İstanbul Tabip Odası Aile Hekimleri Komisyonu, pandemi sürecini değerlendirdiği toplantıda İstanbul'da vaka artışlarının Kasım ayına göre 3 kattan fazla arttığını ve böylece son üç ayın en yüksek sayılarına ulaşıldığını belirtti.
Açıklanan raporda evde karantinada olan hastaların 112'ye ulaşmakta zorlandığını ve tedavisini evde sürdüren ve Aile Sağlığı Merkezleri'ne gidemeyen hastaların kendilerine iğne yapmak zorunda kaldığını duyurdu.
ASM'ler pandemi yokmuşçasına çalıştırılıyor
Raporda, ASM'lerdeki hekimlerin her gün kayıtlı 80-90 Covid-19 PCR (+) vaka ve temaslı hastaları izlediği ve ASM'lerin pandemi yokmuş gibi çalıştırıldığı belirtilerek şunlar ifade edildi:
“Sağlık Bakanlığı, pandemiyle birlikte Mart ayı sonlarında artan vaka ve temaslı sayıları nedeniyle ASM’lerde yapılan ertelenebilen işlemler ve acil olmayan sağlık sorunları için mevcut rutin hizmetleri ve işlemleri durdurmuş, ASM sağlık çalışanları salgına karşı daha rahat hizmet vermeye başlamıştı. Maalesef vaka ve temaslı sayıları ilk döneme göre nerdeyse üç katına çıktığı bu günlerde, sürücü, işe giriş, sporcu, tüfek raporu gibi ertelenebilen işlemler ile diyetisyenlerin yönlendirdiği laboratuvar istekleri gibi acil olmayan kışkırtılmış talebe dayalı ertelenebilecek istekler hiç eksilmeden devam etmektedir. Bu durum, sağlık çalışanlarının bu dönemde yoğunlaşmaları gereken pandemiye karşı etkin mücadelenin zayıflamasına, ertelenemez sağlık hizmetlerinin aksamasına, bulaşın artmasına neden olmaktadır.”
Salgın yönetiminde kopukluk var
Raporda birinci basamak sağlık hizmeti veren birimler arasında yeterli bir organizasyon olmadığını belirtilerek, ASM'ler ile hastaneler arasında bir bağlantı olmadığı ve salgın yönetiminde kopukluk olduğu bilgisi yer aldı.
Raporun devamında Filyasyon ekiplerinin çalışma koşullarının ağırlığı nedeniyle tükenme noktasında olduğu vurgulanarak “Hastaların, pandemi sürecinde ertelenemez sağlık ihtiyaçları için nispeten güvenle geldikleri ASM’lerinde, salgın yönetiminin zaaf ve eksikliklerinden dolayı yeterli düzeyde hizmet verilememektedir'' denildi.
Ayrıca mevsimsel grip aşısının yeterli dozda temin edilememesi ve dağıtılamaması nedeniyle hastaların geri çevrildiği ve süresiz aşı ertelemesi yapıldığı belirtildi.
Hastalar iğnelerini kendi yapmak zorunda kalıyor
Evde tedavi gören hastaların iğnelerini kendi yapmak zorunda kaldığı belirtilen raporda şunlar ifade edildi: “Ev ortamında tedavisi süren Covid-19 vakalarına önerilen antikoagülan enjeksiyonu hastalar tarafından yapılamadığı için, ASM’lere gelmek zorunda kaldıkları, bu durumun hem hastanın tedavi sürecini aksattığı hem de bulaş ortamı oluşturduğunu biliyoruz. ASM’lerine gelemeyen ve bu enjeksiyonları kendi başlarına yapmak zorunda kalan hastalara, sosyal medyadaki videolar yardımıyla ve telefon ile uzaktan eğitim vermek zorunda kalınmıştır.”
Sağlık çalışanlarına grip aşısı yapılmıyor
Raporda, pandemi sürecinde şimdiye kadar yaklaşık 170 sağlık çalışanının Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdiği ifade edilerek “Binlerce sağlık çalışanı PCR + hasta olduğu için tedavi olmaktadır. Sağlık çalışanları, ağır ve riskli iş koşullarında sağlık hizmeti vermeye çalışan sağlık çalışanlarına, yapılan tüm çağrılara rağmen mevsimsel grip aşısı yapılmamıştır. Kendi sağlık çalışanını risk grubu içinde kabul edip aşılamasını zamanında yapmayan Sağlık Bakanlığını bir kez daha uyarıyoruz. Aşıları bir an önce, grip salgını çıkmadan ASM’lere dağıtın'' denildi.
