Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Türkiye’de resmi olarak ilk Covid-19 vakasının açıklanmasının 1. yıldönümünde gazeteci ve basın çalışanlarının durumunu araştırıp rapor haline getirdi.
Yapılan açıklamada “Rapora göre salgın, medyadaki ekonomik ve sosyal sorunları derinleştirdi” denilirken, patronların kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin gibi uygulamalarıyla birlikte Kod 29 saldırısı ile çalışanları tehdit ettiği ifade edildi.
Araştırmanın kapsamı
Yazılı açıklamada; araştırmanın kapsamı üzerine TGS’nin Mart 2020-Şubat 2021 aralığında sahada yaptığı görüşme, gözlem ve açıklamaların raporda birincil kaynak olarak kullanıldığı belirtilerek şöyle denildi:
“Bu periyotta İstanbul dâhil 19 şehirde toplam 1,206 gazeteci ve basın çalışanı ile görüşülmüş, 22 işyeri ziyareti gerçekleştirilmiştir. Görüşmecilerin ortak özellikleri; aktif istihdamda olan tam zamanlı basın sektörü çalışanları ve serbest gazeteciler olmalarıdır. Resmi istatistikler, emek ve meslek örgütlerinin konu ile ilgili açıklamalarından da raporda ikincil kaynak olarak yararlanılmıştır.”
“Kronik” işsizlik baskısı
Raporda işsizlik baskısı üzerine şunlar söylendi:
“Kayıtlı çalışan sayısına ilişkin verileri, sektördeki işsizlik rakamları ile birlikte değerlendirmek yararlı olacaktır. Ülkenin önemli meselelerinden birisi olan işsizlik, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik engellerle boğuşan gazeteciler üzerinde daha yakıcı bir tehdit olmaktadır. Gazetecilik bölümü mezunları içinde işsizlik oranı TÜİK işgücü istatistiklerine göre 2016’da %19,2; 2017 yılında %19,1; 2018’de %23,8’dir. 20 Mart 2020’de açıklanan TÜİK işgücü istatistiklerine göre ise 2019 yılında bu oran %21,8’dir. 2018 yılında olduğu gibi 2019 yılında da gazetecilik bölümü mezunları, sosyal hizmet mezunlarının (%24) hemen ardından işsizliğe en fazla maruz kalan kitle olmaktadır. Her ne kadar bir önceki yıla göre gazetecilik mezunları içinde resmi işsizlik oranı az da olsa bir düşüş gösterse de gazeteciler arasında işsizlik oranının kayıt dışı istihdam ile birlikte yüzde 25-30 seviyelerinde olduğunu tahmin etmekteyiz. İşsizliğin görece yüksek olması, gazeteciler içinde güvencesiz çalışma koşullarının yaygınlaşmasına ve iş güvencesinde kırılganlığın artmasına neden olan önemli bir sorundur. Bu sorunun, küresel salgın ile birlikte daha da büyüyen bir tehdit olduğu sahada yapılan görüşme ve gözlemlerden çıkarılan sonuçlardan birisidir.
Olay TV’nin yayın hayatına başlamasının hemen ardından kapanmak zorunda bırakılması hem basın özgürlüğü hem de gazetecilerin iş güvencesi bağlamında dikkatle incelenmesi gereken bir örnektir. Kurum bünyesinde ağırlığı gazeteci olan 180 kişinin çok kısa sürede iş ve gelir güvencesinden mahrum kalması, işsizlik sorununun boyutunu ve önemini net olarak ortaya sermektedir.”
Öne çıkan sorun ve talepler
Raporda öne çıkan sorunların giderilmesi talebiyle ortak sorunlar şöyle sıralandı:
“-Kısa çalışma ödeneğine başvurulan işletmelerde çalışan gazetecilerin gelirlerinde yaşanan düşüş,
-Kısa çalışma ödeneği kapsamında olmasına rağmen işveren tarafından tam zamanlı çalışmaya zorlanma,
-Kayıt dışı çalışmaya zorlanma,
-Ücretsiz izne çıkarılma nedeniyle gelirde düşüş,
-Ücretsiz izne çıkarılmasına rağmen işveren tarafından tam zamanlı çalışmaya zorlanma,
-Ücretsiz izne çıkarma ile tehdit edilme,
-Kod-29 ile işten çıkarılma tehdidi,
-Evden çalışmaya geçilen işletmelerde iş yükünün artması,
-Evden çalışmaya geçen gazetecilerin gerekli ekipmandan yoksun olması,
-Fazla mesailerin tespiti ve ödenmesi ile ilgili anlaşmazlıklar,
-Tatmin etmeyen ücret seviyesi ve ücret zammı,
-Ücret ödemelerinde yaşanan aksaklıklar,
-Yol ve/veya yemek parası ödemelerinde gecikmeler ya da iptaller,
-İş sağlığı ve güvenliği önlemlerindeki yetersizlikler,
-Pandemi ile daralan ekonomik faaliyetler nedeniyle gazetecilerin iş güvencesinde aşınma,
-Sendikal hak ve güvencelerin kapsamı hakkında bilgi eksikliği.”
Kod 29 tehdidi
Kod 29’un pandemi sürecinde patronların temel bir saldırısı haline geldiği vurgulanan raporda “Kod 29, çalışanın kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve işsizlik ödeneğine hak kazanamadığı bir işten çıkarma türüdür. Özellikle yerellerdeki medya patronları, işyerinde ya da çalışma düzenindeki usûlsüzlükleri dile getiren medya çalışanlarını kod-29 ile işten atmakla tehdit etmektedir. İyi bir ücret artışı isteği, fazla mesailerin ödenmesi, artan iş yükünün çözüme kavuşturulması konusunda talepte bulunan çalışanların karşısına 'ücretsiz izne gönderme' ya da 'kod-29 ile işten çıkarma' tehdidi konulmaktadır” denildi.
Pandemi sürecinde gazetecilere verilen ekipmanın eksik olduğu ve fazla mesailerin ödenmediği belirtilen raporda ücretlerin geç ödendiği ifade edildi.
21 gazeteci Covid-19’dan yaşamını yitirdi
Salgın nedeniyle yaşamını yitiren gazeteciler ilişkin, raporda şu ifadeler yer aldı:
“İsviçre merkezli Press Emblem Campaign (PEC) verilerine göre son bir yılda 68 ülkeden en az 840 gazeteci yeni tip koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirmiştir. PEC, bu rakamın İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana medya sektöründeki en ağır kayıp olduğunu belirtmektedir. Türkiye’de ise en az 21 gazeteci COVID-19 nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Hem ulusal hem de yerel medyadaki gazeteciler içinde sahada çalışan muhabirler, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili en çok sorun yaşayan kesimdir. Salgının ilk döneminde maske, dezenfektan ve diğer tedbirler konusunda yaşanan sorunlar kısmen çözülmüş olsa da bu eksiklikler ne yazık ki hâlâ varlığını sürdürmektedir. Görüşmeci basın çalışanlarının çoğu için sağlıklı bir iş ortamının eksikliği devam etmektedir. Özellikle televizyon kanallarında vardiyalı çalışma düzenine geçilmemesi ve çalışma ortamının yeterli havalandırmadan yoksun olması, çalışan sayısının yüksek olduğu kurumlarda çok sayıda vakanın görülmesine neden olmuştur. Bulaş riski üzerine yaptırılan PCR testlerinin gazetecilere ödetilmesi adeta genel bir kural haline gelmiştir. Ayrıca yöneticilerin ya da işverenlerin testi pozitif çıkan gazetecilere, “temaslı mesai arkadaşlarının ismini vermemesi” yönünde ‘telkinde’ bulunduğu da yapılan şikâyetler arasındadır. Ülkemizde kapsamlı ve hızlı bir aşılama pratiğinin olmaması ya da kamu faaliyeti yürüten gazetecilere aşı programında öncelik verilmemesi de dile getirilen sorunlardan birisidir.”
Raporun sonunda ise ironik bir şekilde “çözüm sendikal aşılama” vurgusuyla Covid-19 aşısıyla birlikte örgütlülüğün gerekliliği belirtildi.