Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Van ve Hakkari Şubeleri, HDP heyeti ile birlikte, Iğdır, Ağrı ve Van hapishanelerinde yaptıkları görüşmelerle ilgili hazırlanan raporu kamuoyuna açıkladı. İHD Şube binasında açıklanan raporu İHD şube yönetiminden avukat Nedim Sarısaç okudu.
Hakaret, işkence, kötü muamele
Jinnews’te yer alan habere göre raporda şu ifadelere yer verildi:
“Pandemi bahane edilerek ağırlaştırılan infaz düzenlemeleri nedeniyle birçok mahpusun gözetim kurulu kararları gerekçe gösterilerek koşullu salıverilmeden faydalandırılmadığı, soyut ve genel gerekçeler içeren kurul görüşü doğrultusunda tahliyelerinin 3, 4 veya 6 ay ertelendiği, bu nedenle mahpusların kurul görüşmelerine çıkmadığı, mahpusların oda değişim taleplerine olumlu veya olumsuz herhangi bir dönüş yapılmadığı, mahpusların idareye yazdıkları dilekçelerin kaybedildiği, işleme alınmadığı, resmi bilgilendirmelerin cezaevi yönetimi tarafından yapılmadığı, yapılan bilgilendirmelerin ise sözlü yapıldığı tespit edildi. Özellikle Ocak ayından bu yana cezaevi 2’inci müdürü ile başgardiyanın mahpuslara sürekli hakaret ve tehditlerde bulunduğu ve provoke bir dil kullandıkları, aylık oda aramalarında gardiyanların hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, hapishane yönetiminin mahpusların sorun ve taleplerine ilişkin diyalog arayışlarına cevapsız kaldığı, daha önce aileler tarafından gönderilen iç giyim hapishane tarafından kabul edilirken, son zamanlarda kargo ile dahi dışarıdan iç çamaşır kabul edilmemekte, mahpusların kantinden almaları şartı konmakta ancak kantinde satılan iç çamaşırların giyilemeyecek kadar kötü olduğu ve çok pahalı satıldığı bu durumun mahpusları çok zorladığı, hasta mahpusların başka illerdeki hastanelerde tedavisinin yapılması için sevk talebi hapishane idaresi tarafından yazılı alındığı halde reddedilmiştir.”
Tüm haklar engelleniyor
“Daha önce mahpuslara verilen sazların, hiçbir gerekçe belirtilmeden toplatıldığını, diğer müzik aletlerine de el konulduğu, 9 kişilik bir odanın mevcut olduğu, bu odada daha önce 6 mahpusun kaldığı, 3 mahpusun tahliyesinden sonra kalan 3 mahpusun tecrit altında tutulduğu ve diğer odalardaki mahpuslarla diyalog geliştirmelerin kasıtlı engellendiği, koğuşlarda mahpuslar tarafından satın alınmış temel temizlik malzemeleri olan çekpas, leğen ve su kovalarının kış ayından beri toplatıldığı defalarca istemelerine rağmen firar için kullanılabilir gerekçesiyle henüz geri verilmemiştir. Mahpusların revire çıkartılmadığı, hastaneye götürülen mahpusların geri dönüşlerde kalabalık karantina odalarına alındığı, bu kalabalık odaların son derece sağlıksız olduğu için mahpusların hastaneye gitmek istemedikleri, suyun pis kokulu ve kirli olduğu, mahpuslarda sağlık sorunlarına neden olduğu, bu nedenle mahpusların içme suyunu kantinden satın aldıkları, bu durumun maddi olarak mahpusları zorladığı, yine yıkanmak için sıcak suyun 20 kişilik koğuşlarda 2 günde 1 saatliğine verildiği ve bunun mahpusların ihtiyacını hiçbir şekilde karşılamadığı şeklinde mahpuslar da beyanlarda bulunmuşlardır.”
