Sömürünün yanında mobbinge ve tacize maruz kalan işçi kadınlar! İş yükü sadece fabrikalardaki ağır çalışma koşullarıyla sınırlı olmayan emekçi kadınlar! Yaşamın tüm zorluklarını yüklendikleri için iki kat daha ezilen kadınlar! Gıdadan temel tüketim maddelerine, her şeye zam yapılırken, zamanı geçmiş ürünlerden yemek yapması öğütlenen yoksul kadınlar! Pandemi ile birlikte işsiz kalan, ücretsiz izinlere çıkarılan, esnek çalışma dayatmalarına maruz kalan, haklarını aradıklarında işten atılanlar! Kreş hakları ellerinden alınan, pandemi ile birlikte artan ev işleri ile hayatı daha da zorlaşanlar! Yani biz işçi, emekçi kadınlar!
Kadına yönelik şiddet artıyor. Faillere ya ödül gibi cezalar veriliyor ya da hiçbir ceza verilmiyor. Kadınlar, yaşamlarına kast edenlere karşı meşru müdafaa haklarını kullandıklarında ise katillerinden, tecavüzcülerden daha çok ceza alıyorlar. Yani adaletin keskin kılıcı da kadını kesiyor. Öyle ki kadına yönelik şiddete karşı sessiz kalmayanlar da, müdahale edenler de hapishaneye atılıyorlar. Kadına yönelik şiddete hayır diyenlere gözdağı veriliyor. Ama katiller ve tecavüzcüler dışarda.
Tüm bunları engellemek için önlem almayanların, yasal düzenlemeler yapmayanların, yargı mekanizmasını bunun için çalıştırmayanların iş siyasal iktidarlarını korumaya gelince ne kadar gaddar olduklarını ise her gün yeni bir hukuksuzluktan, anti demokratik uygulamalardan, baskılardan görüyoruz.
Fakat yine de her yerdeyiz! SML Etiket’te, Sinbo’da, Migros Depo’da direniş çadırlarındayız. Nerede bir zulüm varsa oradayız. Sesimiz; üniversite kampüslerinden meydanlara, fabrikalardan kadına yönelik şiddetin olduğu her yere akıyor. Ve yaklaşıyor 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’müz. Bizi sömürü ve şiddet sarmalı altında esarete mahkûm edenlere karşı, sesimizin gürül gürül akıp çağlayan olması için yaklaşıyor 8 Mart!
Her yerdeyiz! Üretimin içindeyiz, hayatın yarısıyız. Kadına yönelik şiddete barikat örmek için… İşten atmalara, sendikal örgütlülüğümüze yönelik saldırılara dur demek için… Kod 29 zulmüne son vermek için… Yokluk ve yoksulluk içinde yaşamamak için direniş çadırlarından sokaklara, meydanlardan 8 Mart’a, 8 Mart’tan yarınlara yürüyeceğiz. Haklarımızdan da geleceğimizden de vazgeçmeyeceğiz.
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası - DEV TEKSTİL