Devrimci Gençlik Birliği, bugün “Özgürlüğümüzden ve geleceğimizden vazgeçmiyoruz!” şiarıyla İstanbul’da Türkiye Meclisini başarı ile gerçekleştirdi. Mecliste toplamda 11 başlık tartışıldı.
İlk olarak sabah erken saatte bir araya gelinerek kolektif bir şekilde hazırlanan kahvaltı yapıldı. Ardından meclise geçildi. Mecliste ilk olarak devrim mücadelesinde ölümsüzleşenler şahsında saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşunun ardından meclisin açılış konuşması yapıldı. Açılış konuşmasında meclisin işleyişi ve günün programı aktarılarak ilk başlık üzerine tartışma yapıldı.
“Eğitim hakkı kapsamında yürütülecek çalışma hattının belirlenmesi” konu başlığı altında, eğitim hakkına dönük gasplardan bahsedildi. Eğitimin sermayedarlar için ciddi bir kâr alanı olduğu vurgulandı. 6-7 Aralık 2019 tarihinde gerçekleştirilen Eğitim Hakkı Çalıştayı’nda alınan karar doğrultusunda oluşturulan “Eğitim Hakkı Mücadele Programı” aktarıldı. Bu program ışığında her geçen gün en temel ihtiyaçlar olan ulaşım, yemek ve barınma ihtiyaçlarına zam üstüne zam yapıldığı ifade edildi. Eğitime yönelik saldırılar aktarılırken müfredatların gericileştirildiği söylendi. İçinde bulunulan dönemin ekonomik, sosyal ve siyasal krizler içinde olduğu vurgulandı.
Daha sonra Eğitim Hakkı Çalıştayı deklarasyonunda belirlenen talepler ifade edilerek üzerine konuşuldu. Bu başlık altında, “Eğitim Hakkı Mücadele Programının” önümüzdeki dönem boyunca bir kampanyaya dönüştürülmesi ve üniversitelerde, alanların özgün sorunlarıyla bağının kurularak talepler doğrultusunda mücadele edilmesi gerektiği ifade edildi. Ardından, üniversitelerde yaşanan somut hak gaspları ve bu gasplar üzerine gerçekleşen eylemlilikler aktarıldı. İstanbul Üniversitesi yemekhane eylemlilikleri doğrultusunda inisiyatif almanın ve gelişebilecek eylemlere öncülük etmenin önemi vurgulandı. Diğer yandan eğitim hakkı mücadele programının nasıl yaygınlaştırılabileceği üzerine tartışma yapıldı. Daha sonra ikinci başlığa geçildi.
İkinci başlık olan “Siyasal gelişmeler” üzerine canlı tartışmalar gerçekleşti. Ortadoğu üzerinde gerçekleştirilen ve Türk sermaye devletinin de öznesi olduğu emperyalist savaş ve saldırganlık üzerine konuşuldu. Dünya genelinde artan ekonomik krizin dünya ve özelinde Türkiye topraklarındaki yansımaları anlatıldı. En temel ihtiyaçlara para ayrılmazken savaşa, rant ve talan projelerine dev bütçenin aktarılması üzerinde duruldu. “Savaşa değil, eğitime bütçe” şiarının daha çok vurgulandığı bir çalışma örülmesi gerektiği ifade edildi. Rant ve talan projesi olan Kanal İstanbul’un yaratacağı yıkım tartışılırken, bu saldırılara karşı eylemlilikler düzenleme, var olan etkinlik veya eylemlere de öncülük yapılması vurgulandı.
