Sermayedarlara tanınan ayrıcalıklara bir yenisi daha eklendi. Tek adam rejiminin şefi Tayyip Erdoğan’ın Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararına göre, İstanbul Arnavutköy’de damat Selçuk Bayraktar’ın ailesine ait olan Baykar Makina’ya ait arazi, avantajlı olan “özel endüstri bölgesi”ne dahil edildi. Bayraktarların parça ithal ederek imal ettikleri SİHA (Silahlı İnsansız Hava Aracı) ve İHA’ları da bizzat pazarlayan AKP şefi, şimdi de şirkete geniş ayrıcalıklar tanıyan bir yasa çıkartmış oldu. Daha önce de Baykar Makina’nın Arnavutköy’deki arazisinin bir bölümü 3 Ekim 2019 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı’yla İstanbul Özel Endüstri Bölgesi’ne dahil edilmişti.
“Özel endüstri bölgesi” demek;
- Bölgenin yağmaya hazır hale gelebilmesi için gereken altyapıya ilişkin masrafların, Bakanlık tarafından karşılanması,
- Harita, etüt raporu, imar planları, alt ve üst yapı projelerinin Bakanlık tarafından onaylanması, tüm bu işlemler için hiçbir bedelin alınmaması,
- Yapı ruhsatı, yapı kullanma izni, işyeri açma-çalıştırma ruhsatının Bakanlık tarafından verilmesi ve yine söz konusu ruhsatlar için harç parası alınmaması,
- Söz konusu yağma ve talan için gerekli olan ÇED raporlarının en geç 2 ay içerisinde hızlıca çıkartılması ve Bakanlık tarafından verilen onay ve izinler ile tesisin üretime geçmesi için alınan diğer izinlerin ilgili kurumlarca 15 gün içinde verilmesi,
- Hazine arazileri üzerinde 49 yıllığına başkasının arsa, bahçe, yol gibi bir taşınmaz malından belirli kurallar içinde yararlanma hakkı demek olan irtifak hakkı veya kullanma izninin verilmesi,
- Bölgede yer alan bütün binaların emlak vergisinden arsaların tahsisine ilişkin tüm sözleşme ve taahhütnamelerin damga vergisinden muaf olması,
- “Özel endüstri bölgeleri”ne ilişkin Cumhurbaşkanınca ek teşvikler belirlenebilmesi demektir.
Kısacası “özel endüstri bölgesi” demek devlet eliyle sermayedarlara sınırsız hak, imkan, yağma ve talan alanı açmak demektir. Devletin sermayedarlara tanıdığı sınırsız desteklerini sadece “özel endüstri bölgesi” izninden değil, vergilerde yapılan indirimlerden, muafiyetlerden biliyoruz. Daha önceki yıllarda da İHA imalat eden Bayraktarlara devlet kasasından 36 milyon 77 bin dolar aktarılmıştı. Yine bütün sermayedarlara tanındığı gibi Bayraktarlar gümrük vergileri başta olmak üzere birçok vergiden de muaf tutulmaktadır. Bayraktarlara %100 vergi indirimleri veya 600 milyonu bulan teşvikler yağdırılırken, işçilerin-emekçilerin cebindeki üç beş kuruşa devlet tarafından vergi adı altında göz dikiliyor.
AKP döneminde adam kayırmacılık, yağma ve talan zihniyeti tümüyle hakim hale geliyor. Sermaye devleti, doğamızı, çevremizi ve kentlerimizi çıkarları uğruna sermayedarlara adeta peşkeş çekiyor. İşçi ve emekçilerin cebinden kısılarak oluşturulan fonlar yine sermayedarların çıkarları uğruna yağmalanıyor. Cengiz, Sabancı, Koç, Bayraktar ve Zorlu gibi kan emici şirketler özellikle pandemi döneminde kârlarını katlarlarken, yaşanan tüm ekonomik ve sosyal krizlerin faturası işçi ve emekçilere kesilmek isteniyor.
Bir avuç asalağın tüm zenginlikleri kendi tekellerinde toplamalarına izin vermeyelim. Sınıf kinimizi kuşanarak, bu rant, talan ve sömürü düzenine karşı mücadeleyi yükseltelim!