Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını birinci yılını doldurmak üzere. Hem pandemi hem de onun derinleştirdiği ekonomik kriz, işçi ve emekçilerin yaşam ve çalışma koşullarını daha da ağırlaştırdı. İktidar ve patronlar için fırsata dönüşen pandemi sürecinin başından itibaren pek çok saldırı hayata geçirildi. Bunların başında kıdem tazminatının gaspı, grev yasakları, “işten atmalar yasaklandı” kılıfıyla ücretsiz izin saldırısı, kısa çalışma ödeneği, işsizlik fonunun yağmalanması geliyor.
Pandemi süreci boyunca halk açlık ve ölüm ikilemi arasında boğuşurken, gerici-faşist iktidar ayrıca çevre talanının da önünü açtı. Şirketlere verilmeyen izinler bu dönemde birer birer hayata geçirildi. Salda Gölü’nün talana açılması, Fatsa’da siyanür arama çalışmalarına izin verilmesi vb. gibi saldılar bunun akla gelen ilk örnekleri.
İşsizlik fonu patronlara yaradı
İşçi ve emekçiler işsizlik, ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği ile daha da zorlaşan yaşamlarını sürdürmeye çalışırken, AKP-MHP iktidarı, fon kaynaklarını kapitalistlerin yağmasına açtı. Teşvik ve destek ödemeleri ile patronların kârları katlandı ve her fırsatta el uzatılan işsizlik fonu sermayeye peşkeş çekildi. İşsizlik fonundan faydalanmak, işçiler için pek çok koşula bağlanırken, sermaye için büyük kolaylıklar sağlandı. Örneğin patronlara sunulan pandemi desteğinin büyük kısmı bu fondan sağlandı.
DİSK-AR’ın “Dünyada ve Türkiye’de Covid-19’un Sosyal ve Ekonomik Etkileri ile Mücadeleye Ayrılan Kaynaklar” raporu bu gerçeği de gözler önüne seriyor. “Türkiye’nin Covid-19 ile mücadelede en az nakit desteği ayıran iki ülkeden biri olduğunu” belirten raporda, nakdi desteklerin kaynakları konusunda şunlar ifade ediliyor:
“Türkiye’de yapılan toplam 42,8 milyar TL’lik nakit transferin 35 milyar TL’si işsizlik sigortası fonundan, yaklaşık 6,4 milyarı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonundan ve 2 milyar TL’si ise bağış̧ kampanyasından sağlanmıştır. Böylece Türkiye tarafından yapılan nakit desteklerde bütçeden doğrudan ayrılan kaynak söz konusu değildir.”
Salgın sürecinde Türkiye’de açıklanan çeşitli ekonomik paketlerin yüzde 89’u şirketlere ve bankalara sağlanan kolaylıklardan oluşuyor. Yoksullara ve kayıtsızlara dönük gelir desteği yok. Keza esnafa 2020 sonuna kadar hiçbir nakit desteği verilmedi. Sağlık emekçilerinin ek ödemeleri yapılmadı. İşçilere verilen destek ise İşsizlik Sigortası Fonu’ndan verildi. Rapora göre iktidar, “milli gelirin yalnızca %1’ini Covid-19’la mücadeleye” ayırdı.
Başarı hikayesinden çıkan hezimet
Pandemi süreci, başlangıcından bu yana alınan “önlemler”, sunulan “teşvik ve destekler” ile iktidarın bir kez daha halkın sağlığını hiçe sayarak kapitalistler için hizmette kusur etmediğini gösterdi. AKP-Erdoğan iktidarı ise her fırsatta başarı hikayesi yazma derdinde. Pandemi ve ekonomik kriz ile ağırlaşan yaşam koşulları, artan baskı ve zorbalık başarı hikayelerinin altından çıkan hezimeti gösteriyor. Gerici-faşist iktidarın sözcüleri her ne kadar pandemi sürecini iyi yönettiklerini iddia etseler de DİSK-AR’ın yayınlandığı rapor bunun tam tersi olduğunu göstermektedir.