Hapishanelerede hak ihlalleri ve saldırılar

Silivri Hapishanesi’nde kimlik dayatmasını kabul etmeyip, bir aydır görüşlere çıkmayı reddeden 60 tutukluya kınama cezası verildi. Akçadağ T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde ise tutsakların, çıplak aramaya maruz kalarak darp edildiği, süngerli odalara atıldığı ve gardiyanlarca tehdit edildikleri belirtildi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 23 Kasım 2021
  • 20:25

Silivri Kampüs Hapishanesi’nde bulunan 5 No’lu L Tipi Kapalı Hapishanesi’ne 8 Ekim tarihinde gardiyanlarca yapılan baskında yaklaşık 150 tutsak yine Silivri’de bulunan 2,3 ve 7 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’ne zorla sevk edildi. Sevk sırasında tutsakların kitap, mektup, defter ve elbiselerine “kota” gerekçesi öne sürülerek el konuldu. Tutsaklar sevk sırasında darp ve hakaretlere maruz kaldı.

60 tutsağa ceza

Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre hak ihlalleri ve baskılarla tekrar gündeme gelen Silivri’de, üzerinde “PKK terör örgütü suçlusu" yazan cezaevi kimlik kartlarını kabul etmeyen tutuklular, tepki olarak telefon ve görüşe çıkmama kararı alması üzerine 3 koğuşta toplam 60 tutukluya “kınama” cezası verildi. Silivri’deki baskılar sonucu cezaevindeki müvekkilleriyle görüşen Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Vedat Ece, müvekkillerinin kimlik dayatmasından dolayı 1 ayı aşkın süredir aile, telefon ve avukat görüşüne çıkmadığını söyledi.

Fail kendileri

Ailelerin tedirgin olduğunu dile getiren Ece, hapishane idaresinin dayattığı kimlikleri kabul etmeyen tutukluların tepki olarak bir aydır aileleriyle görüşmeye çıkmadığını söyledi. İdarenin ailelere “Yakınlarınız sizinle görüşmek istemiyor” şeklinde aktarımda bulunduğunu söyleyen Ece, “İdare ‘ya bizim uygulamamızı kabul ederseniz ya da görüştürmeyiz’ diyorlar. Kaldı ki bu sebeple telefon ve görüşe çıkmadıkları için haklarında soruşturma açılmış ve kınama cezası almışlar. Ama ‘görüşmedi’ deniliyor. Neden ceza veriyorsun? Uygulamayı yapan da cezayı veren de hapishane idaresi. Fail kendileri” dedi. Silivri’de salgın öne sürülerek sohbet, spor ve kültürel gibi birçok etkinliğin engellendiğini belirten Ece, tutukluların 2 yıldır hiçbir şekilde koğuşların dışına çıkartılmadığını söyledi.

Avukatlara paravan engeli

Hapishanelerde açık görüşlerinde hala yaptırılmadığına dikkat çeken Ece, şöyle devam etti: “Müvekkillerimiz aşı olmuş ve izole bir ortamda kalmalarına rağmen diğer koğuşlardaki mahpuslarla görüşmelerinin önüne salgın gerekçe gösterilerek, engelleniyor. Avukatlık yapıyoruz ve önümüzde bir paravan var. Tüm bunlar tecrit anlamına geliyor. Yaşam, sosyal ve sağlık hakkına müdahale ediliyor.”

Karantina 30 günü bulabiliyor

Silivri’de tutsakların sağlığa erişiminin de engellendiğini dile getiren Ece, sadece ağır kronik rahatsızlıkları olan tutukluların hastaneye götürüldüğünü söyledi. Bu tutukluların da uzun süren karantina hücrelerinde tek başına kaldığını ifade eden Ece, “Tutuklular 2 yıldır diş doktorunun olmadığını paylaştılar. Diş doktoru yok denilerek tedavi hakkı engelleniyor” dedi.

İdarenin hukuk dışı “kotası”

2,3 ve 7 Nolu’ya sevk edilen tutukluların el konulan eşyalarının “inceleme komisyonunda” olduğu gerekçesiyle verilmediğini paylaştı. Dışarıdan tutuklulara gönderilen kitaplarında uzun süre verilmediğini belirten Ece, kitap kotasının 7 olduğunu aktardı. Bu kotaların hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Ece, “Müvekkillerimize kitapları olmadığı için kütüphanede bulunan basit kitaplar verilmekte. Bu nedenle kotaları da dolmuş durumda. Aileleri tarafından gelen kitaplar da bu nedenle verilmemektedir” dedi.

Kürtçe için önce izin

3 Nolu’da bulunan tutukluların telefon görüşmeleri esnasında gardiyanların “askeri düzen” dayatmasında bulunduğunu kaydeden Ece, “Mahpusa ve karşıda konuştuğu ailesine tekmil verdirme dayatmasını uygulamaya çalışılıyor. Telefon görüşmelerinde idare konuşulan kişinin Türkçe bilmemesi durumunda mahpusun önceden idareye bildirmesini, eğer konuşmalarda suç teşkil eden bir şey görülürse o mahpusun ve ailesinin bir daha Kürtçe iletişime geçmesinin yasaklanacağı mahpuslara söylenmiş” diye belirtti.

Gökyüzü hakkı engelli

3 ve 7 Nolu hapishanede bulunan tutsakların hücrelerinin havalandırmasının üstü kafes usulü şeklinde tel örgülerle kapatıldığını aktaran Ece, “Koğuşlarından çıkamayan müvekkillerimizin gökyüzü hakkı dahi engellenmiş durumda” dedi. Ece, ayrıca bu cezaevlerinde temiz ve sıcak su erişimin de olmadığını ifade etti. Tutuklulara bir saat sıcak su verildiğini ifade eden Ece, “Havaların soğumasına rağmen kalorifer yakılmıyor. Müvekkillerimiz soğuktan etkilenmemek için kıyafetleri ile uyuyorlar” dedi.

Mazgaldan tedavi dayatması

Ece, 7 Nolu’da muayene talebinde bulunan tutuklulara koğuş kapısının mazgalından muayenenin dayatıldığını belirtti. Ece, “Yani mahpus revire çıkmayacak, doktor gelip mazgaldan ‘neyin var’ diye sorup tedavi edecek. Müvekkillerimiz insan haklarına yaraşır bir şekilde sağlık ve tedavi hakkına erişmemektedir. Bu son derece ayıp aynı zamanda yasak olan bu uygulama ile hakları engellenmektedir” şeklinde konuştu.

Kameralarla izleniyor

Tutsakların yaşam alanlarının kameralarla izlendiğini işaret eden Ece, şunları söyledi:  “Özel hayatlarının gizliliği de ihlal ediliyor. Koğuşun tamamını gösterecek şekilde dışarıdan kameralar konulmuş durumda. Müvekkillerimiz yaşam alanlarının tamamını gösteren bu kameraları kabul etmedikleri için yönleri avluya bakacak şekilde çevirmektedir. Bunu yaptıkları için cezaevi idaresi tarafından haklarında soruşturma açılıyor. Bu da diğer ihlaller gibi tecridin bir parçasıdır. Kişinin özel hayatına, manevi varlığına, vücut bütünlüğüne ve kişilik haklarına bir saldırı niteliğindedir. Bu uygulamalar da kaldırılmalıdır.” 

Akçadağ Hapishanesi: Çıplak arama, darp, süngerli oda, tehdit

Malatya Akçadağ T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutsaklara yönelik hak ihlallerinin arttığı bildirildi. Tutsaklardan Selahattin Korkmaz, Candaş Bozkurt ve ağır hasta tutsa İslam İverendi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Adıyaman Şubesi’ne aileleri ve avukatları aracılığıyla başvurarak hukuki yardım talebinde bulundu.

Süngerli oda

Tutsaklardan Candaş Bozkurt, derneğe yaptığı başvuruda, doktora gittiklerinde zorla çıplak aramaya ve hakaretlere maruz kaldıklarını kaydederek, "Ranzaları koğuşları daraltacak şekilde düzenlemişler. Ranzaların dizilimi nedeniyle odalarda hareket edemeyecek durumdayız. Ranzaları düzeltip koğuşu genişlettiğimizde bizi darp edip yeniden eski haline getiriyorlar. Gardiyanların bulunduğu her yerde düğmemizi iliklememizi, askeri nizamda beklememizi istemektedirler. Ölümle tehdit ediliyoruz. Söylenenleri yapmadığımızda tamamen süngerle kaplı karanlık bir odaya atıyorlar. Oda cezası verildiğinde ceza infaz dosyasına eklenip iyi hal yakılmaktadır" dedi.

Gardiyanlar: Devlet biziz

Haftada 40 dakika futbol oynama dışında herhangi bir sosyal aktiviteye izin verilmediğini ifade eden Bozkurt, top oynadıklarında adli mahkumların kendilerine taş, odun gibi cisimler attığını ifade etti. Hapishane idaresinin kendileri ile iletişime hiçbir şekilde geçmediğini aktaran Bozkurt, tüm iletişimin "Irkçı gardiyanlar" üzerinden yapıldığını ifade etti. Bozkurt, gardiyanların “Burası askeri cezaevi, devlet biziz, başka yerde aramayın, diz çökeceksiniz. Askeri disipline uyacaksınız” diyerek kendilerini tehdit ettiğini söyledi.

“Çırılçıplak soydular”

Tutsaklardan Selahattin Korkmaz ise, 5 Şubat tarihinde Adıyaman'da gözaltına alınarak tutuklandığını, hakkında  "Örgüt üyeliği" iddiasıyla verilen 10 yıllık hapis cezasının, jet hızıyla 20 günde İstinaf Mahkemesinde onandığını, karardan sonra Hilvan Hapishanesi’nden, Akçadağ T Tipi Kapalı Hapishanesi’ne götürüldüğünü söyledi. Korkmaz, "Cezaevi girişinde çıplak aramaya karşı çıktım. Darp edilerek zorla çırılçıplak soydular. 'Burada devlet biziz, dediğimiz her şeyi yapacaksın yoksa burnundan getiririz. Burası askeri cezaevidir, biz senin komutanınız. Asker komutan ilişkisi içinde bize itaat edeceksin' dediler" diyerek yaşadıklarını anlattı. 

Onur kırıcı kimlikler”

Çıplak arama nedeniyle hapishaneden hastaneye gitmek istemediklerini belirten Korkmaz, şunları söyledi: "Amerikan hapishanesindeki özel suçlular için hazırlanmış rencide edici kimliklere benzer kimlikler hazırlanmış olup, her seferinde o kimlikleri kullanmamızı ve kendilerine göstermemizi istiyorlar."

Hasta tutsak darp edildi

Karaciğer nakli olan ağır hasta tutuklu İslam İverendi de kendi ihtiyaçlarını gidermekte ciddi sıkıntılar çektiğini ifade ederek, sağlık sorunları nedeniyle cezaevinde elverişli olmadığını, rapor için idareye verdiği dilekçe sonrası hastaneye götürülerek kimi tetiklerinin yapıldığını kaydetti. İverendi, hastane dönüşü çıplak aramaya karşı çıktığı için darp edildiğini ve hakaretlere maruz kaldığını ifade etti.

“Hastaneye gitmeyi reddediyorum”

"Hem çıplak arama hem de doktora gidip gelme sırasındaki insanlık dışı söylemleri kendi onuruma yediremediğim için tedaviye ve kesin rapor için doktora gitmeyi reddediyorum" diyen İverendi, yine diğer mahpuslar gibi askeri nizama tabi tutulduklarını dile getirdi.