“Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu”

İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu şube binasında düzenlenen basın toplantısında Ocak-Şubat-Mart 2022 “Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu”nu kamuoyuna açıkladı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 27 Nisan 2022
  • 17:30

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu şube binasında düzenlenen basın toplantısında Ocak-Şubat-Mart 2022 “Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu”nu kamuoyuna açıkladı. Raporu toplantıda İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu. Raporda hak ihlallerinin yer aldığı hapishaneler şöyle:

“Silivri Kampüs CİK (Ceza İnfaz Kurumu), Tekirdağ 1 ve 2 Nolu F Tipi Kapalı (CİK), Edirne F Tipi Kapalı CİK, Kandıra F Tipi Kapalı CİK, Bakırköy Kadın Kapalı CİK, , Gebze Kadın Kapalı CİK, Bolu F Tipi Kapalı CİK, Maltepe 2 ve 3 Nolu L Tipi Kapalı CİK, Maltepe 1 Nolu T Tipi CİK, Manisa T Tipi Kapalı CİK, Kocaeli 2 Nolu T Tipi CİK, Sinop E Tipi Kapalı CİK, Van T Tipi CİK, Tarsus 2 Nolu  T Tipi CİK, Şakran 4 Nolu T Tipi CİK, Erzincan T Tipi CİK, Kırklareli E Tipi Kapalı CİK, Alanya L Tipi Kapalı CİK, Urfa T Tipi CİK, Denizli T Tipi CİK, Düzce T Tipi CİK, Sincan Kadın Kapalı CİK.olmak üzere toplam 21 hapishaneden 186 başvuru yapılmıştır.”

Ocak ayında 95, Şubat ayında 59, Aralık ayında 32 olmak üzere toplam186 başvuru yapıldığını belirten Yoleri, 186 başvurunun 20’si adli 166’sı politik, 22’si kadın, 164’ü erkek 7’i yabancı uyruklu mahpuslar tarafından yapıldığını belirtti.

Bir başvuruda birden çok ihlal olduğunu belirten Yoleri şunları dedi:

“Basın taraması yoluyla tespit edebildiğimiz 623 ihlalin yanında, derneğimize yapılan 186 başvuruda Ocak ayında 1733, Şubat ayında 1185, Mart ayında 690 olmak üzere 2985 ihlal tespit edilmiştir. Toplam ihlal sayısı, 4’ü yaşam hakkı ihlali olmak üzere 3608 olmuştur”

Hapishaneler ölümevi oldu

Yaşamını yitiren mahpuslar raporda şöyle sıralandı:

“-Bolu F Tipi Cezaevi’nde tutulan Mehmet Hanefi Bilgin isimli mahpus 30 ocak 2022 tarihinde yaşamını yitirdi.  Kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdiği iddia edildi.

- İstanbul Metris 1 Nolu T Tipi Cezaevi’nde tutulan ağır hasta mahpus Turgay Deniz’in (39) Ocak ayı içinde durumunun ağırlaşması üzerine ailesine haber verilmeden Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldığı öğrenildi. Durumunun daha da ağırlaşması üzerine cezaevi idaresinin ailesini aradığı veTurgay Deniz’in tahliye edildiği, 2 şubat 2022 tarihinde yaşamını yitirdi.

- Kırıkkale Keskin T Tipi Cezaevi’nde tutulan İsa Yaşar (57) isimli mahpusun 6 şubat 2022 tarihinde sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirdiği öğrenildi.

- Bilecik M Tipi Cezaevi’nde tutulanTaner Işıldak (46) isimli bir mahpusun 23 şubat 2022 tarihinde kaldığı koğuşta asılı vaziyette bulunduğu öğrenildi. İntihar ettiği iddia edildi.”

Yoleri hapishanelerde gerçekleşen hak ihlallerini şu ifadelerle özetledi:

“Bu üç ay boyunca; mahpuslara yönelik fiziki saldırılar, tehdit, darp, çıplak arama, baskın hücre aramaları yoluyla işkence ve kötü muamele, ırkçı ayrımcı yaklaşımlar, ölümle tehdit, politik mahpusların yanına itirafçı mahpusların konularak provakasyon ortamı yaratılarak mahpusların infazlarının yakılmak istenmesi, gardiyanlar tarafından hücrelere ip atılarak intihar edin denmesi, politik mahpusların bağımsızlar koğuşuna geçmeye zorlanması, askeri nizamda tek sıra halinde ayakta sayıma zorlanması, sağlık ve tedavi hakkı alanındaki ihlaller, keyfi yasak ve uygulamalar devam etmiştir. COVİD 19 salgını bahanesiyle hapishanelerde bütün sosyal haklara getirilen kısıtlamalar devam etmiş, tecrit ve izolasyon derinleşmiş kalıcı hale getirilmiştir.  Covid salgını sürecinde yaşanan hastane randevularının iptali, kelepçeli muayene ve olumsuz karantina uygulamaları nedeniyle hastaneye sevkler ve tedaviye erişimde yaşanan sorunlar hasta mahpusların yaşamlarını yitirmelerini hızlandırmıştır.”

