16 Mart'ın yıldönümünde katliamlar lanetlendi...

  • Arşiv
  • |
  • Gençlik Hareketi
  • |
  • 16 Mart 2012
  • 16:24

“Beyazıt ve Halepçe'yi unutmadık, hesabını soracağız!”


(16.03.12) – 16 Mart 1978 Beyazıt Katliamı'nın 34'üncü, 16 Mart 1988 Halepçe Katliamı'nın 24. yıldönümünde İstanbul Beyazıt Meydanı'nda buluşan yüzlerce devrimci ve ilerici “16 Mart'ı unutmadık, untutrmayacağız!” şiarını haykırdı.

Parçalı bir tabloda çok sayıda eylem ve anma programına konu olan Beyazıt Meydanı'nda, sermaye devletinin katliamcı geleneği ve Kürt halkına dönük imha politikaları birkez daha lanetlenmiş oldu. AKP hükümeti eliyle Sivas Katliamı davasının zamanaşımına uğratılmasına dönük tepki de öne çıktı.

Devrimci ve ilerici öğrenciler katliamları lanetledi

Ekim Gençliği, DAF, Dev-Genç (Devrimci Hareket), DGH, DÖB, Gençler Meydana İnisiyatifi, Gençlik Cephesi, Kaldıraç, Sosyalist Dayanışma Gençliği ve Tüm-İGD'nin örgütlediği 16 Mart anması için saat 12.30'da Sirkeci Tramvay Durağı'nda buluşan ilerici ve devrimci öğrenciler Laleli'ye geçerek Edebiyat Fakültesi önündeki öğrencilerle buluştular.

Devrimci ve ilerici öğrenciler saat 13.00'te “16 Mart Beyazıt ve Halepe katliamlarını unutmadık! Hesabını soracağız!” Me 16 ê âdarê jibir nekir! Em ê hesab pirsin!” ortak pankartı arkasında yolun bir şeridini trafiğe kapatarak Beyazıt Meydanı'na doğru yürüyüşe geçtiler. Örgütleyici gençlik örgütlerinin flamalarının taşındığı yürüyüş boyunca “16 Mart' unutma, unutturma!”, “Beyazıt faşizme mezar olacak!”, “Beyazıt goristan ji bo faşistan!”, “Katil devlet hesap verecek!”,  “Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmezdir!” ve “Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz!” sloganları haykırıldı.

Direnişçi Maltepe Belediyesi taşeron işçileri de yürüyüşe “Taşeronlaştırma ölüm demektir!” şiarlı pankartla katıldı.

"Katliamların hesabını biz soracağız!"

Yürüyüşün ardından Beyazıt Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirildi.

Beyazıt ve Halepçe katliamlarının anlatıldığı açıklamada, YÖK eliyle üniversitelerin sermayenin tahakkümü altına sokulduğu söylendi. İlerici, devrimci, muhalif öğrencilere yönelik cezalara ve tutuklamalara dikkat çekilen açıklamada, düzenin katliama dayanan tarihinin bugün AKP iktidarı ile devam ettiğine değinildi.

Kürt halkına yönelik inkar ve imha politikalarına dikkat çekilen açıklamada, Roboski ve Kazan Vadisi'ndeki katliamlar da hatırlatıldı.

Adıyaman'da Alevilerin yaşadığı evlerin işaretlenmesine, Hocalı katliamı anması adı altında Ermeni halkına yönelik saldırıda bulunulmasına ve Kürecik'teki füze kalkanı ile emperyalist savaş politikalarının derinleştirilmesine de değinilen açıklamada, sosyal yıkım ve kölelik saldırılarına da  dikkat çekildi.

Kürtçe olarak da okunan basın açıklaması şu sözlerle noktalandı:

“Tarih boyunca yaşattığınız katliamları unutmadık. Ancak siz de unutmayın ki, katliamlarda herkes ölmez. Bizler, katledilenlerin mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz. Irkçılığın karşısında halkların kardeşliği sloganını hepbir ağızdan yükselteceğiz. Beyazıt'ın, Maraş'ın, çorum'un, Dersim'in, Halepçe'nin, Roboski'nin, Çukurca'nın, Ranya'nın, Pontus'un hesabını biz soracağız”

Açıklamanın ardından Maltepe Belediyesi taşeron işçileri direnişçi işçi Alper Ekici söz aldı. “1978'de 7 devrimci öğrenciyi katleden, Mahirler'i, Denizler'i katleden düzen, onların ailelerini de işyerlerinde, fabrikalarda sömürüyor” diyen Ekici,direnişçi işçiler olarak katliamcıları lanetlediklerini dile getirdi. Ekici'nin konuşmasının ardından “Maltepe'de direniş kazanacak!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganları atıldı.

Basın açıklamasının ardından, 7 devrimci öğrencinin katledildiği Eczacılık Fakültesi önüne yürünerek anma etkinliği gerçekleştirildi. Devrim şehitleri adına saygı duruşuyla başlayan anma programı, Adalılar ve Grup Emeğe Ezgi'nin söylediği devrimci marşlarla sona erdi.

“16 Mart'ı unutma, unutturma!

Öğrenci Kolektifleri, Gençlik Muhalefeti ve TKP'li Öğrenciler ile HDK İstanbul Gençlik Meclisi de saat 13.00'de Beyazıt Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi.

