Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi 11. Genel Kurulu Petkim Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Mevcut şube başkanı Ahmet Oktay açılış konuşmasını yaptı.
Konuşmasında yeni seçilecek yöneticilerin geçmişten bugüne kazandırılan sınıf kültürü ve sendikal bilinci aynı şekilde sürdüreceği inancına yer verdi. “Bizim derdimiz çareyi hanlarda, saraylarda aramak değil, çareyi birbirinizde arayacaksınız. Yegane amacımızın bu olması lazım” dedi. Yönetimde oldukları dönemde OHAL, pandemi gibi zorlu süreçlerden geçildiğini vurgulayan Oktay sözlerini yeni örgütlenen Solufert işçilerini selamladıktan sonra “Çaresiz değilsiniz, çare sizlersiniz, mücadele dolu günler diliyorum” diyerek tamamladı.
Oktay’ın konuşmasının ardından Necmettin Giritlioğlu anılarak başlayan, tüm şube başkanlarının dönemleriyle birlikte mücadeleye dair görüntülerin olduğu sinevizyon gösterildi. Sinevizyonun sonrasında Petrol-İş Genel Başkanı Süleyman Akyüz’e söz verildi.
Saray’a “teşekkür etmek için” gidilmiş!
Konuşmasında pandemi süreci, kısa çalışma ve ücretsiz izin gibi konularda attıkları sınırlı adımlardan bahseden Akyüz, işsizlik ve iş güvencesi, EYT, grev yasakları konularına birer cümleyle değindi. Mevcut enflasyonu %14 alarak, sözleşmelerde imzalanan %27-28 bandı ile en iyi sonuçların alındığını, işçiye yettiğini savundu. Akyüz’ün sık sık sosyal medyada yazılanlar ve konuşulanlar üzerinden kendisini gerekçelendirmeye çalıştığı göze çarptı.
Petrokimya İşçileri Birliği’nin geçtiğimiz günlerde “Cumhurbaşkanlığı sarayında ne işiniz var?” başlığıyla yansıttığı, yönetimin saray ziyaretine Akyüz’ün cevabı bakışıyla tutarlıydı. Akyüz sözleşmeleri çalışma bakanlığıyla, cumhurbaşkanıyla görüşerek sürdürdüğünü; onlarla diyaloğun kurulmaması halinde sözleşmelerin bu kadar iyi olamayacağını; o nedenle “teşekkür etmek için” gidildiğini ifade etti. Akyüz konuşmasını en başta da söylediği gibi, sendikanın yaptıkları için işçilere dönük “teşekkür etmesini bilin” öğütleriyle bitirdi.
“Sendikalı olmak örgütlü olmak değil” vurgusu
Akyüz’den sonra mevcut şube başkan ve yardımcısı Ahmet Oktay ve Veysel Gündüz’e ödül verildi. Veysel Gündüz ödülü alırken yaptığı konuşmada “Yaşamımın sonuna kadar emek mücadelesi neredeyse biz orada olmaya devam edeceğiz. Bu sendikada uzun yıllardır görev yaptım. İyi yaptıklarımız, eksik yaptıklarımız oldu ama işçiye yalan söylemedik, işçiyi asla satmadık” dedi. Tüpraş sürecinde yaşananlardan bahsettikten sonra işçilerin sendikal hareketin içerisinde olması gerektiğini vurguladı. Sendikalı olmanın örgütlü olmak demek olmadığını vurgulayan Gündüz “Sendikalı değil, örgütlü olun” diyerek sözlerini sonlandırdı.
“Çözüm tartışılmadı, delegelerin niyeti yoktu”
Gündüz’den sonra eski Aliağa şube başkanlarından İsmail Doğan, İbrahim Doğangül ve Mansur Burgucu konuşmalar gerçekleştirdi. Anlamlı konuşmalardan birini yapan Burgucu, ‘98 Bahar eylemlerinin çıkışının Aliağa olduğunu belirterek, mücadelenin bir gelenek olduğunu söyledi ve şu vurguları yaptı:
“12 Eylül döneminden daha kötü zamanlardan geçiyoruz. Hiçbir şey verilmedi, her şeyi söke söke alırız. Genel kurullar da dert yanma yeri değil çözüm üretme yeridir. Kongreler bir örgütün en üst yapısıdır. Sorunlar tartışılır, çözümler orada üretilir. Ama gördüğüm kadarıyla üzgünüm, burada ne çözüm tartışıldı, ne de delege arkadaşlar bunun niyetindeydi.”
İç çekişmelere dayalı aday konuşmaları
Verilen aranın ardından aday konuşmalarına geçildi. Adaylar konuşmalarında sınırlı şekilde mücadele etmenin öneminden bahsetti ancak nasıl yapılacağına dair, hiçbir aday yöntem ya da program ortaya koyamadı.
İşçi sınıfına yönelik saldırıların ya da son süreçte Aliağa Şube’de örgütlü fabrikalarda yaşanan sorunların tartışılmadığı, bunun yerine iç çekişmelere dayalı söylemlerin olduğu aday konuşmaları bittiğinde seçimlere geçildi.
Seçimlerin sonucunda Petrol-İş Sendikası Aliağa Şube Başkanlığına Hasan Toptan, Mali Sekreterliğe Coşkun Tiktaş, İdari Sekreterliğe ise Gökhan Karataş seçildi.
Notlar:
-KHK ile işten atılan ve direnen Petkim işçisi söz almak istedi. Divanda bulunan Salih Karaduman tüzük ve yönetmelikte “dışarıdan” konuşmaların yapılmadığını iddia ederek “kendi aklımız bize yeter” diyerek nasıl bir demokratik anlayışa sahip olduğunu ortaya koydu.
-Adayların tamamı konuşmalarında, şubeye üye 4000 işçi olduğu gerçekliğini bir kenara bırakarak sık sık tekrarlanan “200 delege”ye seslendi.
Kızıl Bayrak / İzmir