Türk Tabipleri Birliği (TTB) COVID-19 İzleme Kurulu, Türkiye’de ilk Covid-19 vakasının resmi olarak açıklanmasından bu yana geçen 8 aylık süreci kapsayan değerlendirme raporunu kamuoyuyla paylaştı.
“Tedbirler sosyal devlet ilkesiyle alınmalı”
ZOOM üzerinden yapılan basın toplantısının açılış konuşmasını TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı yaptı. Bulunduğu söylenen aşının mutlu bir azınlığa ulaşacağını belirten Fincancı yoğun bakım servislerinde yer kalmadığına değindi. Salgının yayılmasını önleyici tedbirlerin alınmadığını ifade eden Prof. Dr. Fincancı, mücadelenin ‘tedavi edici hekimlikle’ sınırlandığına dikkat çekti. Tedbir amaçlı hızla önlem alınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Fincancı, önlemlerin “sosyal devlet ilkesi”ne uygun alınması gerektiğinin altını çizdi.
“Turkuvaz tablo ile saha ciddi biçimde çelişmekte”
TTB COVID-19 İzleme Kurulu’nun hazırladığı ‘8. Ay Değerlendirme Raporu’nu ise Prof. Dr. İbrahim Akkurt sundu. Türkiye’deki gerçek durumun resmi verilerle halen görülemediğine dikkat çeken Akkurt “Turkuvaz tablo ile saha ciddi biçimde çelişmekte” dedi. Akkurt; test sayısının kaç kişiye test yapıldığı bilgisini barındırmadığını, sağlık çalışanları başta olmak üzere risk gruplarının öncelikli ele alınmadığını, hasta sayısının hastaneye yatan kişileri mi yoksa PCR testi pozitif olanları mı gösterdiğinin bilinemediğini, ortalama temas süresinin ve filyasyon oranının gerçekle bağdaşmadığını ifade etti.
Covid-19 meslek hastalığı olarak kabul edilmeli
Covid-19’un özellikle emekçi sınıf için dramatik sonuçlara yol açtığını dile getiren Akkurt TTB’nin taleplerini şöyle sıraladı:
“*COVID-19 sağlık emekçileri için meslek hastalığı, diğer işkollarında çalışan işçiler için ise iş kazası olarak tanımlanmalıdır.
*İşyerlerinde başta üretim alanları olmak üzere ulaşım, beslenme, barınma gibi tüm alanlarda işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınmalıdır.
*Kronik hastalığı olan ve belli bir yaşın üzerindeki tüm işçiler bu süreçte idari-ücretli izne çıkarılmalıdır.
*İşten atmalar yasaklanmalı ve 1168 TL değil tam ücret ödenmelidir.
*Çalışma saatleri, ücretlerde kesintiye gitmeden azaltılmalıdır.
*İşçilere ücretsiz-yaygın testler yapılmalı, vakaların arttığı işyerlerinde üretime ara verilmelidir.
*Evden çalışan işçilerin çalışma saatleri düzenlenmeli ve iş için yaptıkları harcamalar karşılanmalıdır.”
Talepleri sıraladıktan sonra pandemi sürecinde 1 milyon 60 bin sağlık çalışanının mücadele içinde olduğunu belirten Akkurt, bakanın sağlık çalışanlarına ilişkin verileri paylaşmadığına değindi.
“İlk ayları aşan tehlikeli tırmanış”
Akkurt’un sunumunun ardından Covid-19 İzleme Kurulu üyeleri söz aldı. İlk sözü alan Prof. Dr. Özlem Kurt Azap çalışma yaşamının sıkıntılarının kış ile birlikte artacağını ve virüsün bulaş riskinin arttığını belirtti.
Prof. Dr. Kayıhan Pala TTB’nin ikinci aydan bu yana saptadığı sorunlara ilişkin sunduğu çözüm önerilerinin karşılık bulmadığına ve bunun vaka-ölüm sayısını arttırdığına dikkat çekti.
Salgında ilk ayları anımsatan tehlikeli bir tırmanış olduğunu ifade eden Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, Kasım ayında, Nisan ayındaki tepe noktasınını aşılabileceğini belirtti. Ekonomik-sosyal destekli kısıtlamaların bir an önce kararlaştırılması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Yavuz, yaşa dayalı ayrımcılığın sağlık sorunlarına etkilerini vurguladı.