Hapishane idarelerine göre: ihlal yok
Hapishane yönetimleri ile yapılan görüşmelere de yer verilen raporda şu ifadeler kullanıldı:
“Patnos L Tipi Cezaevi idaresi ile görüşme sağlamıştır. Patnos Cezaevi idaresi hak ihlallerinin olmadığını, hastane sevklerinin yapıldığını bazı durumlarda Ağrı ilinin hastane ekipmanlarının yetersiz kaldığından bahisle talepleri karşılayamadıklarını beyan etmişlerdir. Günlük ihtiyaçlar olan yemek, su, banyo için sıcak su ve hijyen malzemelerinin yetersiz verildiğine ilişkin ve malzemelerin kantinde fahiş fiyatlarla satıldığına ilişkin bilgi istenmiştir. İdare sorumluluklarını yerine getirdiklerini, yönetmeliklere ve mevzuata uygun davrandıklarını iddia etmiştir. Iğdır S Tipi idaresi ile görüşmeye giden heyetimiz kapıda bekletilmiş daha sonra cezaevi idaresi ile görüşmek üzere içeri alınmıştır. Hapishane idaresi, yaşanan intihar vakaları ile alakalı kendilerinin bir kusurunun olmadığını, üzerlerine düşen sorumluluklarını yerine getirdiklerini ve vicdanlarının rahat olduğunu beyan etmişlerdir. Yemeklere ilişkin, günlük istihkak ücretinin arttırıldığını fakat yaşanan alım gücü düşüklüğü nedeniyle yine de yetersiz kaldığı beyan edilmiştir. Van Yüksek Güvenlikli ve Van F Tipi Cezaevi yönetimleri ise randevu vermemiştir.”
Tespit ve gözlemler
Raporun devamında tespit ve gözlemlere dair şunlar sıralandı:
“*Öncelikle en acil sorun olarak Patnos L Tipi Ceza İnfaz Kurumu, Iğdır S Tipi Ceza İnfaz Kurumu, Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve Van F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumları’nda mahpusların yasal haklarının kullandırılmadığı, yasal haklarının hukuki gerekçelerden yoksun olarak engellendiği tespit edilmiştir.
*Hasta olan mahpusların hastane sevklerinin yapılmadığı ya da hastane sevklerinin geç yapıldığı tespit edilmiştir.
*Cezaevi yönetimlerinin genel olarak mahpuslara yönelik işkence, baskı, zorlama tarzında (koğuşların sıklıkla aranması, koğuşların birleştirilmesi, TV ve radyolara el konulması, kantinde satın alınan eşyalara koğuşlarda el konulduğu vb.) bir yaklaşımlarının bulunduğu tespit edilmiştir.
*Mahpusların hukuki gerekçelerden yoksun cezaevi yönetimi tarafından cezalandırıldıkları (sohbet haklarının uygulanmadığını, spor haklarından yoksun bırakılma ve bazı gazete-kitapların verilmemesi vb) tespit edilmiştir.
*Herhangi bir gerekçe gösterilmeden, toplama kararı olmayan ve yasaklanmayan, mahpusların talep ettiği gazete, dergiler kitap vs. idare tarafından verilmiyor. Haber alma özgürlüğü ve kamusal bilgilere erişim hakları engelleniyor.
*OHAL ile birlikte ve OHAL’in kaldırılmış olmasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti’nin de taraf olduğu uluslararası İnsan Hakları Sözleşmeleri, Anayasa’da ve kanunlarımızda tanımlanan hakların uygulanması cezaevlerinde fiili olarak askıya alınmıştır. Bu durum mahpuslar, mahpus yakınlarını ve biz insan hakları savunucularını kaygılandırmaktadır.
* Bu cezaevlerinde mahpusların işkence, kötü muameleye maruz kaldıkları, anayasal hakları, yaşam hakkı, haber alma özgürlüğü, kamusal bilgilere erişim hakları, sohbet, spor, aktivite hakları, sağlık tedavi hakları engellenmektedir.
*Yaşanılan tüm bu hak ihlalleri ile hukuka aykırı uygulamalar için suç duyurusunda bulunacağımızı ve ulusal ve uluslararası gerekli tüm mercilere başvuracağımızı basına ve kamuoyuna duyuruyoruz.”