İnfaz yasası (gerçekte af yasası), geçtiğimiz gün mecliste kabul edildi. Cumhurbaşkanı’nın yasayı onaylamasıyla cezaevlerinden tahliyeler başladı. 90 bin kişinin affını içeren yasa, bazı suçlarda infaz oranının yarıya inmesini, denetimli serbestliğe geçiş için cezanın 2/3 oranı yerine ½ şartını, açık cezaevlerinde kalanların 31 Mayıs tarihine kadar izinli sayılmasını kapsıyor.
İnfaz yasasını değerlendiren hukukçular, halen bazı maddelerin anlaşılmadığı, yoruma dayalı olduğu ve “kişiye özel” hususlar içerdiği görüşünde.
Açık ve net olan nokta, yasanın salgın ve ona karşı alınması gereken önlemlerle hiçbir ilgisinin bulunmadığıdır. AKP-MHP koalisyonunun tercihleri ve siyasal rant hesaplarına göre düzenlenmiş bir af var. Her türlü adli suçun af kapsamına alındığı yasaya göre, siyasi tutsaklar için durumu daha ağırlaştıran hükümler bulunuyor. Örgüt adına faaliyet yürütenlerin cezalarının arttırımı ve hapishanede olanların sorgulanmak üzere kolluk tarafından alınabilmesi vb… Dolayısıyla yasa, fırsattan istifade katilleri, mafya-çete reislerini, tecavüzcüleri sokaklara salarken, baskı rejimini daha da ağırlaştıran bir nitelik taşıyor.
AKP-saray rejiminin borazanı medya kullanılarak “yasadan kadınlara ve çocuklara karşı suç işleyenlerin faydalanamayacağı” yalanı piyasaya sürüldü. Oysa bu yasa ile çocuk ve kadınlara yönelik cinsel şiddet uygulayanların kapalı cezaevinden açık cezaevine geçmesi kolaylaşıyor. Açık cezaevlerinden 31 Mayıs’a kadar izinli sayılacakların yanında, bu haktan, açık cezaevlerine geçme hakkına sahip olanlar da faydalanabiliyor. Bu süre 2 kez uzatılabiliyor. Dahası dönmediği koşullarda bir yaptırım da yer almıyor. Yani kadın-çocuk tecavüzcüleri dinci-faşist koalisyon tarafından sokaklara salınıyor.
Kadınlara ve çocuklara şiddet uygulayanların tahliyesiyle birlikte, iktidarın bu salgın günlerinde şiddetin önlenmesine dönük tedbiri var mı? Ya da İstanbul Sözleşmesi’nde yer aldığı şekliyle “şiddet uygulayan kişiyle ilgili mağdurun her aşamada bilgilendirilmesi ve önlem alınması” düşünülüyor mu? Hiç zannetmiyoruz. Dahası, infaz yasası görüşmelerinin son gününde sosyal medyada dolaşıma sokulan, çocuk istismarcılarının affını içeren yasa maddesi, AKP’nin cinsiyetçi-kadın düşmanı politikalarını hayata geçirme konusundaki ısrarını gözler önüne seriyor.
AKP’nin çocuk istismarına afta ısrarı!
Bu maddede, çocuğun istismarcısı ile evlenmesi koşulunda, cezanın ertelenmesi yer alıyor. Çocuğun 14 yaşına girmiş olması, faille arasında 15 yıldan fazla yaş farkının bulunmaması da ekleniyor. Ayrıca bu taslağa göre, evlilikle tecavüzcünün cezasının düşmesinin yanı sıra, bu ağır suça yardım ve yataklık edenlerin de davaları düşüyor.
İnfaz yasasının görüşmelerinin son gününde sosyal medyada dolaşıma giren bu yasa tasarısı, meclisin gündemine gelmedi. Ancak burjuva muhalefet partilerinin sözcüleri, kulislerde AKP’li milletvekillerinin nabız yoklayarak uzlaşma arayışına girdiklerini kamuoyuna yansıttılar.
2016 yılından beri her fırsatta çocuk tecavüzcülerine affı gündeme getiren ve yasa tasarısını 2 kez geri çekmek zorunda kalan AKP-MHP koalisyonu, görülen o ki bu kirli emeline ulaşmak için fırsat kolluyor. İnsanlar can derdindeyken, bu salgını bir fırsata çevirerek istedikleri her türlü uygulamayı hayata geçirmeye çalışan bu dinci-faşist rejim, çocuk istismarcılarını da bu süreçte aklama niyetini taşıyor. Zira dinsel referanslara dayalı bir toplum inşa etme hedefinden vazgeçmiyor.
Nesnel koşulların zorluğuna rağmen, çocuk istismarcılarına af yasa tasarısına tepki gösterilmediğinde, gerici güruhun çocuk istismarını yasalaştırması kaçınılmaz görünüyor.