile getirdi. Sendika, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin Öğretmenler Günü'nü kutladı.

5 Ekim'in, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından 1994`ten bu yana Dünya Öğretmenler günü olarak her yıl kutlandığını hatırlatan Eğitim Sen, Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer`in öğretmenleri sık sık aşağılayan, yaptıkları işi küçümseyen sözlerinin hala tazeliğini koruduğuna dikkat çekti.

Eğitim emekçilerinin yüzde 80'i borçlu

Son olarak Milli Eğitim Bakanı`nın ataması yapılmayan işsiz öğretmenleri "yem bekleyen güvercinler" olarak nitelemesinin, asıl mesleği "işletme" olan bir bakanın Türkiye`de öğretmenliğe verdiği değeri yansıtması açısından dikkat çekici olduğuna işaret eden sendika, AKP`nin 10 yıldır benimsediği sermaye yanlısı, emek düşmanı politikalar sonucunda eğitim emekçilerinin yüzde 80`inin borçlu ve üçte ikisinin geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda kaldığına değindi.

OECD ülkeleri içinde en düşük ücreti Türkiye'deki öğretmenler almasına rağmen, Milli Eğitim Bakanı ve Başbakan`ın dönem dönem öğretmenler az çalışıp yüksek ücret alıyorlarmış gibi açıklamalar yapmasının anlaşılır olmadığının belirtildiği açıklamada, Türkiye`de öğretmenlerin diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre daha çok çalıştığını, ancak bu çalışmaları karşılığında daha az ücret aldığını ifade etti.

Açıklamada, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü'nün, klasik anlamda sadece öğretmenler için "kutlanan" bir gün olmaktan çok, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin uluslararası alanda birlik, dayanışma ve örgütlü mücadelesinin simgesi olan önemli bir gün olarak kabul edildiği de belirtildi.

Açıklama şu sözlerle devam etti: “Türkiye`de eğitim sisteminin yıllardır çözülmeyen sorunları, öğretmenleri ve diğer eğitim emekçilerini, diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre çok daha fazla olumsuz etkilemektedir. Eğitimde 4+4+4 modeline geçilmesi ile birlikte özellikle sınıf öğretmenleri ciddi mağduriyetler yaşamış, çok sayıda sınıf öğretmeni norm fazlası durumuna düşürülmüştür. Öğretmenlerin mağduriyeti sadece bununla sınırlı kalmamış özür grubu atamaları ve tayinlerde yaşanan sorunlar nedeniyle yaşanan sorunlar daha da derinleşmiştir.”

Çalışma süreleri artıyor...

Milli Eğitim Bakanı ve Başbakan`ın aksi yöndeki bütün iddialarına karşın, OECD ülkeleri içinde öğretmenleri en çok çalışan ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini dile getiren sendika, Türkiye'de çalışan öğretmenlerin çalışma koşullarını diğer OECD ülkeleriyle karşılaştırdı.

Buna göre; öğretmenlerin yıllık çalışma saati ortalaması OECD ülkeleri içinde 1675 saat iken, Türkiye`de öğretmenler 1816 saat ile OECD ortalamasına göre 141 saat daha fazla çalışıyor. OECD ülkeleri içinde öğretmenlerin yıllık toplam çalışma sürelerinin düzenli olarak arttığı tek ülke Türkiye.

Eğitimde 4+4+4 modeline geçilmesi ile birlikte okulöncesi çağdaki 60-71 ay arasındaki çocukların ilkokula alınması, sınıfların aşırı kalabalık olması, seçmeli ders sayısında ve ders saatlerindeki artış vb gibi çok sayıda sorun nedeniyle öğretmenlerin yıllık çalışma saatlerinin bu yıldan itibaren belirgin bir şekilde artmasının kaçınılmaz göründüğüne dikkat çeken Eğitim Sen, öğretmenlerin yaşadığı sorunları şöyle sıraladı:

· Türkiye`de çalışan öğretmenler, OECD ülkeleri içinde en çok çalışan, en düşük maaş alan öğretmenler arasındadır;

· Öğretmenlerin yüzde 80`i geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda kalmaktadır;

· Öğretmenler, sık sık değişen eğitim politikalarının ve siyasi iktidarın tasarruflarının mağduru olmayı sürdürmektedir; 

. Öğretmenlik mesleğinin standartları özellikle AKP döneminde düşürülmüş, nitelikli öğretmen yetiştirme politikaları terk edilmiştir; 

· Öğretmenlerin bugünkü çalışma koşulları ve maaşlarıyla kendilerini mesleki olarak yetiştirmeleri ve geliştirmeleri mümkün değildir;

·Öğretmen açıkları sorununa kalıcı sorunlar üretilmemekte, 300 bini aşkın işsiz öğretmen kadrolu olarak atanmayı beklemektedir; 

· Öğretmen açıkları ücretli öğretmenler tarafından kapatılmak istenmekte, eğitimde esnek, güvencesiz ve kuralsız çalışma uygulamaları her geçen gün artmaktadır.

·Eğitimde benimsenen esnek çalışma uygulamaları aynı işi yapan farklı statülerde öğretmen istihdamını gündeme getirmiş, kariyer basamakları uygulaması ile öğretmenlerin sınıflandırılması, eğitimin niteliğini olumsuz etkilemiştir;

·Eğitime bütçeden yeterli pay ayrılmamasının ve eğitimin gün geçtikçe paralı hale getirilmesinin bir sonucu olarak öğretmenler öğrencilerden çeşitli adlar altında para toplamaya zorlanan birer "tahsildar" durumuna düşürülmüştür;

·Sınıf mevcutlarının fazlalığı, okul öncesi çağdaki çocukların zorla ilkokula kayıt edilmesi vb sorunlar eğitimi ve öğretmenlerin mesleklerini sağlıklı bir şekilde yapmalarını engellemektedir;

·Öğretmenlerin büyük bölümünde iş yükü artışına paralel olarak meslek hastalıklarında artış yaşanmaktadır;

·Demokratik haklarını kullandıkları ve sendikal çalışmalara katıldıkları için her yıl çok sayıda öğretmen soruşturma geçirmekte, cezalandırılmakta ya da sürgün edilmektedir. 

·Son yıllarda çok sayıda Eğitim Sen üyesi sendikal faaliyetleri nedeniyle gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Halen içlerinde Eğitim Sen Genel Sekreteri ve Merkez Kadın Sekreteri`nin de bulunduğu 50`ye yakın Eğitim Sen yönetici ve üyesi cezaevinde tutuklu bulunmaktadır.

Açıklamanın son bölümünde ise, eğitim emekçilerine egemen sistem tarafından dayatılan her türlü baskıcı, ayrımcı, gerici ve piyasacı anlayışın reddedilmesi gerektiği vurgulanarak tüm eğitim ve bilim emekçilerinin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü kutlandı.