Küçükçekmece
Küçükçekmece’de sınıf devrimcileri dün (26 Eylül) Ulucanlar şehitlerini ve Teslim Demir’i andı.
Anma programı Ulucanlar Katliamı’nı anlatan sinevizyon gösterimi ile başladı. Sinevizyon gösteriminin ardından söyleşi bölümüne geçildi. Söyleşide ilk olarak Ulucanlar Katliamı ve arka planı değerlendirildi. Bu kapsamda devletin katliamcı geleneği üzerinde duruldu. Ulucanlar Katliamı ile sermaye devletinin devrimcileri teslim alarak mücadeleyi bitirmek istediği vurgulandı. Sermaye devletinin benzer saldırıları bugün de sistematik olarak devreye soktuğu söylendi. Ardından Habip, Ümit ve Sinan (Teslim Demir) yoldaşların yaşamları ve bıraktıkları miras üzerine anlatım gerçekleştirildi.
Söyleşi bölümünde Ulucanlar Katliamı’nın gerçekleştiği dönemde sermaye devletinin içerisinde olduğu kriz, savaş ve saldırganlık politikaları üzerinde duruldu. Sermaye devletinin krizin bedelini işçi ve emekçilere ödetmeye yönelik politikalarının en ağır faturasının katliamlarla devrimcilere kesilmeye çalışıldığı vurgulandı. Devrimcilerin ise direnmeyi seçerek teslim olmadıkları belirtildi.
Söyleşi Habip, Ümit ve Sinan yoldaşların bıraktığı mirası daha da ileri taşıma kararlılığı ile sonlandırıldı.
Esenyurt
Ulucanlar Katliamı’nın 20. yılı dolayısıyla 26 Eylül’de Esenyurt'ta bir anma gerçekleştirildi.
Açılış konuşmasının ardından Ulucanlar’da katledilen devrim savaşçılarının şahsında mücadelede yitirilen bütün devrim şehitleri anısına saygı duruşu gerçekleştirildi, ardından Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu’nun hazırladığı ve Ulucanlar Katliamı’nı anlatan sinevizyonun gösterimi gerçekleştirildi.
Sinevizyondan sonra BDSP temsilcisi, devletin planlı bir şekilde gerçekleştirdiği Ulucanlar Katliamı’nın arka planına yönelik bir değerlendirme konuşması yaptı. Konuşmada, devletin cezaevlerine yönelik faşist politikalarının ve saldırganlığının arkasındaki esas nedenlerin, sermaye düzeninin çıkarlarını korumanın yanı sıra, devrimcilerin işçi ve emekçiler üzerindeki etkisini kırmak ve buna yönelik oluşan toplumsal tepkiyi boğmak olduğu özellikle vurgulandı. Daha sonra Diyarbakır, Ulucanlar ve 19 Aralık gibi cezaevi katliamlarının devrimci hareket içinde bugüne nasıl yansıdığını, sınıf hareketinin gelişmediği oranda yeni katliamların olabileceğine değinerek, “Devrimci mücadeleyi geliştirmenin sadece işçi ve emekçi kitleleri içinde değil, cezaevlerinde de yakıcı bir etkiye neden olduğunu anlamak ve anlatmak zorundayız” diyerek konuşmasını bitirdi.
Konuşmanın ardından karşılıklı sohbetler edilerek, sınıf mücadelesini geliştirmenin yakıcı önemine değinilip hangi koşullarda neler yapılabilir, toplumsal ve sosyal sorunlara devrimci tarzda nasıl çözümler üretilebilir gibi sorulara yanıtlar aranan bir tartışama ortamı yaratıldı.
Kızıl Bayrak / Küçükçekmece-Esenyurt