ABD emperyalizmi ile Taliban temsilcileri Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleşen görüşmelerin ardından anlaştıklarını ilan etmişlerdi. Cihatçı terörün finansörü Katar Emiri’nin arabulucu olduğu anlaşma gereğince, işgalci Amerikan askerleri 1 Mayıs’tan itibaren Afganistan’dan çekilmeye başladı. Çekilmenin 11 Eylül 2021’de tamamlanması bekleniyor. 650 Amerikan askeri ise “diplomatik faaliyetler ve diğer Amerikan personelinin güvenliği için” ülkede kalmaya devam edecek.
ABD’nin yanı sıra Türkiye ve NATO üyesi devletler de Afganistan’da ağır insanlık suçlarının ortağı oldular. Anlaşmadan sonra bu devletler de askerlerini çekmeye başladı. Sadece emperyalizme hizmette sınır tanımayan AKP-MHP iktidarı askerleri çekmek istemiyor. Hatta Biden’e yaranmak için ek askeri birlik göndermeye hazırlar. Dinci-faşist rejim, başkent Kabil’deki havaalanı ve batılı büyükelçiliklerin bekçiliğini yapmaya hazır olduğunu ilan etti. Saray rejiminin mirasını sahiplendiği Adnan Menderes liderliğindeki Demokrat Partide ABD emperyalizmine yaranmak ve NATO’ya üye olmak için Türk askerini Kore savaşına göndermişti. 70 yıldır emperyalizme hizmete devam ediyorlar.
***
11 Eylül 2001’de ABD’deki ikiz kulelerin vurulması, Afganistan işgalinin gerekçesi olarak sunulmuştu. Oysa saldırıyı gerçekleştirenlerin çoğu Suudi Arabistan vatandaşıydı. ABD’nin peşine düştüğü Usame Bin Ladin, Suudi Arabistan’ın “saygın” ailelerinden birine mensuptu. O dönem Afganistan’da işbaşında buluna Taliban yönetimi ise, ABD’nin tüm isteklerini kabul etmeye hazır olduğunu açıklamıştı. Buna rağmen işgal gerçekleştirildi.
NATO orduları Afganistan’ı yakıp yıkarak, toplu cinayetler işleyerek işgal ettiler. ABD-Pakistan desteği ile başa getirilen Taliban yönetimi yıkıldı ve kukla bir yönetim kurdu. İşgalin üzerinden yirmi yıl geçti. Bu süreçte on binlerce insan katledildi. Çok sayıda insan ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Kukla yönetim başkenti bile tam kontrol edemedi. ABD’nin Irak ve Afganistan operasyonları için kimi kaynaklara göre beş trilyon dolar harcandı. Tüm bunların ardından ABD bir kez daha cihatçı-şeriatçı Taliban’ın önünü açıyor.
***
Taliban işgale karşı durmakla birlikte, vahşi katliamlar yapan bir örgüttür. Bazen okul yakınlarında, bazen pazarlarda bomba patlatıyor. Son yıllarda ise IŞİD gibi cihatçı terör örgütlerinin Afganistan’da da etkili olduklarına dair haberler çıkmaya başladı. Yani Afganistan halkları işgalci ordular ile gerici vahşi güçler arasında sıkışıp kalmış durumda.
Afganistan’da en etkili güç halen Taliban’dır. Şeriatçı ve Peştun milliyetçisi olan Taliban, Afganistan’da yaşayan halklar için bir beladır. Şu veya bu düzeyde etkili başka bazı güçleri ise savaş ağaları yönetiyor. İşgalci güçler çekilmeye başlayınca Taliban atağa geçti. Birçok bölgede kukla hükümetin askerlerine saldırıyor. Bazı bölgelerde askerler silahlarını Taliban güçlerine teslim edip kaçıyorlar. Birleşmiş Milletler verilerine göre Taliban, kent merkezleri hariç ülke topraklarının yüzde 50-70'ini elinde bulunduruyor. 407 ilçenin 130'undan fazlasını ele geçirmiş durumda. ABD ve NATO güçlerinin Afganistan'daki en büyük üssü olan Bagram’ı boşaltmasından iki gün sonra saldırıya geçen Taliban bölgeyi kontrol altına aldı.
Bu gelişme ABD ve diğer emperyalistleri pek endişelendirmiş görünmüyor. Bu durum, ABD’nin saldırıya geçen Taliban’a zımnen yeşil ışık yaktığını düşündürüyor. Göründüğü kadarıyla Afganistan’ın önemli bir kısmı bir kez daha Taliban’a bırakılıyor.
***
Taliban’ın geri dönüşü Tacikler, Hazaralar, Türkmenler, Özbekler, Kazaklar ve diğer halklar için bir tür kabus sayılıyor. Taliban güçlerinin işgal ettikleri bölgelerden binlerce kişi göç etti, etmeye devam ediyor. Zira Taliban gibi şeriatçı örgütlerin diğer halklara, dinlere, mezheplere, inançlara nasıl davrandığı biliniyor.
Taliban’ın onlarca yerleşim alanını işgal etmesi, Afganistan’da iç çatışmaların şiddetleneceğine de işaret ediyor. Zira zayıf olsa da Amerikancı hükümet kolay pes etmeyecektir.
ABD’nin Taliban’ın ilerleyişine zımnen yeşil ışık yakması, Afganistan’ın kaosa sürüklenmek istendiği şeklinde yorumlanıyor. Görünen o ki ABD, kaosa sürüklenmiş Afganistan’ın İran-Rusya-Çin üçlüsünün ortasına bırakılan bir tür bomba işlevi görmesi için zemin düzlüyor. İran-Rusya-Çin üçlüsü ise, Taliban ve diğer güçlerle iyi geçinmenin yollarını arıyor.
1978 yılında Sovyet yanlısı yönetimi yıkmak için cihatçıları savaş alanına süren ABD, arada kesintiler olsa da Afganistan’ı 43 yıldır devam eden vahşi bir savaşın içine sürüklemiştir. 20 yıl süren işgalin ardından Taliban’a yeniden alan açılması, gerici savaşın daha da uzamasına neden olacak. “Komünizme karşı savaş” adına ABD’ye maşa olan cihatçılar, Afganistan’ı Orta çağ karanlığına gömmekle kalmadılar, halklarının neredeyse yarsının göç etmesine neden oldular. ABD Afganistan’ı bir bataklığa çevirmeyi başardı. 43 yıldır Afganistan halkları bu gözü dönmüşlüğün bedelini ödüyorlar.
***
AKP-MHP iktidarı işte bu cehennemde bekçilik yapmak için can atıyor. 20 yıl süren işgal suçuna ortak olması yetmedi, şimdi de NATO orduları çekilirken emperyalistlerin çıkarlarını korumak için bekçilik yapmaya hevesleniyor. Bekçilik yapıp yapmayacakları henüz netleşmedi. Zira Taliban Eylül ayından sonra ülkede kalacak yabancı askerlerin işgal gücü sayılacağını ilan etti. Bu durum saray rejiminin emperyalistlere yaranma çabasını zorlaştırıyor. Bundan dolayı olmalı, bekçiliği Pakistan rejimiyle birlikte yapmayı talep ediyor.
Emperyalist işgalin sağladığı “istikrar” şimdiden sarsılmaya başladı. Yüzlerce kişinin ölümüne neden olan çatışmalar, sivilleri hedef alan bombalamalar, yerini yurdunu terk eden kitleler vb... Bu belalar halen “günlük olaylar” arasında yer alıyor. Halkların döne döne yaşadığı yıkımların gerisinde, onları birleştirecek devrimci direnişin yükseltilememesi yatıyor.