Ege İşçi Birliği, yayınladığı yazılı bir açıklamayla ek zam talebiyle mücadele eden ve söz-karar-yetki hakkına sahip çıkan Çiğli Belediye işçilerine çağrı yaparak şunları ifade etti: “Unutmayalım, işçi sınıfı haklılığını kendi mücadele yasalarından alır. Üretimden gelen gücümüz en güçlü mücadele yöntemimizdir. Bugünden başlayarak saldırılara karşı tepkimizi her yerde göstermeliyiz. ‘Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için!’ şiarını kendimize bayrak edinip, tek bir kardeşimiz dahi işten atılsa üretimden gelen gücümüzle karşılık vermeliyiz.”
Ege İşçi Birliği’nin Çiğli Belediyesi işçilerine yaptığı açıklamanın tam metni aşağıda okurlarımız sunuyoruz:
Uzun bir süredir haklarınız ve geleceğiniz için mücadele ediyorsunuz. Tümüyle hak arama talebiyle çıktığınız bu yolda birçok saldırıyla karşı karşıya kaldınız. Başta işveren sendikası SODEMSEN, örgütlü olduğunuz ve her ay düzenli aidat ödediğiniz sendikanız Genel-İş, birçoğunuzun üyesi olduğu CHP karşınıza dikildi. TİS sürecinde yaşananlar, temsilcilik seçimleri ve bugün ek zam talebiyle haklı ve onurlu çabanız karşısında bir bütün olarak gösterilen düşmanca tutum...
Gelinen yerde sorun ek zam isteminizin karşılanıp karşılanmamasının çok ötesine geçmiştir. Sendika ağalarından SODEMSEN'e, Çibel yönetiminden belediye yönetimi ve CHP merkezine kadar karşınızda bir bütün olarak davranan, işçilere açık bir sermaye sınıfı kiniyle yaklaşan tutum var. Hedeflerinde uzun bir süredir koruduğunuz birliğiniz, direngen bir tutumla talepleriniz için gösterdiğiniz mücadele var. Esas ezmek istedikleri, tahammül edemedikleri gerçek budur!
Derler ki, kimin ne dediğine değil ne yaptığına bakın. Yaşadığınız birkaç aylık süreçte olup bitene bakarsanız kim işçiden yana kim karşı tarafta rahatlıkla görürsünüz. Bunun için mesele bir onur meselesidir ve ona göre yanıtlanmak zorundadır. TİS taleplerinizi görmezden gelenler, sizleri yok sayarak sözleşme imzalamışlardı. Bugün ise ek zam talebinizi görmezden gelenler, tüm girişimlerinize rağmen kapıları kapatanlar yalan ve dedikodularla sizlere çamur atmaya, haklı mücadelenizi lekelemeye ve birliğinizi ezmek için fırsat yaratmaya bakıyorlar. El ele, omuz omuzalar. Günlerdir kendilerince içinde bulundukları işçi düşmanı tutumlarını gerekçelendirmeye, rezil yaklaşımlarını yalan ve çarpıtmayla perdelemeye çalışıyorlar. Ne yaşandığı, neyin nasıl olduğu çok açık. Bilgi, belge, görüntüler vs. kafa karışıklığına mahal vermeyecek ölçüde net. Ama olan ne?
Önce sendika ağaları hiçbir haklı ve meşru gerekçesi olmadan temsilcileri görevden aldı. Şimdi de şirket yönetimi 61 işçiye soruşturma açarak işten atmaya çalışıyor. Karşınızda şirket yöneticileri, CHP'li belediye, CHP Genel Merkezi ve bunların çıkarını her şeyin üstünde gören Genel-İş ağaları var. Bilincinizi netleştirmeli, kafa karışıklıklarını gidermeli, birliğinizi güçlendirmeli ve her şeyden önemlisi kararlılığınızı koruyarak beklemeci ruh halinden çıkmalısınız. Karşınızda bulunanlar hamle üstüne hamle yapıyorlar. Sizler de üretimden gelen gücünüz dahil adımlarımızı kararlılıkla atmalısınız. Başka çıkar yolu yok!
1- Öncelikle başından beri işverenin ve işbirlikçilerin asıl hedefinin kurmuş olduğunuz birlik olduğunu görmelisiniz. Tüm eylemler boyunca bu birliği zedelemek için türlü dedikodular ve karalama kampanyaları yaptıklarının bilinciyle hareket etmek zorundasınız.
