Geçtiğimiz günlerde Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) tarafından binlerce öğrencinin aldığı burs ve krediler, öğrencilere bildirim dahi yapılmadan kesildi. Kredisi yatmayan birçok öğrencinin ise kredi borç ödeme tarihleri öne çekildi. Ziraat Bankası’nın öğrencilere uyguladığı faizsiz harçlık avans limitleri de sıfırlanarak, mevcut borçlara faiz işletilmeye başlandı. Normal şartlar altında yalnızca KYK ödemesi yapıldıktan sonra çekilen avans ödemeleri, KYK’nın burs/kredi ödemelerini kesmesiyle hesaplardan habersiz çekildi.
KYK, gelen tepkilerin ardından yaptığı açıklamada “ödemesi yapılmayan öğrencilerin yatay geçiş gibi işlemlerden kaynaklı eğitim durumunun değiştiği, bu değişikliğin KYK’ya öğrencilerin bildirmekle yükümlü oldukları...” gibi bahaneler sundu.
Senelerdir paralı eğitim uygulamaları ile okullarımızı ticarethaneye bizleri ise müşteri haline getirmeye çabalayan sermaye devleti, milyonlarca gencin eğitim hakkını gasp etmektedir. Eğitim hakkının içerisine giren ve en temel ihtiyaçlarımız olan nitelikli ve sağlıklı barınma, beslenme ve ulaşım parasız olması gerekirken her geçen gün daha da pahalılaştırılıyor.
Üniversitelerimize bin bir emekler vererek gidiyoruz. Bu süreçte de bizleri krediler ile henüz sıralarımızın başındayken devlete borçlu yapıyorlar. Mezuniyetin ardından işsizler ordusunun saflarına katılıyor yine bin bir zorluklar altında bu borçları ödemek zorunda bırakılıyoruz. Genç işsizlik oranının yüzde 24,4’e ulaştığı ve her 4 gençten birinin işsiz olduğu bu dönemde KYK borçları 2 Milyar TL olmuş durumda.
Salgın koşullarının da etkisi ile ekonomik krizin arttığı, geçim sıkıntılarının, açlığın ve yoksulluğun katlandığı bir dönemde burs ve kredilerin kesilmesi, ekonomik krizin faturasının öğrencilere de ödettirilmek istendiğinin bir göstergesi olmuştur. Sermayedarların milyonlarca liralık borçlarını bir gecede siliyorlar, onlara "teşvik" adı altında vergi indirimleri yapıyorlar. Ama milyonlarca işçi ve emekçi çocuğuna “Kredi almayın burs alın. Bedavacılığa alışmayın.” diyebiliyorlar!
Bizler “bedavacı” değil, öğrenciyiz! Bugün sermaye devleti, rant ve talana devlet bütçelerinden milyonlarca lira akıtıyor. Kanal İstanbul, Millet Bahçesi, Kaz Dağları, Hasankeyf gibi doğa katledilerek gerçekleştirilen ya da yapımına hazırlanılan projelere dev bütçeler ayrılıyor. Ama söz konusu eğitim olduğunda, söz konusu sağlık olduğunda, söz konusu temel insani ihtiyaçlar olduğunda ekonomik kriz bahane edilerek ihtiyaç olan bütçe yine işçi ve emekçilerin cebinden çıkartılıyor.
Salgının da krizin de faturasınız ödemeyeceğiz! Geleceğimiz ve özgürlüğümüz için parasız eğitim hakkımıza sahip çıkalım, mücadeleyi yükseltelim!
Devrimci Gençlik Birliği