Ekim ve TKİP kurucularından Teslim Demir (Sinan) Cumartesi günü düzenlenen törenle, vasiyeti üzerine toprağa verileceği İzmir’e uğurlandı. Partisinin Yurtdışı Örgütü tarafından düzenlenen uğurlama töreni Oberhausen Alevi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Ailesi ve yoldaşlarının isteği doğrultusunda kitlesel bir etkinlik olarak organize edilen tören için AKM salonu pankartlar ve Sinan yoldaşın portrelerinin yanı sıra devrimci önderlerin ve parti şehitlerinin resimleri ve parti bayraklarıyla donatıldı. Hazırlanan bir panoda Sinan yoldaşın yaşamından karelerin yer aldığı fotoğraflar sergilendi. Sevenlerinin ve dostlarının duygu ve düşüncelerini kaydetmeleri için de anı defterleri konuldu. Naaşının konulacağı katafalkın etrafı kızıl karanfiller ve dost parti ve örgütlerin getirdikleri çelenk ve çiçeklerle süslendi. Zemine mumlardan “Sinan yoldaş ölümsüzdür!” şiarı yazıldı.
Avrupa’nın çeşitli ülke ve kentlerinden gelen yoldaşları ve dostları erken saatlerde salonu hınca hınç doldurdular. İçeriye sığamayan kitlenin bir bölümü törene bahçeden iştirak etti. Sinan yoldaşın naaşının tören yerine getirilmesi ve tabutunun omuzlarda devrimci sloganlar eşliğinde taşınarak katafalkta konulmasının ardından, saat 14.30’da anma etkinliğine geçildi.
“Bugün Türkiye devrimci hareketinin ortak bir değerini, yarım asırlık bir çınarı, Ekim ve TKİP’nin kurucularından Teslim Demir’i, partisinin Sinan yoldaşını, sol hareketin Sinan hocasını, sevenlerinin Karadayısını/Xalosunu sonsuzluğa uğurlamak için bir aradayız. Yoldaşları ve sevenleri olarak kısa bir programla anısını yad edeceğiz” sözleriyle açılışı yapılan etkinlikte, ilkin Sinan yoldaş şahsında, devrim ve sosyalizm yolunda yitirilen tüm devrimciler anısına saygı duruşu yapıldı.
Etkinlik programı, dünyaya gözlerini açtığından itibaren onunla tanışma ayrıcalığına sahip genç bir yoldaşı tarafından hazırlanmış olan sinevizyon gösterimi ile başladı. Sinan yoldaşın gençlik yıllarından son nefesini verdiği döneme kadar hayatından kesitlerin yer aldığı görsellerin ve konuşmalarından parçaların yer aldığı sinevizyon, salonda duygu yüklü dakikaların yaşanmasına yol açtı.
“Onun yükselttiği bayrak hep yükseklerde tutulacaktır!”
Sinevizyonun ardından, Sinan yoldaşın, inşasına ve kuruluşuna eşsiz emek hasrettiği, tüm benliğiyle son nefesine kadar bağlı olduğu, hastane günlerinde dahi faaliyetiyle ilgilendiği partisi TKİP adına konuşmak üzere bir yoldaşı söz aldı. Sinan yoldaşın her şeyden önce gerçek bir devrimci olduğunu, yarım yüzyıllık devrimci yaşamıyla gerçekte 7 devrimci kuşağa yoldaşlık yaptığını belirten TKİP temsilcisi, en genel hatlarıyla onun yaşamını özetledi. Sinan yoldaşın 1973 yılında THKO’nun toparlanma sürecinde yer alarak örgütlü yaşama başladığını belirten parti temsilcisi sözlerini şöyle sürdürdü: “O günden bu yana hep öyle kaldı. Son nefesine kadar örgütlü bir devrimciydi. O hem önder hem nefer olan bir devrimciydi. 1974 yılından beri devrimci mücadelenin bir önderiydi ama aynı zamanda bir neferiydi. 2018 yılının TKİP’sinde de bir önderdi ve bir sıra neferiydi.”
Devamında, “Onun yaşamı bir partiye sığmayan bir yaşamdı. Partiliydi ama bir partiye sığmayacak genişlikteydi” diye konuşan temsilci, Sinan yoldaşın 1971 devrimcilerine sadakatinin tam olduğunu, o değerlere bağlı olduğu için bir partiye sığmadığını vurguladı. Onun bütün devrimci etkinliklere katıldığını, bütün gecelere gittiğini belirten parti temsilcisi, Sinan yoldaşın Türkiye devrimci hareketinin birikiminin ve değerlerinin bir bütün olarak sahiplenilmesi konusunda çok hassas olduğuna işaret etti.
Sözlerini, “O bir devrimciydi ama aynı zamandan bir insandı. En gelişkin insanlarla da çocuklarla da insani ilişki kurabilen biriydi” şeklinde sürdüren temsilci, konuşmasının ilerleyen bölümünde şu vurguları yaptı:
“Bu yoldaş partinin profesyonel bir kadrosu olmasına rağmen, partiye maliyeti sıfırdır. O her zaman partiden para almayı reddetmiştir. Ama bu yoldaş partinin finansmanı için özel çaba harcayan bir insandı. … Bu bir kimlik; devrimci, sade proleter bir kimliktir. … Partinin önderi, militanı ve sıra neferiydi. Onun için küçük büyük iş yoktu. Partisi için her işe koşturan bir devrimciydi. … Yedi kuşağa siper yoldaşlığı yaptı ve ayakta durdu, ayakta öldü. Son ana kadar örgütlü bir devrimci oldu. … Davasına sarsılmaz bir bağlılığı vardı. En sert eleştirileri bile olgunlukla karşılar ve işine bakardı…”
Son olarak, Sinan yoldaşın devrimci bayrağın yükseklerde tutulması gerektiğine inandığını ve 1970’li yıllardan beri de yükseklerde tuttuğunu; on binlerin, yüz binlerin harekete geçtiği dönemleri de, kısır dönemleri de yaşadığını, ama hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadığını, çünkü olaylara ideolojik bakan bir insan olduğunu belirten parti temsilcisi, konuşmasını “Onun yükselttiği bayrak hep yükseklerde tutulacaktır” sözüyle tamamladı.
