- İHD verilerine göre, 2020 yılında 27, 2021 yılının ilk üç ayında ise 13 hasta tutsak yaşamını yitirdi. Hapishanelerde halen 604’ü ağır bin 605 hasta tutsak gerekli tedavi imkânlarından mahrum bırakılıyor. Gelinen süreçte, güncel veriler üzerinden hasta tutsaklar ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
-HD olarak bizim en büyük çalışma alanlarımızdan birisi hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri, sağlık sorunları, hasta mahpuslarla ilgili durumların dile getirilmesi ve bu bağlamda yaşam hakkının savunulmasıdır. Dernek olarak bu alanda çalışmalar yürütmekteyiz. Her yıl hasta mahpus listesini güncelliyoruz. Ancak Türkiye hapishanelerinde mahpus sayısı sürekli artıyor ve buna paralel olarak iktidar da sürekli yeni hapishane inşa ediyor. Sonuçta bu ülkede muhalefet etmekten kaynaklı pek çok insan hapishaneye girip çıkıyor. Tabii bu kadar sirkülasyonun yaşandığı yerlerde sorunların yoğunlaşması kaçınılmaz oluyor.
Özellikle hasta mahpuslar konusu bizim için çok can yakan bir mesele. 2020 yılında yapılan güncelleme ile hapishanelerde 604’ü ağır olmak üzere 1.605 hasta mahpus olduğunu tespit ettik. Ama bu rakam sadece bizim ulaşabildiğimiz bilgilere göre tespit edilmiştir.
Basına yansıyan bilgiler, aileler ve avukatlar tarafından yapılan başvurular ve kurumumuza mektup yoluyla başvuru yapan mahpuslar tarafından ulaştırılan bilgiler doğrultusunda oluşturulmaktadır. Ancak Türkiye hapishanelerinde hak temelli faaliyet yürüten kurumları ve bizim kurumu da bilmeyen, bu nedenle kurumumuza ulaşamayan çok sayıda mahpus var. Mahpuslar çok zor koşullarda yaşıyorlar. Hapishane koşulları insan yaşamının sağlıklı olarak devam edebilmesine ne yazık ki uygun değil.
Özellikle son yıllarda yapılan hapishaneler, fiziki koşulları nedeniyle mahpusların özgürlüğünden mahrum bırakılma mekanı değil, pek çok yeniden cezalandırmanın, türlü hak ihlallerine maruz bırakılmanın mekanlarına dönüşmüş durumdadır. Örneğin son yıllarda yapılan Yüksek Güvenlikli Hapishanelerin durumu içler acısıdır, zira koğuşların kendi havalandırma alanları yok. Mahpuslar başka bir alanda bulunan havalandırmaya bir saatliğine çıkarılıp odalara geri getiriliyorlar. Bu hem insan psikolojisine hem insanın fiziksel ihtiyaçlarına ve insan haklarına aykırı bir uygulamadır. Bu nedenle hasta mahpusların durumları ağırlaşıyor.
Hasta mahpusların birçoğu sadece bir hastalığa değil, çok sayıda hastalığa sahipler. Çünkü spor yapabilme, fiziksel aktivitelere katılabilme imkanları yok. Keza gıda yetersiz ve mahpuslar kantinden edinebilecekleri gıdalara yeterince ulaşamıyorlar. Revire dahi çıkmak zorken hastaneye gitmek bile neredeyse imkansız olabiliyor. Hastaneye sevklerde de gidiş esnasında ve hastanelerde de sorunlar yaşanıyor. Yaklaşık 3-4 yıldır mahpuslar tekli ring araçları dediğimiz, içinde bir kişinin sığabileceği metalden bir kabinin bulunduğu araçla, üstelik kelepçeli bir şekilde götürülüyorlar. Teneke bir kutunun içinde, kışın soğukta, yazın sıcak havada işkenceli bir sevk yaşanıyor. Zaten sağlık sorunu yaşayan mahpuslar bu tek kişilik araçlarda daha çok sorun yaşamaktalar. Oysa ağır hasta mahpusların hastaneye ambulans tipi sevk araçları ile götürülmeleri gerekir, fakat bu uygulanmıyor. Sevkler esnasında mahpuslar kolluğun bir takım ayrımcı söylemlerine ve kimi zaman da tehditlerine maruz kaldıklarını ifade ediyorlar. Hak ihlallerinden biri de kelepçeli muayene dayatması. Mahpuslar hastanelere gittiklerinde kelepçeleri çıkarılmıyor. Hasta mahpuslar ailelerinden çok uzakta olan hapishanelerde tutuluyorlar. Bu uygulama da birçok hak kaybına neden olmaktadır.
- Hasta tutsakların tedavisi ve tahliye edilmesi iktidarlar tarafından yıllardır görmezden gelindi. Ve buna karşı sürekli dayanışma amaçlı eylemler, etkinlikler gerçekleştirildi. Söz konusu sorunun çözümü konusunda önerileriniz nelerdir, devrimci-ilerici kamuoyuna ne söylemek istersiniz?