3. başlık olan “Özgürlük ve gelecek bağlamında öne çıkan sorun alanları” kapsamında gençliğin günümüzde dünden daha fazla özgürlük ve gelecek özleminin yakıcılığını hissettiği ifade edildi. Geleceksizliğe dair yerellerde yapılan faaliyetler aktarıldı. İzmir DGB olarak “Geleceksiz değiliz” şiarlı bir kampanyanın başlatıldığı, bu kampanyanın üniversitelerde de hayat bulması yönünde adımlar atıldığı ifade edildi. Geleceksizlik üzerine de bugün dev gibi büyüyen diplomalı genç işsizler ordusundan bahsedildi. Bugün neredeyse hiçbir üniversitelinin çalışmadan yaşayamadığı vurgulandı.
4. başlık olarak, “Gençlik hareketinin durumu ve güncel görevler” konusu tartışıldı. Gençlik hareketinin günümüzde durgun olduğu, ancak yine de böylesi baskı atmosferinde hareketlilikler gerçekleştiği vurgulandı. Diğer başlık olarak “Toplumsal hareketler ve bu dinamiklerle DGB'nin ilişkilenişi (Kadın hareketi, çevre duyarlılığı vb.)” üzerine tartışma gerçekleşti. Çevre sorunlarına ve FFF hareketine dair tartışmalar yapıldı, çevre hareketine devrimci müdahalenin önemi vurgulandı. Kadın hareketine dair canlı tartışmalar yaşandı. Kadın sorununa bakış açısı, buna dair okumaların yapılması gerektiği vurgulandı. Kadına yönelik oluşabilecek taciz, tecavüz ve katliamlara karşı refleksif eylemlerin yapılmasının önemi ifade edildi. Tartışmalarda yerellerde kadın sorununa dair yapılan çalışmalar aktarıldı. Ankara DGB, üniversitelerde gerçekleştirdiği kadın atölyeleri deneyimini aktardı.
6. başlık olarak “Dönem ve DGB'nin örgütlenme pratiği, eylem çizgisi” üzerine konuşuldu. Üniversitelerden doğru gelişen hareketliliklere müdahalelerin anlamlı olduğu ama buralarda örgütlülüğü yaratacak ve süreklileştirecek müdahale araçlarının da önemli olduğu ifade edildi. Dönemin siyasi boyutu aktarıldıktan sonra DGB’nin örgütlenme pratiği anlatıldı. Üniversitelerde söz yetki ve karar alma hakkına sahip meclisler kurulması, meclislerin taban örgütlülüğüne dayanması üzerine konuşuldu. Üniversitelerde siyasal faaliyete dönük saldırıların olduğu bir dönemden geçildiği ancak buna rağmen müdahale araçlarının yaratılabilmesi ve siyasal faaliyetin kesintiye uğratılmaması için her üniversitenin kendi özgün sorunlarına dair yol ve yöntem geliştirilmesi gerektiği üzerine tartışıldı.
Daha sonra, “Bahar süreci (8 Mart, 21 Mart, 1 Mayıs vb.)” üzerine somut planlamalar yapıldı. Canlı tartışmaların geçtiği bu başlıkta DGB’nin bahar dönemine dair pratik hattı oluşturuldu. 8. başlık olarak “Yayınlar” üzerine konuşuldu. Yayınların önemi vurgulanırken, yayınların yerellerden doğru beslenebilmesi ifade edildi. Sosyal medyanın daha işlevsel nasıl kullanılacağına dair canlı tartışmalar yapıldı. İşleyiş, çalışma tarzı üzerine tartışma yürütüldükten sonra son başlık olarak “Gençlik içerisinde sol güçlerin durumu” konu başlığı tartışıldı. Son tartışmanın ardından kapanış konuşmasına geçilmeden önce katılımcılar Türkiye Meclisi’ne dair görüşlerini aktardı. Genel olarak tartışmaların verimli geçtiği, Eğitim Hakkı Çalıştayı sürecinin birikiminin tartışmalara da yansıdığı ifade edildi. Değerlendirmelerin ardından yapılan kapanış konuşmasında yeni dönemin daha güçlü örülebilmesi için disiplinli, ısrarlı ve daha cüretkâr hareket edilmesi gerektiği vurgulanarak Türkiye Meclisi sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul