Karantina koğuşları işkence mekanına dönüşüyor

Dernek faaliyetleri gerekçesiyle 11 gün gözaltında kaldıktan sonra tutuklanan ve çıplak arama işkencesine maruz kalan MEBYA-DER üyesi Ceyda Dindar, karantina koğuşlarının durumu nedeniyle hasta tutsakların hastanelere gitmek istemediğini vurguladı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 03 Ocak 2022
  • 23:40

Türkiye’nin işkence ve kötü muamele uygulamaları ile dolu insan hakları karnesine, her geçen gün yeni bir hak ihlali ekleniyor. Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) verilerine göre, 2021 yılının ilk 11 ayında 915 hak ihlali başvurusu yapıldı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Dokümantasyon Birimi’nin tespitlerine göre, resmi gözaltı yerlerinde en az 415 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kaldı.  

Dernek faaliyetlerinden kaynaklı tutuklandı

Van'da da 28 Mayıs günü polislerce evlerine yapılan baskınla gözaltına alındıktan 11 gün sonra tutuklanarak Van T Tipi Kapalı Hapishanesi’ne gönderilen Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Aileler ile Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) üyesi Ceyda Dindar, 3 Aralık günü çıkarıldıkları ilk duruşmada 10 arkadaşıyla birlikte tahliye edildi. Dindar, evine yapılan baskın, gözaltı süreci ve cezaevinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin Jinnews’ten Hikmet Tunç’a konuştu.

“Çocuğun kafasına uzun namlulu silah dayatıldı”

Edremit ilçesinde bulunan evine polis tarafından yapılan baskında 17 yaşındaki kardeşinin kafasına uzun namlulu silah dayatıldığını kaydeden Dindar, yapılan bir saatlik arama sonrasında babasıyla birlikte gözaltına alınarak şubeye götürüldüğünü belirtti. Dindar, “Gözaltında 11 gün kaldık. O sırada ne avukatlarımızla ne de ailemizle hiçbir şekilde iletişime giremedik. Sürekli avukatlarımız engellemelerle karşılaşıyordu. 11 günün sonunda ise çıkarıldığımız mahkemece Van T Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildik” sözlerini kullandı.

Cezaevi girişinde ‘çıplak arama’ işkencesi

Gözaltı süresince maruz kaldıkları ihlaller sonucunda gittikleri cezaevinde ise gardiyanların “çıplak arama” işkencesine maruz kaldıklarını söyleyen Dindar, “Tutuklandığımda 3 kadın arkadaş olarak üçümüzde çıplak aramaya maruz kaldık. Daha sonra karantina koğuşlarına alındık. Koğuşlar kirli ve hiçbir temizlik malzemesi verilmedi. Temel ihtiyaçlarımız için çağırdığımız gardiyanlar ise 20 gün süresince kaldığımız koğuşta hiçbir ihtiyacımızı kendi paramızla dahi karşılayamayacağımızı söyledi. Bu gerçekten insanlık dışı bir muameleydi. Tutuklanan herkes bu muamelelerle karşı karşıya” ifadelerine yer verdi.

“Karantina koğuşlarına alınmamak için tedavi olmuyorlardı”

Karantina koğuşlarının ardından normal koğuşlara alındıklarını belirten Dindar, “Tutuklu bulunduğum 7 ay süresince aramızda ağır hasta tutsaklar vardı. Fakat karantina koğuşlarına girmemek için hastaneye gitmek istemiyorlardı. Hastane sonrasında karantina koğuşlarında adli ve bağımsızlarla aynı yerde kalmak istemiyorlardı. Kantin ihtiyaçlarımız keyfi bir şekilde karşılanmıyor, karşılansa dahi daha pahalı veriliyordu. Görüş hakkımız pandemi gerekçesiyle engelleniyor, hiçbir sosyal aktiviteden yararlanamıyorduk” dedi.

Dindar, son olarak hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri karşısında duyarlılık çağrısında bulundu.