Onur Haftası Yürüyüşü’nü takip ederken, AFP Foto Muhabiri Bülent Kılıç’ın boğazına bastırılarak gözaltına alınması ve polis şiddetine karşı basın örgütleri eylem yaptı. Ankara Valiliği önünde yapılmak istenen basın açıklamasına, “kamu binaları önünde toplantı ve yürüyüş yasağı” gerekçe gösterilerek, izin verilmedi. Gazeteciler açıklamayı Abdi İpekçi Parkı'nda yaptı. "Nefes alamıyoruz" diyen gazeteciler, mikrofonlarını ve kameralarını yere bırakarak polis şiddetini protesto etti.
“Protesto hakkı fiilen yasaklandı”
Gazeteciler adına konuşan TGS Ankara Şube Başkanı Esra Koçak, anayasa ile güvence altına alınan protesto hakkı fiilen yasaklanmış durumda olduğunu belirtti. Geçim sıkıntısı yaşayan, haksızca işten atılan, mahallesine, ormanına, denizine sahip çıkmak isteyen, kimliklerine saldırılmasına karşı çıkan insanların polis ve jandarma şiddetine uğradığını söyleyen Koçak, “İşte hakkını aramak için sokağa çıkan bu yurttaşları haberleştirmek gazetecinin kamusal görevidir” dedi.
“Genelgenin ardından şiddet tehlikeli bir hal aldı”
Gazetecilerin toplum adına görevlerini yürütürken ağır şiddetle karşı karşıya kaldığını söyleyen Koçak şunları ifade etti:
“İçişleri Bakanlığının gösteriler sırasında polislerin görüntülerinin alınamayacağına yönelik yasadışı genelgesinin ardından, bu şiddet çok daha tehlikeli bir hâl almış durumda.”
26 Haziran Cumartesi günü LGBTİ+ bireylerin ve onlara destek veren yurttaşların düzenlemek istediği Onur Yürüyüşü'ne saldıran polis tarafından şiddete uğrayarak gözaltına alınan Bülent Kılınç'ı hatırlatan Koçak, “AFP Fotomuhabiri Bülent Kılıç’ı yere yatırıp boyuna bastırarak nefessiz bırakmak istedi. Güçlükle “Nefes alamıyorum” diyebilen Bülent Kılıç ölümden döndü” diye konuştu.
“Halkın haber alma hakkı da nefessiz bırakılıyor”
Amerika’da bir polis tarafından aynı yöntemle öldürülen George Floyd’un görüntülerinin tüm dünyada infial yarattığını söyleyen Koçak şu şekilde devam etti:
“Ülkemizdeki güvenlik güçlerinin bunu örnek alırcasına şiddet uygulaması hepimizi derinden endişelendirmektedir. Aynı gün başka meslektaşlarımızın da işlerini yapmaları engellendi. Darp edilen, taciz edilen, çektikleri görüntüleri silmek zorunda bırakılan meslektaşlarımız oldu.”
“Kolluk güçlerinin kanun tanımaz uygulamaları ile halkın gerçekleri öğrenme hakkını engellemektedir” diyen Koçak, nefessiz bırakılanın yalnızca meslektaşımız olmadığını aynı zamanda halkın haber alma hakkının da nefessiz bırakıldığını belirtti.
“Kanıksamayacağız, asla kabul etmiyoruz”
Koçak son olarak şunları ifade etti:
“Bu şiddet dalgasının amacı medya çalışanlarını bezdirmek ve görevini yapmaktan uzak tutmak ise, bu amaca ulaşmanın mümkün olmadığını bir kez daha, gür bir sesle haykırıyoruz. Gazetecilik suç değildir ve bizler gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Gazetecilere şiddet uygulanmasını kanıksamayacağız, asla kabul etmeyeceğiz!”
Açıklamanın ardından gazeteciler, mikrofonlarını ve kameralarını yere bırakarak polis şiddetini protesto etti.