"4+4+4'e karşı 28-29 Mart'ta greve, eyleme!"

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • 26 Mart 2012
  • 09:33

(26.03.12) – 28-29 Mart günlerinde Meclis Genel Kurulu gündemine gelecek 4+4+4 yasa tasarısına karşı, başta Eğitim Sen olmak üzere, KESK'e bağlı sendikalar grev ve Ankara'da merkezi eylem kararı aldı.

4+4+4 düzenlemesi ve greve ilişkin görüşlerini gazetemizle paylaşan KESK'e bağlı sendikaların yöneticileri, yeni düzenlemeyle beraber eğitim sisteminin tamamen gericileştirilmesinin ve paralı hale getirilmesinin öngörüldüğünü belirttiler. Yasaya karşı birlikte mücadele çağrısı yapan KESK'liler, aynı günlerde meclis gündemine getirilmesi beklenen 4688 sayılı sahte sendika yasasına karşı da mücadele edeceklerini ifade ettiler.

“Tek silahımız grev”

Arzu Erdoğan (KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen 4 No'lu Şube Başkanı): 27 Mart ile 6 Nisan arasında 4+4+4 görüşülecek ve hemen ardından 4688 Sayılı Yasa meclis gündemine gelecek. Her ikisi de çalışma yaşamımızı ve eğitim-öğretimin niteliğini etkileyecek önemli kararlar içeriyor. 4+4+4'le birlikte 17 milyon öğrencinin hayatını direk etkileyecek çok ciddi düzenlemeler yapılıyor. Bu düzenlemenin tartışması şekilsel bir çerçevede yapılıyor. Oysa asıl önemli olan niteliksel yönüdür. Değişikliğin tek bir maddesi üzerinde duruluyor. Bununla ilgili değişiklikler sendikamız tarafından eleştirildiğinde de "28 Ocak kararları sanki daha iyiydi de bu kararlar daha mı kötü" diye karşılaştırma yapılıyor.

“Daha da geriye gidilecek”

Her ikisinin de uygulaması kötüydü. Eğitim sistemi, çocuğun nitelikli bir şekilde yeteneklerini ve becerisini geliştirecek nitelikte ve parasız değildi. Herkesin yararlanabileceği şekilde kamusal nitelikte değildi. Bu uygulama hayata geçirilirse daha da geriye gidilecek. Vatandaşa “4 yıl çocuğunu okula gönder, ondan sonra ne yaparsan yap” deniyor. 4 yıl boyunca devletin zorunlu ve parasız kısmı da çıkarılıyor. Zaten gerek diğer diller gerekse de anadilde eğitim yapılması konusunda hiçbir düzenleme yok. Kamuoyunda sürekli olarak, "İmam hatiplerin ortaokul kısmı açılacak mı açılmayacak mı?" tartışması yapılıyor. 17 milyon öğrenciyle ilgili değişiklik yapılıyor. Diyelim ki 7 milyon veli, "İmam hatiplerin orta kısmı açılsın" diyor. Geriye kalan 10 milyonun ise farklı talepleri var. Bu boyutu da hiç görülmüyor. Eğitim alanında otorite olan akademisyenlerden hiçbir görüş alınmadan düzenleme yapılıyor. Eğitimin tamamen paralı hale getirilmesi öngörülüyor. Eğitim çalışanları için ise her şey yeni baştan düzenlenecek.

“Ankara'da olacağız”

Dershanelerle ilgili düzenleme gündeme geldi. Dershanelerin özel okul olma niteliğinde değişiklik öngörülüyor. “Özel okula çevir ve ben de sana kolaylık sağlıyorum. Müşterin de var” deniyor. Kamusal nitelikli, parasız herkesin ulaşabileceği bir eğitimi savunuyorduk. Bu düzenlemenin içinde hiçbiri yok. Kuru kuruya muhalefet yapmıyoruz.

4688 sayılı yasa da çalışma yaşamımızı düzenleyecek maddeleri içeriyor. 2 yıllığına veya 3 yıllığına sözleşmeler yapılacak. Buna karşı yaptırım seçeneği de yok. Çünkü yasada grev hakkı tanınmıyor. Tepkimizi örgütlemek amacıyla Ankara'da olacağız.

Elimizdeki tek silah grevdir. Tek yaptırım gücümüz budur. Hizmet üretmeyerek tepkimizi göstereceğiz. Zaten yaptığımız okul gezilerinde de 4+4+4'e yönelik tepkilerin oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. Ancak insanlar bu tepkilerini eyleme, alanlara yansıtmıyorlar. Ankara'daki eylemin kitlesel olacağını düşünüyoruz.

“Yasa, 28 Şubat'ın rövanşıdır”

Yavuz Demirkol (Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Genel Başkanı): AKP her alanda olduğu gibi eğitim alanında da kendi ideolojisine uygun olarak yeni bir yapılandırmaya gidiyor. 4+4+4 de bunun sonucudur. Düşünün ki, 4. sınıftan sonra çocuk bir mesleğe yönlendirilebilecek. Bunun, eğitim pedagojisinde bir karşılığı yok. Bu tamamen 28 Şubat'ta imam hatiplerin orta kısımlarının kapatılmasının rövanşıdır. Mesleki eğitime önem vereceğiz söylemleri çok da doğru değil. Eğitim sistemi, böyle bir siyasi partinin tek başına yapılandıracağı bir konu değildir. Bu konu tüm toplumu ilgilendiriyor. Bu nedenle de daha geniş kesimlerle de tartışılmalı, düzenleme yapılacaksa bu tartışmalardan çıkacak sonuçlara göre yapılmalı.

Eğitim Sen bu konuda doğru olanı yapıyor ve kararı destekliyoruz.
4+4+4'ün mecliste görüşüleceği sırada Eğitim Sen de eylem takvimi oluşturdu. Tam da bugünlerde Başbakan gündemi başka yöne kaydırmak amacıyla dershanelerin kapatılacağı ve üniversiteye giriş sınavının kaldırılacağı söyleminde bulundu. Bu hareket de çok bilinçli olarak yapılmıştır. Bu düzenlemeyle geniş hak kesimlerini ilgilendiriyor ve tüm kesimlerin birlikte hareket etmesi gerekiyor.

Kızıl Bayrak / İstanbul