Bölge hapishanelerinde işkence

İHD Diyarbakır Şubesi Bayburt M Tipi, Erzurum Oltu T Tipi, Erzurum Dumlu Ve Iğdır S Tipi Hapishaneleri’nde gerçekleşen hak ihlalleri ve işkenceyi ortaya seren inceleme ve tespit raporunu açıkladı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 29 Nisan 2022
  • 22:30

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Bayburt M Tipi, Erzurum Oltu T Tipi, Erzurum Dumlu Ve Iğdır S Tipi Hapishaneleri’nde gerçekleşen hak ihlalleri ve işkenceyi ortaya seren inceleme ve tespit raporunu açıkladı.

İHD Amed Şube binasında düzenlenen toplantıda raporu Merkezi Hapishane Komisyonu Eş Sözcüsü av. Ercan Yılmaz okudu.

Iğdır S Tipi Kapalı Hapishanesi’nde Sezer Alan isimli mahpusun annesi S.K.’nin şahsen yaptığı başvurusunda özetle söylediklerini şöyle aktardı:

“Benim oğlum Sezer Alan, Iğdır S Tipi KCİK’nda kalmaktaydı. Engelliydi. Engelli maaşı alıyordu. Oğlumun psikolojik sorunları vardı. Psikiyatri ilaçları kullanıyordu. Iğdır Hapishanesine geldiğinde kullandığı ilaçları yanlış verdiklerini söyledi. Kendi ilaçlarını vermemişler. Ayrıca şeker hastalığı da vardı. Daha önceden menenjit hastalığı da geçirmişti. ( sara gibi) Yılbaşına 3-4 gün kala yaptığımız telefon görüşmesinde kötü durumda olduğunu ifade etti. Ben görüşmeyi kaydettim. Size de vereceğim. Yılbaşından sonraki görüşmelerimizin ilkinde rahatsız olduğumu anlayıp geçmiş olsun dedi. Bana ‘beni iyi dinle, benim hakkımı ara’ dedi. Bir başgardiyan ( Emin), ‘Sen daha ölmedin mi? Öldür kendini’ diye baskı kuruyormuş. Oğlumu hastaneye götürmüyorlarmış. Zaman zaman açlık grevlerine giriyormuş. Dilekçeler yazdığını ama dilekçelerinin birçoğunu göndermiyorlarmış.CİMER’e ve birçok kuruma başvurmamı istedi. Ben gerekli görüşmeleri yaptım. Oğlumdan da dilekçe yazmasını istedim. Gönderilip gönderilmediğini bilmiyoruz. Yılbaşından sonra yaklaşık 5 görüşme yaptık. Her görüşmede bana, ‘Annem hakkını helal et, ben tam kendimi öldüreceğim gözümün önüne sen geliyorsun. Kulaklarıma senin duaların geliyor. Vazgeçiyorum. Ben hakkımı helal ediyorum, sen de helal et anam’ diyordu. En sondan bir önceki görüşmemde 2 tane muhabbet kuşu besliyordu. Onları özgürlüğüne kavuşturduğunu şimdi de papağan almak istediğini ve sipariş verdiğini söyledi. Son görüşmemizi

19.02.2022’de saat 15:26’da telefonla yaptım. Görüşmede muhabbet kuşlarını yandakilerin aldığını, onlara kuşların yumurtalarını verdiğini, papağanın geldiğini bütün parasını onun için harcadığını ama papağanı kendisine vermediklerini kafesini süslediğini ama boş kaldığını söyledi. Ayrıca kendisinin onursuz ve gurursuz olmadığını kendisini burada hırsızlıkla suçlayıp hakaret ettiklerini artık buna dayanamadığını, ‘Benimle dalga geçiyorlar. Daha sen ölmedin mi diye. Artık dayanamıyorum. Çarşamba gününe cenazemi sana verirler’ dedi. Görüş hakkımız bittiği için telefon kapandı. O günün akşamı içime bir sıkıntı düştü. Yerimde duramıyordum. Ertesi gün ( 20.02.2021 Pazar) telefon geldi. Kimin tarafından arandığımızı bilmiyoruz. Çünkü söylemediler. Telefonu kızım açtı. Bize Başsağlığı dileyerek oğlumun ölüm haberini verdiler.”

Öneriler

Raporda ayrıntılı olarak başvurular aktarılarak bölge hapishanelerin tespit edilen hak ihlalleri sıralandı. Ardın ihlallerin ortadan kaldırılması ekseninde öneriler şöyle sıralandı:

“1) Türkiye’deki infaz rejimi mevzuatının ve politikasının uluslararası insan hakları hukukuna ve özel olarak da mahpus haklarına uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Özellikle, mahpusların hapishanede geçirmiş oldukları süre içindeki davranışlarının, idari gözlem kurulları tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda verilen olumsuz kararlarla tahliye edilmelerine engel oluşturması kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlalini oluşturmaktadır. Anayasanın 10. Maddesi ile güvence altına alınan eşitlik ilkesi ve AİHS’in 14. Maddesinde belirtilen ayrımcılık yasağı kuralına uygun yasal düzenlemeler yapılarak infaz sistemi, açık cezaevine geçiş koşulları ve denetimli serbestlikten faydalanma koşullarının tüm mahpusları için eşit hale getirilmesi gerekmektedir.

