Sinbo’da 16. Direniş Okulu: “Söz, yetki, karar işçilerin olmalı”

Sinbo direnişinin 25. gününde 16. Direniş Okulu “Direnişin kazanımları” başlığı ile gerçekleştirildi.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 18 Şubat 2021
  • 18:52

Sinbo’da ücretsiz izin saldırısını püskürtüp işe başladıktan sonra işten çıkarılan TOMİS üyesi işçi Dilbent Türker, Kod 29’un kaldırılması talebiyle direnişine devam ediyor.

Direnişin 25. gününde Dİlbent Türker DEV TEKSTİL’in SML Etiket önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasına katıldı. Sonrasında Sinbo önünde 16. Direniş Okulu “Direnişin kazanımları” başlığı ile Dilbent Türker’in sunumu ile direniş çadırında gerçekleştirildi. 

“İş durdurarak maaşlarımızı zamanında aldık”

Direniş sürecine gelmeden önce Sinbo’da yürütülen örgütlenme faaliyetini özetleyen Türker çalışma koşullarının ağırlığından bahsetti. İki işçinin Sinbo’da iş cinayetine kurban gittiğini ve örtbas edildiğini ifade etti. Maaşlarının geciktiği koşullarda iş durduklarını ifade eden Türker “Maaşlarımızın zamanında yatırılmasını sağladık” dedi. Pandemi koşullarının Sinbo kapitalistlerine yaradığını ifade eden Türker “Kendi geleceğimiz için sendikal faaliyeti hızlandırdığımızda ve TOMİS sendikamızda örgütlendiğimizde Sinbo patronunun ücretsiz izin saldırısı ile karşı karşıya kaldık” dedi. 

Ücretsiz izin saldırısına karşı örülen direniş sürecini anlatırken “Sınıf dostlarının, sınıf devrimcilerinin sayesinde Türkiye’de bir fabrikada bu saldırıyı püskürttük. PTT, Baldur, Migros aynı saldırı ile karşı karşıya kalmıştı. Bizim tek başına kalmamız Sinbo patronuna güç verdi. Diğer direnişlerin kazanması bizi gerçek bir kazanıma götürecekti” dedi.

“Patronlar işçileri baskı altına almak için yasaları kullanıyor”

Kod 29’un işçiler üzerinde bir tehdit olduğunu ifade eden Türker, direnişe tekrar başlama sürecini anlattı. “Kod 29’un kaldırılması, ücretsiz izin saldırısının püskürtülmesi için tekrar mücadeleye giriştik” diyen Türker Direniş Okulları’nın önemine değinen konuşmasında Buradaki mücadelenin gerekliliğini anlatıyoruz direniş okullarında. Burada öğrendiğimiz bir şey var, patronlar yasaları kullanarak işçileri baskı altına almaya çalıştığını öğrendik” dedi.

“Topyekûn saldırıya topyekûn mücadele vermeliyiz”

Sermayenin örgütlülüğüne dikkat çeken Türker “topyekûn mücadele” vurgusuyla şunları söyledi:

“Sinbo patronu sadece kendi çıkarı için değil sermayenin çıkarı için yapıyor. Tek başına mücadele etmemiz bir yere kadar ama birlikte mücadelenin önemi çok açık ortada. Sonucu önemli değil burada çok şey öğreniyoruz. Topyekûn saldırıya topyekûn mücadele vermeliyiz.”

Sinbo direnişinin önemine değinen Türker direnişin, mücadelenin Sinbo önü ile sınırlı olmadığını ifade etti. 16. Direniş Okulu’nda Türker’in anlatımı sonrasında sohbet kısmına geçildi. 

Direnmeye başladığımız anda kazanmaya başlıyoruz”

Söz alan TOMİS temsilcisi, direnmenin önemi ve kazanımlar üzerine şunları ifade etti:

“Direnmeye başladığımız anda kazanmaya başlıyoruz. Önce insan olma onurunu kazanıyoruz. Kazanım tek yönlü somut bir şey değil.  Sendika düşmanlığına karşı ücretsiz izin saldırıya karşı direniş kazanım getirdi, sonuç getirdi. Burası işçilerin kürsüsü. Topyekûn patronların giriştiği saldırıya karşı bir fabrikada bu yasanın delinmesi oldu. Kazanımları güvence altına alacak olan olaylarının toplumsal boyutları var. Sinbo işçileri kazanmayı direnmeyi hayır demeyi mücadele etmeyi öğreniyor. Kazanım tek bir şey değil. Sınıfın toplamında kazandığımız zaman güvenceleriz. Sadece ekonomik taleplere dayalı değil. İşçiler bilinçleniyor, mobinge ve baskıya karşı ses çıkarıyor.”

“Baskılar artarken bu direnişler topluma umut aşılıyor”

Ardından söz alan bir destekçi, sınıfın birliğine vurgu yaparak şunları ifade etti:

“Pandemiyle birlikte birçok alanda saldırı ile karşı karşıyayız.  Eğitim alanında, sağlık alanında sorunlar büyüyor. Devlet baskısını bu kadar arttırırken aynı zamanda direnişlerde var. Boğaziçi eylemleri ve işçi direnişleri var. Baskılar artarken bu direnişler topluma umut aşılıyor.”

Devamında Türker, “Çok önemli bugün direnişi sahiplenmezsek biz işçiler yalnız kalırız. Bunları birleştirmek ve bütünleştirmek zorundayız” diyerek birlikte mücadele vurgusu yaptı.

“Söz yetki karar işçilerindir”

DEV TEKSTİL temsilcisi ise belediyedeki grevleri örnekleyerek şunları ifade etti:

“Greif’la DEV TEKSTİL’i kazandık, metal fırtınası ile TOMİS’i kazandık. Kadıköy Belediyesi işçilerine sorulmadan TİS imzalandı bugün. CHP yönetimi ve Genel-İş Sendikası işçilere rağmen TİS’i imzaldı. Biz devrimci sınıf sendikacılığı ile söz yetki karar hakkını hayata geçiriyoruz. Bu direnişler bunun göstergesi grevin başarısı iradeyi ortaya koymaktır. Bu açıdan da önemli bir kazanımdır bizim direnişlerimiz.” 

“Grevin başarısı direnmeyi ve iradeyi öğretmektir”

Söz alan bir başka destekçi de işsizlik sorununa değinerek direnme ve mücadele etme vurgusu ile şunları ifade etti:

“Bugün 14 milyon işsizlik oranından bahsediliyor. 14 Milyonun bir bölümü kapatılan fabrikalardan işsizler oluşuyor. İşsizlerin sendikalar tarafından örgütlenmesine dair bir tartışma var.  Grevin kazanımı, sonunda alacağımız haklarla ilgili değil. İlk başta greve çıkma iradesi üzerinden ortaya koyulmalı. İşsizlik problemi giderek büyük bir sorun. Grevlerin çoğalması demek işsiz kalanların, işsizlerin işsizliğe karşı mücadelesini besleyecektir. Grevin başarısı direnmeyi ve iradeyi öğretmektir.”

TOMİS temsilcisi tarafından “söz, yetki, karar hakkının işçilerde” olmasının önemine vurgu yapılarak Direniş Okulu sonlandırıldı.

Direniş Okulu’nun ardından işçilere seslenildi. “Direne direne kazanacağız”, “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganları ile TOMİS’te örgütlenme çağrısı yapıldı.

Öte yandan ESP, Emektar Daktilo ve İşçi Dayanışma Derneği de direnişe ziyaret gerçekleştirdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul