İnsan Hakları Derneği ve desteğe gelenler saat 13.00’te Konak eski Sümerbank önünde bir araya gelerek, 1995’te Mardin Dargeçit’te gözaltında öldürülenlerin katillerinin yargılanmasını istedi.
Basın açıklamasını İHD İzmir Şubesi yönetiminden Ahmet Çiçek okudu. Çiçek, gözaltında kaybetmenin insanlığa karşı işlenen bir suç olduğunu ifade ederek “Bu suçu işleyen, işlenen bu suçu açığa çıkarmayan, gizleyerek sürdüren tüm hükümetler bu insanlık suçundan sorumludur” dedi. Türk sermaye devletinin, siyasal iktidarların ve yargının uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğinin altı çizildi.
Askerler baskın yapıp çocukları gözaltına aldı
Açıklamanın devamında 29 Ekim 1995’te, geçici köy korucusu olmayı kabul etmeyen Doğan ailesinin evine baskın düzenlendiğini, 13 yaşındaki Seyhan Doğan ile 9 yaşındaki kardeşi Hazni’nin askerler tarafından gözaltına alındığını belirten Çiçek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Seyhan’la birlikte 6 kişi daha gözaltına alınmıştı. Olayın hemen ardından Annesi Asiye Doğan, tabura giderek ‘Çocuklarım nerde?’ diye sordu. ‘Merak etme, gelir’ dediler. Ertesi gün tekrar Tabur’a giden annesine ‘Senin çocuklarını bıraktık, eve gittiler, bir daha gelme’ dediler. Birkaç gün sonra 9 yaşındaki Hazni’yi serbest bıraktılar. Seyhan ve Hazni işkencelerden geçirilmiş ve Filistin askısına alınmışlardı. Hazni, abisi Seyhan’ın askıya ters asıldığını ve onun çok ağır işkence gördüğünü anlattı.”
Çocuğunu arayan anneye işkence yapıp katlettiler
Çoçuklarından haber alamayan annenin Med TV’ye çıkıp devletten şikâyetçi olduğunu söylediği ve ertesi gün gözaltına alındığı hatırlatılan açıklamada, “11 gün kendisinden haber alınamadı. Aile karakola gidip anneleri için ısrarcı olunca ertesi günü bırakıldı. Ağır işkenceler gördü ve yatırıldığı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaşamını yitirdi” denildi.
Olayın ardından baba Ramazan Doğan’ın da Cumartesi Anneleri ile birlikte 15 yıl oğlunu aradıktan sonra, kalp krizi geçirerek, oğluna ulaşamadan, yaşamını yitirdiği belirtildi.
2010 yılında bir işlem için nüfus müdürlüğünde nüfus kaydını alan ağabey Kadri Doğan’ın kardeşi Seyhan Doğan’ın nüfus kütüğüne “1992’de öldü” şeklinde not düşüldüğünü gördüğü ifade edilen açıklamada, Doğan’ın avukatının başvurularına çelişkili yanıtlar verildiği kaydedildi.
“Öldürülüp boş kuyulara atıldılar”
Kayıplarla ilgili dosyada, yedi kişinin PKK’ye katıldığı ileri sürülerek takipsizlik kararı verildiği; 2009’da Ergenekon davası başladığında, kayıp yakınlarının davaya müdahil olmak için yaptığı başvurunun kabul edilmediği ve dosyanın Dargeçit’e yollandığı aktarılarak sonrasında yaşananlar şöyle anlatıldı:
“Savcı Şükrü Arslan dosyayı yeniden açtı. Savcı Arslan soruşturma sırasında Dargeçit Jandarması’nda o dönem görevli Uzman Çavuş Bilal Batırır’ın da kaybolduğunu ortaya çıkardı. Eşi Hatice Batırır tarafından 21 Mayıs 1996’da Feke Savcılığı’na verilen suç duyurusuna ulaştı. Hatice Batırır, kaybolmadan önce eşinin kendisine, ‘İki öğretmenin kaçırılmasına karıştıkları iddiasıyla bir grup, Tire’nin emriyle alındı, öldürülüp boş kuyulara atıldı’ dediğini söyledi.
“Bir gizli tanık; yedi kişinin Jandarma Komutanı Mehmet Tire ile Tabur Komutanı Hurşit İlmen’in emriyle öldürüldüğünü ileri sürdü. Batırır’ın olaydan rahatsız olup çevresine söylediği için aynı ekipçe komutanlığın kazan dairesinde yakıldığını iddia etti.”
Kuyuya atılanların kemikleri bulundu
Bütün bu yaşanan gelişmelerin ardından İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin başvurusu üzerine Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzenlediği fezlekede, altı kişinin gözaltında kaybedildiğinin ve Süleyman Seyhan'ın işkence ile öldürülüp yakılarak bir kuyuya atıldığının kabul edildiğinin ortaya çıktığı belirtildi. Kayıpların “örgüte katıldığı” iddiasının da çürütüldüğünün altı çizildi.
“Seyhan Doğan ile birlikte Davut Altınkaynak (12), Nedim Akyol (13), Seyhan Doğan'ın eniştesi Abdullah Olcay (18), lise öğrencileri Abdurrahman Coşkun ve Mehmet Emin Aslan (18), Süleyman Seyhan (58) da gözaltında kaybedildi” ifadeleriyle devam eden açıklamada, 17 Şubat 2012’de Dargeçit’in Bağözü Köyü’nde yapılan kazı çalışmasının sonucunda toplu mezarda bulunan kemiklerden bazılarının Mehmet Emin Aslan’a ait olduğunun tespit edildiği ve sonrasında 22 Temmuz 2013’te de İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun, kemiklerinin bazılarının Seyhan Doğan’a ait olduğu yönünde rapor verdiği ifade edildi.
6 kişinin katledilmesiyle ilgili açılan Dargeçit Davası’nın Eylül ayındaki son duruşmasıyla ilgili “Dönemin karakol komutanlarının tutuklanması talebi yinelenirken dönemin savcısı ve tanık erin tekrar dinlenmesi talep edilmiş fakat reddedilmiştir” bilgisi paylaşılarak davanın 23 Aralık’ta devam edeceği hatırlatıldı.
Bu davanın takipçisi olunacağı belirtilerek sorumluların yargılanması istenen açıklama beş dakikalık oturma eyleminden sonra bitirildi.
Kızıl Bayrak / İzmir