Hapishanelerde en çok yaşanan sorunlardan birinin de infaz yakma olduğunu belirten Yoleri devamında hak ihlallerini şöyle sıraladı:

“İşkence-darp-kötü muamele

İnfaz koruma memurlarının, idarenin ve jandarmanın kötü muamele uygulamalarının devam etmesi yanında, çıplak arama ve itirafçıları politik mahpusların yanına koyarak provokasyon ortamı yaratılması, mahpusların hücrelerine ip atarak intihar edin ya da sen daha intihar etmedin mi demeleri vb. uygulaması ve işkence ve kötü muamele bu rapor döneminde de önemli bir ihlal alanı olmaya devam etmiştir.”    

“İletişim hakkı ihlalleri

Hapishanelerin sorunlarının başında iletişim hakkının ihlali gelmektedir. Dış dünya ile bağını kopararak, sosyal ilişkilerinden ve dayanışmadan yoksun bırakarak uygulanan ağır tecrit yoluyla, mahpus koşulsuz itaate zorlanmakta, kişiliği yok edilmeye çalışılmaktadır. İletişim yasakları ağırlıklı olarak; aile ve arkadaş görüşlerinin, kitap gazete alımının, mektuplaşma hakkının, sosyal alan kullanımı hakkının, sohbet hakkının sınırlanması ya da tamamen yasaklanması şeklinde karşımıza çıkmaktadır.”   

“Sağlık ve tedavi hakkı ihlalleri

Komisyonumuza yapılan tüm başvurularda sağlık ve tedavi hakkına erişimde yaşanan sorunlara değinilmekte, pandemi sürecinin sorunları daha da ağırlaştırdığına dikkat çekilmektedir. Hastaneye sevk taleplerinin hiç ya da geciktirilerek karşılanması, hapishane revirinde uzman hekim bulunmaması, kelepçeli muayene ve tedaviye zorlanma, muayene odasında asker bulunması, ilaçların düzenli olarak verilmemesi, hastanelerin mahpus koğuşlarının olumsuz koşulları, ağır hasta mahpuslar bakımından Adli Tıp Kurumu’nun olumsuz raporları, diyet beslenme taleplerinin karşılanmaması gibi süren sorunlara pandemi sürecinde yenileri eklenmiştir. Diğer bir sorun ise acil durumlarda bile mahpusun ’suçuna’ göre ambulansla mı ring aracıyla mı gideceğinin belirlenmesi, mahpusun ilaçlarını gardiyanın gözetiminde içmeye zorlanması, kemoterapiye gitmesi gereken mahpusların götürülmemesi hastane gidiş gelişlerden sonra karantina uygulanması, giderek yaygınlaşan ağız içi araması, tedaviye erişimin tamamen durdurulması özellikle ağır ve kronik hastalığı olan mahpuslar bakımından yaşam hakkı ihlallerine zemin hazırlamaya devam etmektedir.”

“İnfazda eşitsizlik

“Hapishanelerde kitap sadece 2 ayda bir kez alınabiliyor ve hediye yerine konularak sınırlandırılıyor. Birçok dergi alınamıyor. Abone olmadan dergi alınamadığı gibi BİK ilanı olmayan gazeteler verilmiyor. Dışarıda satılan politik dergilere hapishanede yasak konuyor. Kitap ve yayınlar güvenlik bahanesiyle yasaklanarak tutsakların okumayan, düşünüp sorgulamayan insanlar haline getirilmesi amaçlanıyor.”

Her hak ihlali kategorisinde genel bir özetlemeden sonra başvuru örnekleri sıralanırken “Covid-19 süreci ve yaşanan sorunlar” kategorisinde sadece başvuru örnekleri yer aldı.

Başvuruların takibi konusunda bilgi veren Yoleri şu ifadelerle raporu hazırlama amaçlarını dile getirdi:

“Raporumuz, sadece derneğimize yapılan sınırlı başvuruları ve basın taraması yoluyla elde edilen verileri kapsamaktadır. Ancak bu hali ile bile hapishanelerdeki sorunların gerçek boyutunu gösterir bir fotoğraf vermektedir. Dolayısı ile hapishanelerdeki sorunların, ihlallerin ve keyfi uygulamaların çok daha fazla olduğunu biliyoruz. Özellikle içinden geçtiğimiz pandemi sürecinde mahpuslara yönelik hak ihlalleri vahim boyutlara ulaşmış, bir işkence yöntemi olan tecrit daha da derinleştirilmiştir. ...

Biliyoruz ki; hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri dışarıda yükselteceğimiz sesle engellenir. Bu nedenle; hazırladığımız rapor ihlallerin önlenmesi için yetkilileri uyarmak yanında, hapishanelerde yaşanan devasa sorunlara ilişkin duyarlılık ve mahpuslarla dayanışma çağrımızdır.”

Kızıl Bayrak / İstanbul