İHD: Elazığ ve Diyarbakır hapishanelerinde işkence arttı

İHD Diyarbakır şubesi basın toplantısı düzenleyerek Diyarbakır ve Elazığ Hapishanelerindeki hak ihlalleri ve işkencenin arttığını belirten raporu kamuoyuna açıkladı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 15 Kasım 2021
  • 21:20

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır ve Elazığ hapishanelerinde yaşanan hak ihlalleri, işkence ve kötü mualeye ilişkin hazırladığı raporu, şube binasında düzenlenen basın toplantısında kamuoyuna açıkladı.

İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, hapishanelerde hak ihlalleri ve işkencenin arttığını vurgulayan bir konuşma yaptı.

Ardından İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Ercan Yılmaz hazırladıkları raporu açıkladı.

İşkence arttı, sağlığa erişim engelleri işkenceye dönüştü

Covid-19 salgınının hapishanelerde hak ihlallerinin bir bahanesi olarak kullanıldığını  belirten Yılmaz bu süreçte aramaların, ağıziçi arama, çıplak arama gibi işkenceye vardırıldığını ifade etti.

İnfaz yasasında yapılan değişiklikle pişmanlığı kabul etmeyen tutsakların “iyi halli olmadıkları” bahanesiyle serbest bırakılmadığını belirten Yılmaz sağlığa erişim hakkı engellerini şöyle sıraladı:

“* Tıraş ve saç kesimi ile ilgilenen berberlerin çalışmasının pandemi gerekçesiyle idarece yasaklandığını ve makas gibi gereçlerin kendilerine verilmediğini belirtmişlerdir.

* Kapalı görüş süresinin halen 45 dakika olarak uygulandığını belirtmişlerdir. Daha önce yönetmelik ile kapalı görüş süresinin 1,5 saate kadar uzatılabileceği belirtilmiş olmasına rağmen hapishane idareleri takdir yetkilerini mahpusların aleyhine olacak şekilde kullandığı tespit edilmiştir.

* Kantinden aldıkları ürünlerin kalitesiz ve pahalı olduğunu aktarmışlardır.

* Farklı yargılamalardan hapishanede tutulan kişilerin yan yana odalarda tutulduğunu aktarmışlardır.

* Kadın mahpuslar idarece sağlanması gereken özel ihtiyaçlarından olan ‘pedlerin’ kendilerine ücretsiz olarak verilmediğini; kantinde ise ped fiyatlarının piyasa değerinin çok üstünde olduğunu belirtmişlerdir.”

Sorunların çözümü için öneriler

Yılmaz, artan hak ihlallerine karşı çözüm önerilerini ise şu şekilde sıraladı: 

“* Türkiye’deki infaz rejimi mevzuatının ve politikasının uluslararası insan hakları hukukuna ve özel olarak da mahpus haklarına uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Anayasanın 10. Maddesi ile güvence altına alınan eşitlik ilkesi ve AİHS’in 14. Maddesinde belirtilen ayrımcılık yasağı kuralına uygun yasal düzenlemeler yapılarak infaz sistemi, açık cezaevine geçiş koşulları ve denetimli serbestlikten faydalanma koşullarının tüm mahpusları için eşit hale getirilmesi gerekmektedir.

* İşkence veya kötü muameleye maruz bırakıldıklarını detaylı bir şekilde iddia etmeleri karşısında; derhal etkin soruşturma işlemlerinin başlatılması ile hapishanelerde tutulan mahpuslara insan onuruna yaraşır bir muamele gösterilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda ‘İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolüne’ uygun şekilde ‘bağımsız’ ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması için hükümeti derhal gerekli çalışmaları başlatmaya davet ediyoruz. Bazı hapishanelerde sürekli hale geldiği mahpuslar tarafından aktarılan işkence veya kötü muamele uygulamalarına karşı; Adalet Bakanlığı’nı ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nu bu hapishanelerde inceleme yapmaya davet ediyoruz.

* Sağlığa erişim haklarının sağlanması, koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmesi, hastalığı olanların tedavi olanaklarından yararlanmaları için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Mahpuslara hastane sevkleri ve muayene sırasında uygulanan ‘çift kelepçe’ ve ‘ağız içi arama’ uygulamasından derhal vazgeçilmelidir. Özellikle hasta mahpusların tedavilerinin ivedi bir şekilde gerçekleştirilmesini ve hastalıklarından dolayı hapishanede yaşamını idame ettiremeyen ağır hasta mahpuslar başta olmak üzere bütün hasta mahpusların tahliyesi önündeki yasal ve diğer engellerin kaldırılması gerekmektedir.

* Mahpuslara uygulanan tecrit ve izolâsyonun derhal kaldırılması ve insani yaşam şartlarının oluşturulması gerekmektedir. Bu kapsamda Pandemi gerekçesiyle mahpusların sosyal ve kültürel ile diğer etkinlikleri hakkında verilen kısıtlama kararlarının kaldırılması gerekmektedir.

* Mahpusların haber alma ve başkalarıyla iletişim kurma hakları kapsamında gazete ve dergi gibi yayınlarla ilgili idarece alınan kısıtlayıcı kararların derhal ortadan kaldırılması ile mektup ve fax gönderim ücretlerine yapılan zamların geri alınması gerekmektedir. Özellikle Kürtçe yayınlar ile ilgili hapishane idarelerinin ayrımcı uygulamaları mahpusların kültürel haklarının ihlali niteliğindedir.

* Mahpusların ailelerinden uzak olan hapishanelerde tutulması ile sevk taleplerinin Adalet Bakanlığınca gerekçesiz olarak reddedilmesi ‘Aile hayatına saygı yükümlülüğünün’ ihlali niteliğindedir. Sevk taleplerinin AİHM ilkeleri ve yasal mevzuat hükümlerine göre değerlendirilmesi, mahpusların ailelerinin bulunduğu veya ailelerine yakın hapishanelere sevklerinin sağlanması gerekmektedir.”