Ege İşçi Birliği, işçi sınıfının son dönem artarak yaygınlaşan hak arama mücadelesinin önemli ve birçok yönüyle anlamı deneyimler bırakan halkası olarak, Aliağa gemi söküm direnişinin deneyimlerini gerçekleştirdiği Facebook canlı yayını ile tekrar gündeme taşıdı.
“Yeniden ve daha güçlü geleceğiz” denilerek noktalanan gemi söküm direnişinin temsilcileri ile direnişin bir parçası olan EİB sözcüsünün katıldığı canlı yayında içinden geçilen süreç, gemi sökümlerde yaşanılan sorunlar, fiili greve evrilen mücadele dinamiği, 11 günlük direniş boyunca yaşanılan olumlu ve olumsuz deneyimleri tartışıldı. Bunun yanı sıra gemi söküm işçisinin kazanmak için yürümesi gereken yol üzerinde duruldu. Uzun bir program olmasına rağmen, baştan sona akıcı bir biçimde gerçekleşen canlı yayında çalışma koşularından sürecin deneyimleri ve derslerine kadar oldukça özlü bir tartışma gerçekleştirilmiş oldu.
Kimi gemi söküm işçilerinin canlı yayının yapıldığı alana gelerek izlediği program, sunucunun içinden geçilen ekonomik ve sosyal tablo ve yansımalarını aktarmasıyla başladı. Yıl başından bu tarafa artan işçilerin hak arama eylemleri ve bu eylemlerin ortak noktası olarak “İnsanca bir yaşam ve çalışma koşulları” isteği olduğu belirtilerek 47 yıllık suskunluğun ardından gemi sökümde, bu eylem dalgasının bir parçası olarak direnişin başladığı belirtildi.
“İnsan bu dünyada cehennemi yaşar mı?”
“Aliağa gemi sökümde çalışma koşulları nedir” sorusu üzerine katılımcılar, işçilerin burayı genellikle ücretleri yüksek diyerek seçtiklerini ancak koşulların tam anlamıyla bir cehennemi andırdığını, kazaların ve iş cinayetlerinin sıklıkla yaşandığını vurguladılar. Güvenlik önlemlerinin yapılabilecekken çok zayıf olduğu ve patronlar tarafından hiç önemsenmediği diğer altı çizilen bir konu oldu. Tersane patronlarının baskısının her an hissedildiği ve çalışma koşullarının düzelmesi ihtiyacının ücretlerden de önce gelmesi gereken bir yan olduğu söylendi. “İnsan bu dünya da cehennemi yaşar mı” sorusunun da sorulduğu programda, gemi sökümde yaşanılan çalışma koşulları bu vurgulu cümlelerle ifade edilmiş oldu.
“47 yıl sonra gelen eylem!”
Gemi sökümde yaşanılan ağır ve kuralsız çalışma koşullarına rağmen 47 yıllık sessizliğin ardından başlayan eylemin nedenleri sorusu üzerine ise katılımcılar, toplam bir birikiminin ürünü olduğunu ifade ettiler. Somut olarak ise bir firmada çalışan işçilere verilen zammın ve hakların diğer firmalar da çalışan işçileri de harekete geçirdiği, tersane patronlarının baskısı ile verilen zamların geri çekilmesi üzerine eylemlerin başladığı söylendi.
Eylemlere tepki olarak kimi tersane patronlarının yemekleri dökmeye kadar varan ahlaksızlıklarının bardağı taşıran damla olduğunun altı çizildi. İlk gün 6 firmada iş durduran işçilerin, ikinci gün patron derneği önünde toplanması ve gün içinde bir yürüyüş ile tersaneleri dolaşmasının, eylemin 22 firmaya yayılmasını sağladığı üzerinde duruldu.
“Önemli bir deneyim yaşandı, zayıflıklarımızı görerek yarına hazırlanacağız!”
Program aynı zamanda yaşanılan 11 günlük sürecin ve ortaya çıkan sonucun sorunlarını da sade bir dille ifade edilen içerikte gerçekleşti. Gemi söküm işçilerinin deneyim ve birikim olarak zayıflığı, eylem deneyiminin zayıflığı ve gündelik yaşamdan gelen önyargılarının yeteri kadar kırılmamasının etkileri konuşuldu. İlk gün yakalanan birlikteliğin ve moral atmosferinin bu açmazların etkisiyle giderek kaybedildiği söylendi. Tersane patronlarının, polisin işçilerin direncini ve birliğini kırmak için giriştikleri çabalar ve etkileri belirtilerek henüz bunun karşısında durabilecek bir güçlülük olmadı ifade edildi. Yanı sıra alana gelen kimi kurumların birliği ve mücadeleyi bölen-zayıflatan tutumları, Liman İş'in sadece üye yapma bakışı ile giriştiği uğraşın bozucu etkisinin firmaların kendi içine dönmeye zemin hazırladığının altı çizildi.