2) Mahpusların işkence veya kötü muameleye maruz bırakıldıklarını detaylı bir şekilde iddia etmeleri karşısında; derhal etkin soruşturma işlemlerinin başlatılması ile hapishanelerde tutulan mahpuslara insan onuruna yaraşır bir muamele gösterilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda “İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolüne” uygun şekilde “bağımsız” ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması için hükümeti derhal gerekli çalışmaları başlatmaya davet ediyoruz. Bazı hapishanelerde sürekli hale geldiği mahpuslar tarafından aktarılan işkence veya kötü muamele uygulamalarına karşı; Adalet Bakanlığını ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunu bu hapishanelerde inceleme yapmaya davet ediyoruz.

3) Özelikle Iğdır S Tipi Kapalı Hapishanesinde tutulan mahpusların tarafımıza iletmiş oldukları hak ihlalleri iddiaları karşısında Adalet Bakanlığı ve Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ivedilikle soruşturma başlatılması gerekmekte olup; ilgili hapishanede son dönemlerde yaşanan intihar vakalarının bütün boyutları ile araştırılması gerekmektedir.

4) Mahpusların sağlığa erişim haklarının sağlanması, koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmesi, hastalığı olanların tedavi olanaklarından yararlanmaları için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Mahpuslara hastane sevkleri ve muayene sırasında uygulanan “çift kelepçe” ve “ağız içi arama” uygulamasından derhal vazgeçilmelidir. Özellikle hasta mahpusların tedavilerinin ivedi bir şekilde gerçekleştirilmesini ve hastalıklarından dolayı hapishanede yaşamını idame ettiremeyen ağır hasta mahpuslar başta olmak üzere bütün hasta mahpusların tahliyesi önündeki yasal ve diğer engellerin kaldırılması gerekmektedir.

5) Mahpuslara uygulanan tecrit ve izolâsyon derhal kaldırılmalıdır. Mahpusların insan onuruna yaraşır bir şekilde infazlarının çektirilmesi sağlanmalıdır. Bu kapsamda pandemi gerekçesiyle mahpusların sosyal ve kültürel ile diğer etkinlikleri hakkında verilen kısıtlama kararlarının kaldırılması gerekmektedir.

6) Mahpusların haber alma ve başkalarıyla iletişim kurma hakları kapsamında gazete ve dergi gibi yayınlarla ilgili idarece alınan kısıtlayıcı kararların derhal ortadan kaldırılması ile mektup ve fax gönderim ücretlerine yapılan zamların geri alınması gerekmektedir. Özellikle Kürtçe yayınlar ile ilgili hapishane idarelerinin ayrımcı uygulamaları mahpusların kültürel haklarının ihlali niteliğindedir. Bu ihlalin ortadan kaldırılması amacıyla yetkilileri derhal tedbir almaya davet ediyoruz. Mahpusların gönderdikleri mektupların muhataba ulaşıp ulaşmaması ile ilgili bilgilendirilmemesi; bilgi edinme hakkının ihlali niteliğindedir. Bu ihlalin de ortadan kaldırılması gerekmektedir.

7) Mahpusların ailelerinden uzak olan hapishanelerde tutulması ile sevk taleplerinin Adalet Bakanlığınca gerekçesiz olarak reddedilmesi “Aile hayatına saygı yükümlülüğünün” ihlali niteliğindedir. Bu konuyla ilgili daha önce AİHM tarafından verilen ihlal kararları (AHİM, Avşar/Tekin-Türkiye Kararı) ile ulusal ve uluslararası mevzuatta mahpus haklarını koruyan hükümler dikkate alınarak; sevk taleplerinin bu ilkeler ve yasa mevzuat hükümlerine göre değerlendirilmesi, mahpusların ailelerinin bulunduğu veya ailelerine yakın hapishanelere sevklerinin sağlanması gerekmektedir.

8) Pandemi tedbirlerinin yeniden düzenlenmesi ile hapishanelerde açık görüş sürelerinin Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılan genelge ile bir buçuk saate kadar yapılabileceği belirtilmesine rağmen; birçok hapishanede idare tarafından açık görüş süresi bu genelgeye uygun olmayan bir şekilde yarım saat ile kırk beş dakika arasında sınırlandırılmaktadır. Adalet Bakanlığının genelgesi dikkate alınarak Türkiye’de bulunan bütün hapishanelerde açık görüş sürelerinin en az bir buçuk saat olarak uygulanması gerekmektedir.”