2- Sınıf mücadelesinde işçiye diz çöktürmek, baskı ve tehditle sessizleştirmek, umudunu kırmak, birbirine düşmanlaştırmak işverenler tarafından birinci kuraldır. Sizler birliğinizle, eylemlerdeki dik duruşunuzla asalak patronların ve sarı sendikaların uzun zamandır karşılaşmadıkları bir tutum sergilediniz. Bu tutum tüm işçi sınıfına örnek olabilecek bir tuttumdur. İçinde yaşadığımız düzende patronlar yıllardır, sizin deyiminizle ‘dikensiz gül bahçesinde’ yaşarken, siz bu çarka çomak soktunuz. İşte bu yüzden tüm aygıtlarıyla üstünüze geliyorlar.
3- Bugün bir çoğunuz çeşitli nedenlerle CHP üyesisiniz. Ya çalışmasını yürüttünüz ya da birçok aşamasında desteklediniz. Ancak şu konuda açık bir bilince sahip olunmazsa bugüne kadar harcadığınız emek birilerinin seçim malzemesi olmasından öteye gitmeyecektir. CHP maalesef tabanında işçileri ve emekçileri barındırsa da bir sermaye partisidir. Programıyla, çizgisiyle sermayenin hizmetindedir. Ve sınıf mücadelesi sertleştikçe, safının patronların tarafı olduğu daha açık görülecektir. Bunu anlamak için uzaklara gitmeye gerek yok. CHP'li belediyelerde yaşananlara, sizlerin uzun bir süredir karşı karşıya olduğunuz saldırılara bakmak yeterli.
4- Sendikalar işçilerin öz örgütleridir. Ve tümüyle varlık sebepleri işçi sınıfıdır. Ancak sendikal mücadele sendika bürokratları tarafından kötürümleştirilmiş, sermaye adına işçileri denetleme kurumları haline getirilmişlerdir. Farklı işkollarından yansıyan sayısız örneğin açıklıkla gösterdiği bir gerçektir bu. Sadece İzmir'de 30 bin üyesi olan Genel-İş'e hakim anlayış da bu çürümüş sendikal ağalık düzeninin bir parçasıdır ve ona göre tutum almaktadır. Bu anlayış Genel-İş'i CHP'nin arka bahçesi haline getirmiştir. Tarafı işçilerin haklı mücadelesi olması gereken sendika, ağalar eliyle gelinen aşamada işçinin haklı talebinin karşısında durmakta hatta bu talebe saldırmaktadır.
Mücadele eden işçi, taleplerine ve iradelerine sahip çıkan kararlılık ağaların tahammül edemediği bir gerçeklik, kurdukları saltanatlarına büyük bir tehdittir. Bugün sizlerin üzerinden sürdürülen karalama kampanyası ve saldırılar bu tedirginliğin ürünüdür. Sendikal ağalık düzeni işçilerin bilinçli, kararlı topyekûn mücadelesiyle yıkılacak. Bunun için yaşadıklarınızı tüm açıklığıyla diğer işçi arkadaşlarınıza anlatmalı, destek ve dayanışmayı yükseltmelerini talep etmeli, bugün sizlerin yaşadıklarını yarın onların da yaşayacağı konusunda uyarmalısınız.
5- Doğal bir birliğiniz mevcut. Bu birlik ki sizleri dünden bugüne taşıdı. Ancak açtığınız yol ciddi ve meşakkatli bir yol. Karşınızdakiler her türlü kurnazlıkla saldırıyor. Bunu aşmanın yegane yolu, birliğinizi 900 işçinin tamamına yayacak örgütlülükleri yaratabilmenize bağlı. Bunun için koordinasyonu güçlendirecek, eylemleri organize edip güvenliğinden basın ayağına, kurumlarla ilişkiye kadar kontrolü kendi elinde tutacak örgütlülüklerinizi yani komitelerinizi kurmak, olanları güçlendirmek zorundasınız.
Unutmayalım, işçi sınıfı haklılığını kendi mücadele yasalarından alır. Üretimden gelen gücümüz en güçlü mücadele yöntemimizdir. Bugünden başlayarak saldırılara karşı tepkimizi her yerde göstermeliyiz. “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için!” şiarını kendimize bayrak edinip, tek bir kardeşimiz dahi işten atılsa üretimden gelen gücümüzle karşılık vermeliyiz. İdari binadan temizlik işçilerine kadar tek yumruk olabilmeyi başarmalıyız.
Birleşirsek, kenetlenirsek, kararlılığımızı koruyup, sınıf dayanışmasını güçlendirirsek sadece bugünü değil yarını da kazanabiliriz.
Ve inanıyoruz ki, Çibel işçileri kazanacak!
Ege İşçi Birliği
25 Ocak 2023