“600 tutuklu üniversiteli, Uludere katliamı – AKP'den hesabı gençlik soracak!/ Gençlik Muhalefeti – Öğrenci Kolektifileri – TKP'li Öğrenciler” ve “Katil devlet hesap verecek!/ HDK İstanbul Gençlik Meclisi” pankartları arkasında meydana yürüyen öğrenciler Beyazıt Merkez Kampüs içerisinden sloganlarla gelen öğrencilerle birleştiler.

Meydanda ilk olarak HDK İstanbul Gençlik Meclisi, daha sonra ise Öğrenci Kolektifleri, Gençlik Muhalefeti, TKP'li Öğrenciler adına birer basın açıklaması gerçekleştirildi.

Eylemde BDP Milletvekili Sebahat Tuncel de bir konuşma yaptı. “Katliamcı zihniyet hala devam ediyor. Ancak katliamlara uğrayan ülkelerin hiçbirinde sonuç başarılı olmamıştır. Halklar katliama uğramıştır ama bunun hesabını sormuştur" sözleriyle katliamları lanetleyen Tuncel”, İstanbul Newrozu'nun yasaklanmasına izin vermeyeceklerini de vurguladı.

Eylem boyunca “16 Mart'ı unutma, unutturma!”, ”AKP akladı, gençlik hesap soracak”, “AKP'den hesabı gençlik soracak”, “AKP'den hesabı gençlik soracak!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” ve “Bijî biratiya gelan!” sloganları atıldı.

“Unutmadık, affetmeyeceğiz!'

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi çağrısıyla saat 12.00'den itibaren İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü giriş kapısı önünde toplanmaya başlayan ilerici ve devrimci güçler “2 Temmuz Sivas'tan 16 Mart Beyazıt'a  katleden devlet, aklayan yargıdır! Unutmadık, affetmeyeceğiz” pankartın arkasında Eczacılık Fakültesi önüne yürüdü. Eyleme aralarında Eşber Yağmurdereli, Orhan Alkaya'nın da bulunduğu 34 yıl önceki katliama tanıklık etmiş çok sayıda aydın, yazar, sanatçı da katıldı.

ÇHD İstanbul Şubesi adına Serhan Arıkanoğlu tarafından okunan açıklamada 16 Mart katliamlarına değinildi. Halka karşı işlenmiş tüm suçların sorumlularından hesap soruluncaya, kontrgerilla gerçekten ve tamamen tasfiye edilinceye kadar ÇHD'nin mücadeleye devam edeceği belirtildi.

Açıklamanın ardından, Beyazıt katliamının tanıklarından ve katliamdan yaralanarak kurtulan Serhat Tekiner söz aldı. 34 yıl önceki katliamda görev yapan polis şefinin Dink cinayeti işlendiği sırada Trabzon Emniyeti'nin başında bulunduğunu söyleyen Tekiner, katliam anını aktardı. “Alın mahkemelerinizi başınıza çalın!” diyerek konuşmasını sürdüren Tekiner, kontrgerilladan, sivil ve resmi polislerden hesap sorulmasının önemine dikkat çekti. Asıl olarak yapılması gerekenin, faşizmin halk tarafından mahkum edilmesi olduğunu sözlerine ekledi.

Av. Eşber Yağmurdereli ise, Türkiye siyasi tarihinin katliamlar ve öldürmeler tarihi olduğunu belirtti.

Yağmurdereli'nin ardından DİSK Genel Başkanı Erol Ekici söz aldı. 12 Eylül'le hesaplaşıldığını söyleyen hükümetin 16 Mart'ın faillerini bulması gerektiğini belirten Ekici, 16 Mart katliamıyla birlikte 12 Eylül darbesinin altyapısının oluşturulduğunu sözlerine ekledi. Sivas katliamı davasının zamanaşımına uğratılmasına da değinen Ekici, mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.

Açıklamanın ardından Eczacılık Fakültesi önüne kırmızı karanfiller bırakıldı.

“Katliamları unutmadık, unutturmayacağız”

KESK İstanbul Şubeler Platformu da Eczacılık Fakültesi önünde Beyazıt ve Halepçe katliamlarını lanetledi.

“Ne Beyazıt ne Halepçe.. Katliamları unutmadık, unutturmayacağız” pankartı açılarak gerçekleştirilen basın açıklamasında şunlar söylendi:

“16 Mart katliamı faili meçhul bir katliam değildir. Katliamı planlayanları, gerçekleştirenleri ve aklayanları tanıyoruz. 16 Mart'tan Gazi Katliamı'na, Madımak'tan Hrant Dink suikastine uzanan katliamların sorumlusu aynı emek ve halk düşmanlarıdır” ifadelerine yer verilen açıklamada Halepçe katliamına da değinilerek “Ne Beyazıt, ne Halepçe, ne Sivas, ne diğerleri, katliamları unutmadık, unutturmayacağız”

Açıklama devam ederken, 16 Mart Platformu üyeleri tarafından alana getirilen temsili 16 Mart anıtı, 34 yıl önce katledilen devrimci öğrenciler anısına meydana dikildi. Daha sonra 16 Mart Platformu adına da sanatçı Orhan Alkaya tarafından basın açıklaması gerçekleştirildi.

Gençlik Federasyonu üyeleri de “16 Mart'ın faili devlettir” ve “Beyazıt Katliamı'nın hesabını sorduk, soracağız!” şiarlı pankartlar açarak Eczacılık Fakültesi önünde basın açıklaması ve anma gerçekleştirdiler. Anmanın ardından sloganlar eşliğinde Beyazıt Meydanı'na yürüyerek eylemlerini sonlandırdılar.

Kızıl Bayrak / İstanbul