Soma Katliamı’nın acısı henüz tazeyken katliamın sorumlularından Tayyip Erdoğan’ın cinayet mahallinde gezmesine tepki gösteren madenci Erdal Kocabıyık, jandarma tarafından yere yatırılmışken Erdoğan’ın müşaviri Yusuf Yerkel tarafından tekmelenmişti.
Yerkel’in Kocabıyık’ı tekmelediği o fotoğraf ve işçi sınıfında yarattığı öfke gerçek anlamda bu pervasızlığın hesabı sorulana kadar da hafızalardan silinmeyecektir. Ama AKP iktidarı ve onun uşakları şahsında burada cisimleşen işçi düşmanlığı bugün gelinen noktada seçim için timsah gözyaşlarına dönüşmüş durumda.
Katliamın üzerinden 4 yıl geçtikten sonra ne hikmetse AKP’den aday adayı olmasının ardından Yerkel’den gelen sahte özürle konu bir kez daha gündeme geldi. Kendisinin günah keçisi ilan edildiğini iddia ederek mağdur edebiyatı yapan Yerkel, ölüm tehditleri aldığını da iddia etti. Ancak Yerkel, tekmeyi atan kendisi olmasına rağmen aldığı 7 günlük “iş göremezlik” raporuna ve tekmeyi attığı işçiye verilen 10 ay hapis ve para cezasına ise hiç değinmedi. Üstelik “Kamuoyu tarafından bilinmese de ve gündeme getirilmese de, olaydan sonra bizzat Erdal Kocabıyık'ı arayıp kendisinden özür diledim ve helallik istedim. O da hakkını helal etti” diyerek tam bir burjuva politikacı aymazlığı ile yalan söyledi.
Bu açıklamanın ardından konuşan Erdal Kocabıyık, Yerkel’in kendisini sadece bir kere aradığını ve özrünü kabul etmediğini açıklayarak yalanı ortaya serdi. “Halen üzgünüm, kalbim kırık. O tekme yalnızca bana değil, tüm madencilere atıldı” diyen Kocabıyık, o fotoğraf nedeniyle Somalı patronların kendisini kara listeye alarak iş vermediğini ve bunun için de aradığı Yerkel’in telefonlarına yanıt vermediğini anlattı.
İşçi sınıfı tekmeyi atandan da koruyup ödüllendirenden de hesap sormalı
Yusuf Yerkel şahsında bugün bir kez daha gündeme gelen olayın kendisi işçi düşmanı AKP ve burjuva düzen siyasetinin ikiyüzlülüğüne bir örnektir sadece. Kraldan çok kralcı olanların, tetikçilerin korunup mevkiler ile ödüllendirildiği bir düzendir bu. Tıpkı dün Maraş’ta Çorum’da, Sivas’ta katliamlar gerçekleştirenlerin bugün milletvekili, bakan vs. yapılarak ödüllendirilmesi gibi... Dün anti-emperyalist mücadelenin karşısında emperyalistlere hizmet eden “milli görüşçülerin” mevki makam sahibi yapılması gibi…
Maden işçisi Erdal Kocabıyık’ın da dediği gibi; o tekme bütün madencilere, bütün işçi sınıfına atılan bir tekme. O tekmeyi atandan da, tekmeyi atanı koruyup ödüllendirenden de hesap sorana kadar bütün bir işçi sınıfının mücadeleyi yükseltmesi gerekmektedir.