12 asker neyin bedeli?

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • 21 Mart 2012
  • 13:11

(21.03.12) - Afganistan'da helikopter düşmesi sonucu 12 Türk askerinin ölmesi üzerine başlayan "ülke dışında askeri görevler" tartışması durulmuyor. “Afganistan'da ne işimiz var?” sorusunun kamuoyunda tartışılmaya başlaması sermaye devletini rahatsız etti. Yeni emperyalist işgallere hazırlanılan bir süreçte tepkileri bastırmak için sermaye devletinin sözcüleri harekete geçti. Başta dinci gerici parti şefi Tayyip Erdoğan olmak üzere, savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve Genelkurmay Başkanlığı tartışmalara katıldı. Birbirine paralel açıklamalarda Türk sermaye devletinin uşaklık çizgisi “büyük devlet olmak” olarak adlandırılıyor.

Erdoğan, "Güçlü bir devlet olmanın gereği de budur bunu yapmak zorundayız" dedi. Afganistan'daki askeri varlığı “Bizim içinde olduğumuz NATO camiası var. Bu kopsentin içinde Türk ordusu Afganistan'da görev yapmaktadır. Bulunduğumuz süre içinde operasyonel görev üstlenmedik, hep lojistik görev ağırlıklı olarak üstlendik. Bu kaza ile böyle durum başımıza geldi. Afganlar'ın da bizim askerimize subayımıza karşı aşırı derecede sevgisi var. Afgan halkının bizim yanımızda olan ruh kökünden gelen bir yapısı var. Afganistan halkıyla böyle bir dayanışmamız söz konusu. Bizim ordumuz sürekli orada kalacak değil. Belli zaman sonra çekilmesi gerektiği zaman karar alınır çekilir. Parlamento kararıyla bu alınıyor. Bu süre uzatılıyor, gerekiyorsa uzatılmıyor” sözleriyle savundu.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ise tartışmayı manipüle etmek için askerin Afganistan'da olmasının NATO'dan bağımsız olduğunu iddia etti. “Bizim Afganistan’da olmamızın NATO ile bir alakası yok. NATO çekilse bile Afganistan istediği sürece biz orada olacağız” diye konuştu.

Genelkurmay Başkanlığı'ysa “TSK mensupları, Afganistan'da; Afganistan Ulusal Güvenlik Güçlerini eğitmek ve Afganistan halkına güvenlik, istikrar ve gelişme konusunda yardım etmek maksadıyla bulunmaktadır. Birliklerimize sorumluluk sahası dışında görev verilmiyor” dedi.

Düzenin sözcüleri, sermaye devletinin emperyalistlere uşaklığının bedeli olan 12 asker ölümünü “kaza” diyerek açıklamaya çalışıyorlar. Helikopter kazası aslında bugüne kadar kayıplar olmamasından kaynaklı olarak görmezden gelinen uşaklık çizgisini tartışmalı hale getirdi. Sermaye devletiyse kendisinden etkin görevler beklendiği bir süreçte yaşanan bu olayı geçiştirmek için çaba harcıyor.