İstanbul Tabip Odası önerileri şu şekilde sıraladı:
-Pandemi sürecinde acil olmayan ehliyet, işe giriş, av tüfeği, sporcu raporu vb . İstekler ile kışkırtılmış tetkik talepleri ertelenmelidir.
Acil olmayan, ertelenebilir kronik sağlık sorunları için özen gösterip ASM lere gelmeyerek, pandemiyle mücadele ve koruyucu hekimlik hizmetlerinin ağırlıklı sürdürülmesine yardımcı olunmalıdır.
-Aile Hekimleri Covid19 hastasını, bulaş, takip, tedavi sürecini yeterli düzeyde yapabilmesi için gerekli tüm bilgilere ulaşma olanağına kavuşmalıdır.
-Gebe, bebek takipleri aşı hizmetleri yeterli ve etkili düzeyde sürdürülmesi için olanaklar artırılmalıdır, aşı lojistiği düzenli yapılmalıdır.
-Yaklaşık iki aydır çocuklarımıza yapamadığımız suçiçeği aşısı acilen temin edilmelidir.
-Riskli ve yaşlı gruplar için önerilen Kpa (zatürre) aşısının yeterli miktarda dağıtımı yapılmalıdır.
-Güncellenen bilgiler, değişen protokoller, rehberler Aile Hekimleri ile doğrudan paylaşılmalıdır.
-Yakınması ya da temaslı olan kişilere test için yönlendirildikleri hastanelerde hemen rapor verilebilmeli ya da sistem entegrasyonu sağlanarak başvuru ile birlikte otomatik e-nabız raporu oluşturulabilmelidir. Temaslı kişilerin tespitleri tam olarak yapılmalıdır.
-Hasta ve hasta yakınlarına yönelik web siteleri ya da sosyal mecralarda bilgilendirici net mesajlar, broşürler, kamu spotları hazırlanmalıdır.
-Hastaların birden fazla ekip tarafından aranması (ASM, filyasyon, hastane vb) güvenin azalmasına neden olmaktadır. Süreç tek elden yürütülmelidir. Sağlık çalışanlarına influenza aşısı bir an önce yapılmalıdır.
-ASM hizmet binalarının pandemi koşullarında ne kadar kullanışsız ve elverişsiz olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. ASM binaları kamu olanaklarıyla yapılarak, ya da onarılarak uygun sağlık hizmeti verilecek yerlere dönüştürülmelidir. ASM binalarının depreme karşı güvenlikli hale getirilmesi dahil iyileştirilmesi için Sağlık Bakanlığı acilen harekete geçmelidir.
-Covid-19 aşısı uygulanmaya başlandığında birinci basamak unutulmamalıdır.
-Covid-19 meslek hastalığı sayılmalıdır.
-Özellikli izlemlere ait ek ödemelerin hesaplanmasındaki adaletsizlikler giderilmelidir.
-Birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerinin her kesimi kapsaması ve basamaklar arası zincirin kurulmasıyla sunulmasının önemli olduğu bilinmelidir. Koordinasyon sağlanarak pandemiye karşı yürütülen mücadele kolektif yürütülmelidir.
-Salgına karşı yürütülen mücadelenin, yerel otoriteler, toplumu temsil eden demokratik kitle örgütleri, meslek odaları, sendika ve derneklerle ilişki geliştirilerek, ortaklaşa yürütülmesi önemlidir.
-Salgınla sadece sağlık hizmetiyle baş etmenin mümkün olmadığını, sağlık hizmet kapasitesini, yeterliliğini artırmakla salgının yayılması ve zararlarını azaltmak mümkün olsa da bulaşın kırılması için hayati ve temel ihtiyaçlar dışında tüm üretimin ve dolaşımın en az bir ay durdurulması, halkın temel ihtiyaçlarının karşılanması kaçınılmazdır diye düşünüyoruz, bu konuda ısrarcı olduğumuzu hatırlatmak isteriz.