ABD-NATO cephesinin Rusya ile gerilimi tırmandırdığı günlerde, AKP şefi Tayyip Erdoğan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski'nin davetlisi olarak Kiev’i ziyaret etti. Ziyaret esnasında Türkiye-Ukrayna “Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey”in onuncu toplantısına katıldı.
Bakanlarıyla gerçekleştirdiği ziyaret esnasında yaptığı açıklamalarla Rusya’ya karşı Ukrayna’nın yanında durduğunu ilan eden AKP şefi, buna rağmen “arabuluculuğa” hazır olduğunu da söyledi. Çatışan tarafların birinin yanında yer almasına rağmen, arabuluculuğa heves etmesi, doğal olarak ciddiye alınmadı. Vladimir Zelenski ile özellikle silah satışı konusunda anlaşmalara imza atan Tayyip Erdoğan, Ukrayna’ya İHA, SİHA ve farklı silahlar pazarladı. İki taraf arasında başka anlaşmaların da imzalandığı duyuruldu.
AKP şefinin Kiev’de söylediği her söz, aynı zamanda emperyalist savaş aygıtı NATO’ya verilmiş bir mesajdı. İHA-SİHA ve farklı silahlar satarak Rusya’yı rahatsız eden Tayyip Erdoğan’ın Kiev’de, “Kırım dahil Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden yanayız” açıklamasını yapması hem Brüksel hem Washington’da memnuniyetle karşılandı. Her fırsatta NATO’nun bir parçası olduklarını ilan eden AKP şefi, arada bir belli çıkarlar için Vladimir Putin’le cilveleşse de, safını iyi biliyor. O her zaman batılı emperyalistlerin, diğer bir ifadeyle savaş aygıtı NATO’nun güney kanadını korumakla iftihar etmiştir.
AKP şefinin Kiev’de takındığı tutum önce Biden yönetiminin takdirini kazandı. Son olarak sosyal medya hesabından açıklama yapan savaş aygıtı NATO’nun şefi Jens Stoltenberg de, durumdan memnun olduğunu ilan etti. Sosyal medyadaki paylaşımında Tayyip Erdoğan'la telefon görüşmesi yaptığını açıklayan Stoltenberg, “Rusya'nın Ukrayna sınırındaki yığınağını görüştük. Siyasi çözüm bulunması için aktif desteği ve kişisel çabalarından dolayı kendisine teşekkürlerimi ilettim. Türkiye'nin Ukrayna'ya güçlü pratik desteğini memnuniyetle karşılıyorum” dedi.
Hem Washington’dan hem Brüksel’den takdir almak, AKP şefini memnun etmiş olmalı. Zira izlediği yayılmacı politikadan dolayı bazen emperyalist efendileriyle ters düşse de, kritik anlarda her zaman onlara sadık olduğunu da ispatlamıştır. Rusya’nın “kapanmış dosya” saydığı Kırım’ı tekrar gündeme getirmesi, Tayyip Erdoğan’ın kraldan da kralcı bir tutum içinde olduğuna işaret ediyor. Biden yönetiminden sonra Jens Stoltenberg’in kamuoyu önünde AKP şefini takdir etmeleri, emperyalistlere hizmette kusur etmeyen bir figür olmasından kaynaklanıyor. İç politika malzemesi diye arada ABD ya da NATO’yu rahatsız eden sözler sarf etse de, Brüksel de Washington da sadık bir uşakla karşı karşıya olduklarını biliyorlar. AKP-MHP koalisyonu “yerli/milli” zırvalarını sık sık kullansa da, bu rejimin gerçek kıblesi her zaman Washington olmuştur. Ne de olsa MHP de AKP de birer Washington imalatıdır.