Son yıllarda Aliağa Demokrasi Meydanı'nda son yılların en güçlü işçi eylemi olarak gerçekleşen eylemin, tüm olumlu, kitlesel ve coşkulu yanına rağmen, pazartesi direniş alanına gidildiğinde çalışmaya başlayan firmaların yanı sıra tekil görüşmelerin sürmesi üzerine ve direnme kararlılığında olan işçilerin varlığına rağmen, daha güçlü bir hazırlık için eylemin iradi olarak alanda kalanlarla ortak bir kararla bitirildiği vurgulandı.
EİB ve gemi söküm direnişi
Programın bir diğer başlığı ilk günden itibaren Gemi Söküm işçileriyle bağ kuran, direnişin güçlenmesi ve işçilerin birliğinin sağlanması için özel bir çaba harcayan EİB'in bakışı ve müdahalesi oldu. Greif, Metal Fırtınası, Kocaer ve Gürmak gibi yakın dönem işçi direnişlerinin deneyim ve dersleri üzerinden kurulan EİB'in mücadele hattı bakışının özetlendiği programda, Gemi söküm direnişine müdahalenin de bu ilkeler ışında gerçekleştirilmeye çalışıldığı belirtildi. İşçilerin hak alma mücadelesinin ve taleplerin kazanımının önemli olduğu vurgulanarak, ama bugünü değil yarını kazanmak bakışının daha esaslı bir yerde durduğunun altı çizildi. İlk andan itibaren işçi inisiyatifinin öne çıkartılması çabası, komitelere dayalı bir örgütlenmenin yaratılması, disiplinli ve kararlı bir çaba ile taleplerin kazanılabileceğinin yanı sıra, işçilerin bilinç planında yalanılan zayıflıkları sonucu oluşan önyargılarına müdahale etmeye çalışıldığı söylendi. Patronların, polisin ve yer yer kimi kurumların tüm olumsuz yanlarına, yer yer etkili olan bozucu çabalarına rağmen bunda ısrar etmenin ne kadar doğru olduğunun anlaşıldığı söylendi. Bu samimi tutumun EİB'i kimi zaman direnişin sözcülüğünü yaparak öne çıkarttığının altı çizildi.
“Fikirler ayrışabilir ancak işçi sınıfını nasırlı elleri buluşturmalı”
Programda yaşanılan direniş sürecinin işçilerde nasıl bir değişime neden olduğu sorusu üzerine ise işçilerin önemli bir deneyim kazandığı, ilk günlerde yaşanılan kargaşa ve ne yapacağını bilememezlik halinin yerini tüm eksikliklerine rağmen olumlu bir seyre bıraktığı ifade edildi. Belki de hayatında ilk kez eyleme çıkan işçilerin dahi çok şey öğrendiği belirtilerek, direniş sırasında içeri girerek çalışan işçilerde dahi ciddi bir sorgulamanın başladığı vurgulandı. İşçi temsilcilerinden Ahmet Saygılı kendindeki değişimleri, 11 günlük süreçte çok şey öğrendiği, önyargılarını kırdığı şeklinde ifade ederek, muhafazakâr birisi olduğunu ve önceleri dışarıda böylesi eylemler gördüğünde olumlu bakmadığını, ama desteğe ve dayanışmaya gelen arkadaşların bizlerden çok çaba harcadığını gördüğünde yanlış düşündüğünü anladığı söyledi. “Fikirler ayrışabilir ancak işçi sınıfını nasırlı elleri buluşturmalı” diyerek yaşadığı dönüşümü aktardı.
“Yeniden ve daha güçlü geleceğiz!”
Yaşanılan deneyim ile gemi söküm işçisinin artık daha iyisini yapabilecek durumda olduğu ifade edilenlerin ortak noktası olarak öne çıktı. Tek tek işletmelerde kurulacak birliktelik ve ortak iradenin yanı sıra firmalar arası bütünlüğü sağlayacak örgütlenmelerin önümüzdeki dönemin gündemleri arasında olduğu ifade edilerek, yeni döneme bu kapsamda hazırlanma ihtiyacı vurgulanarak ve gemi söküm işçilerine daha fazla kenetlenme çağrısı yapılarak program bitirildi.
Gemi söküm direnişinin öncü işçilerinden Ahmet Saygılı ve Erdem Pektaş'ın yanı sıra, Ege İşçi Birliğin’den Yücel Memiş'in konuşmacı olarak katıldığı canlı yayın etkinliğini Ege İşçi Birliği’nin sosyal medya hesabından izleyebilirsiniz…
Kızıl Bayrak / İzmir