Aslında hapishaneler sorunu toplumun hemen hemen tüm kesimini etkileyen bir sorundur. Çünkü hapishanelerde yaklaşık 280 bine yakın mahpus bulunuyor. Bunların içinde politik mahpuslar var, adli mahpuslar var. Dolayısıyla toplumun sadece ilerici, devrimci, demokrat kesimini değil, her kesimi ilgilendiren bir sorun bu. Çünkü hapishanelerde yaşanan sorunlar yaşam hakkı ve diğer temel haklar kapsamında sorunlardır.
Hasta mahpusların tahliye edilmeleri gerekirken, 2020 yılında çıkarılan infaz düzenlemesi ile 65 yaş üzeri ve hasta mahpusların tahliye edilmesi beklenirken bu gerçekleşmedi. Ve siyasi mahpuslar TMK kapsamında oldukları gerekçesiyle hapishanelerde tutulmaya devam edildiler. 2020 yılı içerisinde 75 yaş üzeri 4 hasta mahpus hapishanelerde yaşamını yitirdi. TMK gerekçesi ile anayasada güvence altına alınmış olan eşitlik ilkesi çiğnendi. Bu uygulama ile hasta mahpusların yaşam hakları ihlal edilmiş oldu.
Bir başka hak ihlali kaynağı da Adli Tıp Kurumu tarafından verilen “Cezaevinde kalabilir” raporlarıdır. Şöyle ki; bir ağır hasta mahpus tam teşekküllü bir hastaneye gidiyor. Bu hastaneler üniversite hastaneleri ya da devlet hastaneleri olabiliyor ve bu hastanelerden alınan “Hapishanede kalamaz” raporu Adli Tıp Kurumuna gidiyor. Ancak ATK eşitlik ilkesine dayanarak karar vermiyor. 2020 yılı sonuna doğru bir CHP milletvekili soru önergesi vermişti. Hastaneler tarafından “hapishanede kalamaz raporu alıp da ATK tarafından aksi yönünde karar verilen mahpuslar” ile ilgili sayısal verileri sormuştu. Adalet Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, 2013 yılından 2020 sonuna kadar 1.330 hasta mahpus hakkında ATK tarafından “Hapishanede kalabilir” raporu düzenlenmiş olduğu bilgisi paylaşıldı. Tam teşekküllü hastaneler tarafından “Hapishanede kalamaz” raporu verilip de ATK tarafından “Hapishanede kalabilir” şeklinde rapor verilmesi açıklanabilir bir durum değil.
Ağır hasta mahpuslardan yaşamlarını yitiren olduğunda toplumun bir kesiminde kısmen bir duyarlılık gelişse de bu süreklik taşımıyor. Bu yaşam hakkı ihlallerinin toplumun geniş bir kesimini ilgilendirmesi gerekiyor. Hapishaneler içerisindeki hak ihlalleri vb. durumların sorgulanması ve bununla bağlantılı olarak bu sorunların düzeltilmesinin talep edilmesi gerekiyor. Biz insan hakları savunucuları olarak bu sorunun toplumun tüm kesimi tarafından sahiplenilmesini isteriz. Gerekli duyarlılığı herkesten bekliyoruz.
İnsan Hakları Derneği, hasta mahpuslarla ilgili olarak Ankara Şubesinde haftalık açıklama yapıyor. 15 günde bir İzmir Şubemiz yine hasta mahpuslarla ilgili açıklama yapıyor. İstanbul Şubemiz de hasta mahpuslara dair haftalık açıklama yapmaktadır. Bunların dışında tüm şubelerimizle birlikte hapishaneleri izliyoruz ve hak ihlallerinin giderilmesi için çalışmalar yürütmekteyiz. Hak ihlalleri için üçer aylık periyodik raporlar açıklıyoruz. Merkezi düzeyde de yıllık raporlar hazırlıyoruz. Olabildiğince geniş bir çalışma yürütmeye çalışıyoruz.
Ayrıca bize gelen hak ihlallerinin giderilmesi için ilgili kurumlara yazılar yazıyoruz. TİHEK, CTE, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na ve Ceza İnfaz Kurumlarının bulunduğu illerdeki Savcılıklara da yazıyoruz. Sağlık hakkı ihlali çerçevesinde sorun hastanelerde yaşanıyorsa Sağlık Bakanlığı’na da yazıyoruz. Ağır hasta mahpusların infazlarının ertelenmesi için de yazıyoruz. Sorunların çözümü talepli olarak CTE Genel Müdürlüğü’nden randevu talep ederek görüşmeler gerçekleştiriyor ve sorunları aktarıyoruz. Bu tarz rutin çalışmalarımız sürmektedir.
Kızıl Bayrak / Ankara