6 Kasım İklim Adaleti İçin Mücadele Günü’ne ilişkin COP26 Türkiye Koalisyonu, Kadıköy'deki Eminönü-Karaköy İskelesinde basın açıklaması yaptı. Çok sayıda çevre örgütünün katıldığı eylemde serbest kürsü kuruldu.
Eylemde Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu adına yapılan konuşmada projenin zararları hatırlatılarak “Kanalı yaptırmayacağımız gibi Yenişehir adı altında verilen ekokırım projesini durduracağız ve yaptırmayacağız" denildi.
Ardından Marmara Yaşasın Platformu'nun konuşmasında ise atmosferdeki kirliliğin doğayı ve denizleri tümüyle yok ettiğinin altı çizildi. Marmara'nın sadece İstanbul'u değil tüm bölgeleri etkilediği kaydedilen açıklamada, buna karşı mücadelenin önemine dikkat çekildi.
Fenerbahçe Kalamış Dayanışması adına yapılan konuşmada finans sektörlerinin çevre örgütlerinin zorlaması nedeniyle bugün sürdürülebilir enerji gibi projeleri uygulamak zorunda kaldığı dile getirildi.
HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm yaptığı konuşmada sermaye ve rant politikaları nedeniyle doğa ve doğada yaşayan canlıların yaşam haklarının gasp edilmek istendiğini vurgulayarak, sermayeden ve rantı, sermayeyi daha da çoğaltmak üzerine kurulu devletlerden bir şey beklemediklerini kaydetti. İklim krizinin çözümünün kapitalizmde olmadığının altını çizen Gülüm, buna karşı mücadele edeceklerini kaydetti ve “Biz kazanacağız” dedi.
Validebağ Savunması adına yapılan konuşmada direniş süreci aktarılarak “Validebağ Korusu yalnızca kent belleğinin korunduğu çok değerli bir biyokimyasal değil. Aynı zamanda iklimi koruyor” denildi.
Validebağ Gönülleri adına yapılan konuşmada Anadolu Yakası’nın ikinci büyük yeşil alan olan Validebağ'ın korunması tüm engellemelere karşı mücadele edildiği belirtildi. 139 gündür nöbetin sürdüğü hatırlatılan açıklamada, şöyle dendi: “Doğayı ve iklimi korumak için oradayız.”
Beykoz Kent Dayanışması ve Beykoz Çevre Dayanışması'nın yaptığı konuşmada ise şunları ifade etti:
“Planlanan yol ve bina sınırlarında bitki örtüsü katledilmiş durumda. Orman ve doğal sit alanlarına saldırılar devam ediyor. Bizler imar sorunlarıyla evlerimizden olurken, seçimden seçime verilen vaatlerle kandırılırken, Beykoz'un doğal alanları katlediliyor. Sermayeye peşkeş çekiliyor. Ormanlarımız, yaşam alanlarımız saldırı altında. Doğal kaynaklarımız yok ediliyor. İstanbul'un son kalan ciğerleri diyebileceğimiz Beykoz Ormanları yok edilmek isteniyor. Villa yapılması için Kirazlı'da ağaçlar kesilmeye başlandı bile. Doğamızı yok etmek için uydurduğunuz 'özel orman' kılıfınızı tanımıyoruz. 25 Eylül 2021'den beri her Cumartesi Kirazlı'da nöbetteyiz.”
COP26 Türkiye Koalisyonu adına okunan basın açıklamasında iklim krizinin etkilerinin siyasi ve ekonomik eşitsizliklerle katlandığı belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
“Siyasi otoriteler sermayenin kar odaklı tasarruflarının önünü açmak dışında işleve sahip değiller. İklim krizinin sorumluları işte bunlar. Ulusal ve uluslararası düzeyde birbirleriyle ekonomik, politik veya askeri düzeyde rekabet ede şirketler ve onların hizmetinde olan devletler söz konusu krizin gerçek sorumluları. Dünyaya egemen olan aşırı üretim ve tüketim kültürünü merkeze koyan zihniyet neden olduğu iklim krizinden yeni fırsatlar yaratmaya çalışıyor.”
Basın açıklamasının okunmasının ardından eylem sona erdi.