Bartın Amasra’da göz göre göre 41 maden işçisini ölüme sürükleyen Saray rejimi, her katliamda yaptığı gibi sorumluları yargılamaya değil, koruyup kollamaya çalışıyor. Rejim olayı sulandırarak unutturma derdine düşmüştür. Vurgulamak gerekiyor ki, büyük suçlarla ilgili ‘meclis araştırma komisyonu’ kurulduğunda iktidarın derdinin ‘işi sulandırmak’ olduğu deneyimlerle sabittir. Çünkü komisyonlarda çoğunluk AKP-MHP koalisyonuna mensup milletvekillerinden oluşturuluyor. Böylece ya komisyonun çalışmasını sabote ediyorlar ya da herşeye rağmen işlerine gelmeyen bir rapor hazırlanırsa çöpe atıyorlar. Yani önce zaman kazanıyorlar, sonra olayı unutturup suçluların yargılanmasını engelliyorlar.
Oysa Amasra’da katliamın sorumlularını ortaya çıkarmak için meclis araştırma komisyonuna gerek yok! Olay belli, önlem almayanlar belli, ‘ölüm kaderdir/fıtrattır’ diyerek katliamları savunanlar da belli. Hiçbiri saklı gizli değil. Hal böyleyken meclis araştırma komisyonu kurmanın suçluları ortaya çıkarmakla ilgisi olabilir mi? Komisyonda HDP, CHP gibi muhalefet partilerinden birkaç milletvekilinin yer alması olayın özünün değiştirmiyor.
Soma katliamı için meclis araştırma komisyonu oluşturuldu da ne oldu? Katillerden hesap mı soruldu? Tam tersine, katillerin tümü işlerinin başında. Jandarmanın yere yatırdığı maden işçisine tekme atan ve “Ayağım incindi” diyerek rapor alacak derecede sefil biri olan Yusuf Yerkel ise, Frankfurt’a ‘ticari ateşe’ atanarak ödüllendirildi.
Yapılan açıklamaya göre şimdi de Amasra katliamı için meclis araştırma komisyonu oluşturuldu. Bu adımın atılması, AKP-MHP rejiminin madencilerin katillerini korumak için harekete geçtiğine işaret ediyor. Bir olaya dair ettiği iki kelimeyi gerekçe göstererek Şebnem Korur Fincancı’ya saldıranlar, başkanı olduğu Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) karşı taarruza geçenler, 41 madencinin katledilmesi konusunda kayda değer bir şey yapmadılar. Göstermelik bir ‘soruşturma’ yaparak toplu cinayetin üstünü örtmeye çalışıyorlar.
Komisyon kurulmasını, Saray rejiminin Amasra katliamının üstünü örtme hamlesi olarak değerlendirmek mümkün. Komisyonu yönetecek kişilere bakıldığında ise mesele daha iyi anlaşılıyor: Komisyonun başkanvekilliğine AKP Trabzon Milletvekili Muhammet Balta, komisyon sözcülüğüne AKP Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen, katip olarak da MHP Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı seçildi. Komisyonun başına ise Soma maden katliamının yaşandığı yıllarda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olan AKP Kayseri Milletvekili Taner Yıldız getirildi.
Bu tercihi yapan AKP-MHP koalisyonu ölen madencilerin yakınları ve tüm maden işçileriyle küstahça alay ediyor. 301 maden işçisinin ölümünden şu veya bu şekilde sorumlu olan birimin Amasra madenci katliamını araştırmak için kurulduğu söylenen komisyonun başına getirilmesi, tam bir skandaldır. Adam sorumlu olduğu Soma’nın hesabını vermemişken Amasra’nın sorumlularından hesap mı soracak?
Tayyip Erdoğan’ın Amasra’da ölen işçilerin yakınlarına hitap ederken, “madenciler ölüyordu, ölüyor, ölmeye devam edecek. Bu onların kaderidir” anlamına gelen laflar etmesi, katillerin korunacağının ‘birinci adam’ tarafından pervasız bir ilanıydı. Taner Yıldız’ın araştırma komisyonun başına getirilmesi ise bu gaddarlığın teyidinden başka bir anlam taşımıyor.