AKP-MHP rejimi salgın sürecinde de "üretime devam" diyerek tümüyle sermaye sınıfına hizmet sundu, işçileri koronavirüs ve işsizlik ikilemi arasında sömürüye mahkum etti. Sözde işten çıkarmaların yasaklandığı yalanıyla devreye sokulan ücretsiz izin uygulamasının süresi, geçtiğimiz günlerde Meclis'te onaylanan "mini istihdam paketi" adı verilen yasa teklifiyle uzatıldı.
Böylece, emekçilerin bir yıl daha rızaları olmaksızın ücretsiz izne çıkarılmasının önü açılarak işçiler yoksulluğa ve güvencesizliğe itildi. Ücretsiz izinde işçiler, aldığı günlük 39 (yani aylık bin 168) lirayı kabul etmedikleri takdirde kıdem tazminatı ve işsizlik ödeneği haklarından vazgeçmek zorunda kalacak. Bu durum da aslında, patronun işten çıkarmak istediği işçiyi ücretsiz izne göndererek istifa etmeye zorlamasına neden olacak.
Kayıt dışı çalışmalar artacak
BirGün’den Rıfat Kırcı’ya konuşan Aziz Çelik, mini istihdam paketinin en büyük sorunlarından birisinin ücretsiz izin uygulaması olduğunu vurgulayarak “Ücretsiz izne çıkarılan ancak kıdeminin içeride kalmasını istemeyen işçi kayıt dışı işlere yönelecek” dedi. Bu durum kısa çalışma ödeneğinde de gündeme geldiğini hatırlatan Çelik şunları aktardı:
“İşverenler hem kısa çalışma hem ücretsiz izin ödeneği kullandırıp hem de işçileri bir yandan çalıştırma yoluna gidebiliyor. Ayrıca işten çıkarma yasağıyla işinden ayrılamayan ama bin 168 lira aylık ücretle beklemek durumunda olanların tabi kayıt dışı çalışma eğilimi olacak. Bu paketin 2021’in ortasına kadar uzatılması bu eğilimi artıracak.”
Kayıt dışı çalışmaların birçok risk barındırdığının altını çizen Çelik şöyle konuştu:
“Ücret düşüşlerinden tutun sigortasızlığa, güvencesizliğe kadar işçi açısından iş güvenliğinin olmadığı koşullarda çalışmaya kadar pek çok sorunu beraberinde getirir. Artı sosyal güvenlik açısından da prim ve vergi ödenmemesi anlamına gelir. Bu eğilimin artışıyla kamu maliyesi, sosyal güvenlik ve işçinin kendisi açısından da son derece olumsuz sonuçlar yaratacaktır.”
İşten çıkarma gibi ücretsiz izin de tehdit
İşverenin ücretsiz izni bir tehdit aracı olarak kullanacağına değinen Çelik doğabilecek olumsuzluklara şu sözlerle dikkat çekti:
“Ücret düşüşü işçinin yazılı onayı olmaksızın tek taraflı şekilde yapılamaz. Ancak ücretsiz izne çıkarıp bir yandan daha düşük ücretle çalıştırabilir ya da işçiyi daha düşük ücretle çalışmakla tehdit edebilir. Dolayısıyla işçinin hakkını aramasını engelleyebilir. İşçi ücretsiz izne çıkarıldığında bin 168 lirayla geçinmek durumunda kalacak. İşten çıkarma gibi ücretsiz izin de bir tehdit. İşveren açısından da herhangi bir tazminat zorunluluğu yok. Bu işçi açısından tehdit unsuru olarak kullanılır. İşverenler bu gibi açıkları kullanırlar, bu paket sayesinde de kullanmaya devam edecekler.”