“2023 vizyonu”ndan kamu emekçilerine tam kölelik çıktı!

  • Arşiv
  • |
  • Kamu hareketi
  • |
  • Sosyal Sorunlar
  • |
  • 09 Ekim 2012
  • 10:58

AKP’nin kongre ile paralel gündeme getirdiği 2023 vizyonu maddeler halinde yayınlanmıştı. Bu vizyonun kamu emekçilerini kesen bölümünün açık bir kölelik dayatması olduğu ortaya çıktı. 657 sayılı devlet memurları yasasında yapılması planlanan değişikliklerle kamu personelinin iş güvencesi ortadan kaldırılacak, esnek çalışma ve performansa göre ücretlendirme politikaları uygulamaya konacak.

'Günün şartlarına uygun' kölelik!

AKP’nin yapmayı planladığı yeni düzenleme düzen medyasında övgüler eşliğinde sunuldu. “'Devlete kapağı at yan gel yat'a son!” başlıklarıyla basında yer alan haberlerde kanunun “günün şartlarına uygun” olarak yeniden düzenleneceği yer alıyor.

Basına sızan bilgilere göre, yeni düzenlemede kamu emekçilerinin iş güvencesi tamamen ortadan kaldırılıyor. Buna göre kamu emekçilerine iş güvencesi sağlayan 657 sayılı yasa rafa kaldırıldığında kamu emekçileri de işçi statüsüne benzer bir statü kazanacak. Böylece geçmişteki güvenceden yararlanılamayacak ve işten atma kolaylaşacak.

Yeni kanunda “verimlilik” ilkesinin başat olacağından söz ediliyor. Kuşkusuz ki sermaye için verimliliğin anlamı kölece çalışmadan başka bir şey değil. Böyle olunca da “verimli” çalışmayan kamu emekçilerinin işten çıkarılmalarının önü açılmış ve iş güvencesi tamamen ortadan kaldırılmış olacak.

Yine görev yeri değiştirilen personelin hakları da sınırlanacak. Geçmişte olduğu gibi hukuk yoluyla geri dönme ve itiraz hakları ortadan kaldırılarak yöneticilerin inisiyatifi genişletilecek.

“Verimlilik” kavramının ücretlendirmede de temel bir rol oynaması bekleniyor. Buna göre ücretler, performansa göre belirlenecek. Geçmişte “katsayı-gösterge", "derece-kademe” sistemine göre belirlenen ücretlerin yapısı tamamen değişecek. Verimliliğin ölçülmesi sonucu ücretler düşürülecek veya yükseltilecek. Emeklilik hesaplanırken de benzer kriterler gözönüne alınacak.

Bu uygulamalarla birlikte “disiplin” yönetmeliklerinin de değiştirilereceği ifade ediliyor. Belli ki kamu emekçilerinin tepkilerinin de önüne geçebilmek için disiplin uygulamaları adı altında baskı ve işten atma tehdidi daha etkili bir silah olarak kullanılacak.

Kamu emekçilerinin söz hakkı yok!

“AKP’nin 2023 vizyonu” isimli belgede kamu personel sisteminin değişeceğinden bahsedilerek şu ifadelere yer verilmişti: “Kamu personel rejimini yeniden ele alarak günün şartlarına ve geleceğin ihtiyaçlarına cevap veren yeni bir kamu personel sistemini hayata geçireceğiz.”

 Hazırlıkları süren yasanın da bu maddeden yola çıkılarak hazırlandığı ifade ediliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Başbakanlık tarafından ortak yürütülen çalışmanın dar bir bürokrat kadrosunca sürdürüldüğü de basına yansıyan haberler arasında.

Ancak yasanın gerçek muhatapları olan kamu emekçilerinin tartışmalarda hiç bir söz hakkı olmadığı açık. Hükümetin kontra sendikalarının dahi yapılan tartışmalara açıktan katılmadığı ve tartışma platformlarında yer almadığı ifade ediliyor.

Saldırı kamunun tasfiyesinin parçasıdır!

Kamu emekçilerine yönelen bu saldırı, eğitimin ve sağlığın ticarileştirilmesi ve piyasaya açılması ile kamunun tasfiyesi uygulamalarının bir parçasıdır. 4+4+4 uygulaması ile bir dizi adım atan, müfredatları yeniden düzenleyen, eğitimi-sağlığı sermayenin ihtiyaçlarına göre örgütleyen sermaye devleti, şimdi de personel yasasını yenileyerek istediği sisteme uygun personel yetiştirmeyi amaçlamaktadır.

Bir yandan performans sistemini getirerek niteliği düşürecek ve hizmetlerin metalaşmasına hız verecek, diğer yandan ise disiplin yönetmelikleri ve işten atma tehdidi ile tüm tepkilerin önünü kesecektir. Böylece reform adı altında kamu emekçilerine bir kat daha fazla sömürü, topluma ise pahalı ve niteliksiz hizmet sunulacaktır.

Saldırı hiçbir şekilde yalnızca kamu emekçilerine yönelik olarak algılanmamalı, sermayenin topyekün saldırısının bir ayağı olduğu bir an bile gözden kaçırılmamalıdır.