Üniversitelerin açılmasına dair “sözünü söyle”!

İlk ve ortaöğretim için açıklanan 21 Eylül, üniversiteler için açıklanan 1 Ekim tarihleri, işçilerin, emekçilerin, gençlerin, çocukların sağlığı değil, kapitalistlerin çıkarları gözetilerek belirlenmiştir!

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 15 Ağustos 2020
  • 22:47

Eğitimin yeniden başlamasıyla ilgili açıklama yapan YÖK, üniversitelerin 1 Ekim'den itibaren açılacak şekilde düzenlemeler yapmasını istedi. Açıklamada, her üniversitenin durumu değerlendirmesi ve kararı ona göre vermesi istendi. 

Üniversitelerde örgün eğitime ara verilen 16 Mart tarihinden bugüne, salgının seyrinde kayda değer bir gerileme olmadı. Tersine, sermaye iktidarının “normalleşme” sürecini başlatmasıyla daha önce alınan yüzeysel önlemler de terk edildi. Bundan dolayı son haftalarda hasta sayısında büyük artışlar oldu. Bazı hastanelerin dolu olduğuna dair haberler yayınlanınca,  dinci-gerici AKP-MHP iktidarı gerçekleri halktan saklama telaşına düştü. Halen gerçeği işçi ve emekçilerden, gençlerden saklamaya, durumun “olağan” olduğu yalanıyla göz göre göre toplumu kandırmaya devam ediyor. 

Koşullar böyleyken, bilim insanları alınan önlemlerin yetersizliğini, salgının seyri doğrultusunda eğitim kurumlarının bir süre daha kapalı kalması gerektiğini hatırlatıyor. Buna rağmen dinci-gerici iktidar her şeyin “normal” olduğu yalanını yutturma ve okulları açma dayatmasında ısrar ediyor. İlk ve orta öğretimler için açıklanan 21 Eylül, üniversiteler içinse 1 Ekim tarihleri işçilerin, emekçilerin, gençlerin, çocukların sağlığı değil, kapitalistlerin çıkarları gözetilerek belirlenmiştir!

Sermaye iktidarı, salgın sürecini toplum sağlığını değil, kapitalistlerin çıkarlarını gözeterek, şeffaf olmayan bir şekilde yönetiyor. AKP-MHP iktidarının bu pervasızlığı, kapitalist sistemin temel kuralının daha fazla kâr olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Bu olgulara ve bilim insanlarının uyarılarını dikkate aldığımızda, üniversitelerin açılması için öngörülen 1 Ekim tarihi ve sonrasında, virüse yakalanma riskinin artarak devam edeceğini öngörmek zor değil. İşte bu koşullarda, gerekli önlemler alınmadan üniversiteleri açmak koronavirüsün dersliklerde, kampüslerde, yurtlarda hızla yayılmasına davetiye çıkaracaktır.

YÖK'ün açıklamasında 1 Ekim tarihi sonrasında eğitimin nasıl devam edeceği üniversitelerin inisiyatifine bırakılmıştır. Burada inisiyatif ise üniversitelerin gerçek özneleri olan öğrenciler, öğretim görevlileri ve çalışanlar değil; yandaş rektör ve dekanlar, üniversite konseyinde yer alan sermayedarlardır. Geleceğimiz hakkında bize söz söyleme imkanı tanınmazken, gençliğin ve eğitim emekçilerinin sağlığı bir avuç yandaşın ilkel insafına bırakılmak istenmektedir.

Kapalı kapılar ardında yapılan toplantılarla sağlığımıza, geleceğimize, eğitim hakkımıza dair kararlar alamazsınız!

Online eğitim süreci boyunca yaşanan kaosun baş sorumlularına karar hakkı tanınırken, üniversitelerin özneleri olarak sessiz kalmayacağız. 1 Ekim sonrası, üniversitelerin eğitime nasıl devam edeceğine dair sözümü söylemek için üniversitenin özneleri olarak harekete geçmek zorundayız. Eğitimde yaşanan kaosun sorumluları bizler değiliz. Eğitimin özneleri ise bizleriz. O halde eğitime nasıl devam edileceğine dair kararları da biz almalıyız. Bu kapsamda öğrencileri üniversite meclislerini kurarak karar alma süreçlerine dahil olmaya çağırıyoruz. Her üniversitede bölüm bölüm oluşturulacak online toplantılarla okulların açılıp açılmamasına dair kararlar almalıyız. Geleceğimize dair kararları kendimiz almak için en geniş katılımla “sözünü söyle” toplantılarında buluşalım!

Devrimci Gençlik Birliği