Koronavirüs dünyayı etkisi altına aldı. Ama fabrikalar ara vermeden çalışmaya devam ediyor.
Bizim fabrikada da öyle oldu, üretime hiç ara vermediler. Gelen siparişleri yetiştirmek için ne sosyal mesafe ne de korona tanıyorlar. Alınan önlemler sadece maske takmak ve ateş ölçümü yapmak. 9 saat boyunsa tek maske ile çalıştırılıyorduk. Ama biz işçilerin baskısı ile günde artık 2 adet maske veriliyor.
Fabrikada ne beyaz yaka nede usta başı var, tek çalışan biz işçiler. Ara vermeden çalışmaya devam ediyoruz. Yönetimin canı ve sağlığı biz işçilerden daha kıymetli çünkü. Bize baskı kuruyorlar, gelip çalışmamızı istiyorlar, gitmezsek işsiz kalırız endişesiyle çalışmaya mecbur bırakıyorlar.
Fabrika kısa çalışma ödeneğine başvuru yaptı. Sermaye devleti şov yaparak tüm işçilerin kısa çalışma ödeneğinden en düşük 1770 TL alacağını duyurmuştu. Ama bunun yalandan ibaret olduğunu kısa çalışma ödeneğinden aldığımız ücret elimize geçtiğinde anladık. Bana 1364 TL diğer arkadaşlarıma 1500 TL ve 1600 TL gibi farklı farklı ücretler ödendi. Ayrıca İŞKUR fabrikayı arayarak kısa çalışma ödeneğinden işçilerin hesabına ücretler fazla yatırıldı demiş. Bizlere İŞKUR’un vereceği İBAN numarasına fazla ücretleri yatırmamız söylendi.
Ayrıca çalıştığımız fabrikada 30 kişi kısa çalışma ödeneğinden yararlanamıyor. Bu işçi arkadaşlarımız ücretsiz izin üzerinden ücretlerini alacaklar ayrıca şu ana kadar arkadaşlarımıza ücretler de ödenmedi. Fabrika yönetimi utanmadan ücretsiz izine çıkarttıkları işçi arkadaşlarımıza “Gelin sizler de haftanın belirli günleri çalışın, en azından ücretlerinizi almış olursunuz” diyerek bilgilendirme yapıyor.
Biz işçi ve emekçiler çalıştığımız fabrikalarda farklı farklı sorunlar yaşıyoruz. Ama yaşadığımız sorunlar koronavirüs ile birlikte arttı. Bu sorunlara karşı bizlerin yapması gereken birlikte hareket etmektir. Bizler birliğimizi ve taleplerimizi oluşturmalıyız. Sermaye devleti kısa çalışma ödeneği ile biz işçi ve emekçileri kandırıyor. Devlet, patronların batmaması için seferber olurken, biz işçileri ise yoksulluğa ve açlığa terk ediyor. Biz işçiler ve emekçilerin yapması gereken şey, yaşadığımız her türlü soruna karşı mücadele etmek olmalıdır.
Sefaköy'den bir kadın işçi