“Onun ölümsüzleşmesi hepimize bir çağrıdır…”
Parti temsilcisinin ardından, Sinan yoldaşın yüreğinde özel bir yeri olan genç bir yoldaşı, oğlu konuştu. Sözlerine “Babam aramızdan fiziken ayrılmış durumda. Fakat bu kadar insanın burada toplanması, geriye bir şeyler bıraktığını gösteriyor. Herkeste muhakkak ayrı bir iz bırakmıştır. Ben bugün kendi mirasımı sizinle paylaşmak istiyorum” diye başlayan genç yoldaş, babasıyla ilk tanışmasını, anne ve babasının kendi yaşamındaki etkilerini anlattı. Bugünkü kimliğini onlara borçlu olduğunu belirten genç yoldaş, babasının devrimci kimliğini oldukça etkileyici cümlelerle özetledikten sonra konuşmasını şöyle noktaladı:
“Sinan Yoldaş’ı, Karadayı’yı, Teslim Demir’i anmak istiyorsak eğer, onu unutturmamak istiyorsak, bize açtığı yoldan yürümemiz lazım. Bu yolda bize fazlasıyla öncülük etmiş ve geride bir sürü tohum bırakmıştır. Onun ölümsüzleşmesi bize bir çağrıdır. Hepinizi çağırıyorum: İsçileri, işsizleri, emekçileri, gençleri, anneleri ve babaları... Yoldaşımıza bugüne kadar inancımızı kaybetmediğimiz gibi, devrime de inancımızı kaybetmeyelim, çünkü başka bir dünya mümkündür!
“Yoldaş, bu bir sözdür. Son ana kadar elinde tuttuğun orak çekiçli kızıl bayrak yere düşmeyecek. Seninle gurur duyuyorum.
“Hoşça kal Sinan yoldaş, hoşça kal baba…”
Salonu derinden etkileyen konuşmanın ardından, “ağıtların ablukasına inat hem kendi türkülerini yaşayan, hem de onları yürekten söyleyen” Sinan yoldaşın sevdiği Ruhi Su türkülerinden kısa bir dinleti vermek üzere sanatçı bir dost sahne aldı. Devamında ise Sinan yoldaşın örgütlediği sayısız etkinlikte sık sık görevler almış biri kızı olmak üzere iki yoldaşı bir şiir dinletisi sundular. Yürekten birer armağan olarak sunulan gerek müzik gerekse şiir dinletisi dinleyenler tarafından da aynı içtenlikle karşılandı.
“Devrimci hareketin yarım yüzyıllık çınarı”
Törenin son bölümü sol parti, örgüt ve kurumların mesaj ve konuşmalarına ayrılmıştı. Partizan, Kürt Özgürlük Hareketi, MLPD, ESP Temsilcisi Ziya Ulusoy, Halk Cephesi, TKP/ML-YDK, Devrimci Proletarya ve Odak temsilcileri kürsüde konuşmalar yaptılar. MKP Avrupa Yürütme Komitesi, Proleter Devrimci Duruş, Güney Dergisi ve NRW-TÖB’ün ise sundukları mesajlar okundu. (Konuşma ve mesajları ayrıca yayınlayacağımız için burada özetlemek gereği duymuyoruz. - KB)
Son olarak da Avrupa Devrimci Gençlik Birliği temsilcisi ile Kızıl Afacanlar çocuk grubunun Sinan yoldaşın bıraktığı devrimci mirası geleceğe taşıyacakları sözünü veren, onun kızıl bayrağını her yerde yükseklerde dalgalandıracaklarını vurguladıkları konuşmaları yapıldı.
Uğurlama töreni, Sinan yoldaşın tabutunun yine sloganlar eşliğinde omuzlarda taşınarak havaalanına götürecek araca konulmasıyla sona erdi.
Partisinin ilk açıklamasında, Sinan yoldaşa dair, “Siyasal yaşamı ve mücadelesi bir partiye sığamayacak türden devrimcilerin nadir örneklerinden biriydi. Son yolculuğuna uğurlama, bu gerçekliğe ayrıca tanıklık edecektir” denilmişti. Gerek sol parti ve örgütlerin Teslim Demir’i samimiyetle sahiplenen konuşma ve masajları, gerek onu uğurlamak için orada bulunan 1500 civarında insan bu değerlendirmeyi en ileri düzeyden aşarak doğrulamış oldu. Teslim Demir’i son yolculuğunda yalnız bırakmayanların ve onu tanıyanların çok iyi bildiği gibi bu onun kendi öz emeğinin, adanmışlığının, davaya bağlılığının ürünüydü.
Teslim Demir için son uğurlama töreni bugün saat 13.00’te Buca Cemevi’nde (İzmir) yapılacak ve ardından vasiyetine uygun olarak yoldaşlarının olduğu mezarlıkta toprağa verilecek.
Kızıl Bayrak / Almanya