Gözaltında kayıp ve hasta mahpus eylemi

Diyarbakır ve Batman'da gözaltında kaybedilenler için, Ankara'da hasta tutsaklar için açıklamalar yapıldı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 20 Kasım 2021
  • 18:35

Diyarbakır ve Batman’da gözaltında kaybedilenler için, Ankara’da hasta tutsaklar için açıklamalar yapıldı.

Diyarbakır

Diyarbakır'da, kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, 667. hafta eylemini Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde yaptı.

Eylemde konuşan Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya, Urfa’da adalet arayan Emine Şenyaşar’ı, Cumartesi Annelerini ve beraberinde adalet arayan herkesi selamladı. 2 yıl önce Dersim’de kaybolan Gülistan Doku için burada olduklarını ve bu kaybolma sürecinin bütün dünyanın gözleri önünde cereyan ettiğini kaydeden Kaya şunları ifade etti:

“Gülistan Doku’nun akıbetini kaybolduğu günden beri kadınlar, bütün kurumlarıyla alanlarda eylemler yaparak, bütün dünyaya ‘Gülistan Doku nerede?’ diye sordu. Buna rağmen Doku’nun akıbeti için hem adli hem de idari mekanizmalar hiçbir şey yapmadı. Aksi yönde faillerin aklanması ve delillerin ortadan kaldırılmasına dönük bütün çabalar ortaya kondu. Bir kadının gün ortasında kaybolması anlaşılır ve kabul edilir değildir. Bütün dünyada özelliklede Türkiye’de ve bölgede kadınların fuhuşa sürüklenmesi, şiddet sarmalına sürüklenmesi sistemin politikalarındandır. Bizler kaybolan bütün kadınların akıbetini sormaya devam edeceğiz”

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Temsilcisi Çiğdem Sevimli ise Doku’nun kaybolmasına ilişkin şunları ifade etti:

Ne hikmettir ki Dersim gibi her köşe başında kameraların, polisin olduğu küçük bir yerde bir kadının akıbeti iki yıldır belirlenemiyor. Akıbetinin belirlenememesinde soruşturmayı en başından beri etkin yürütmeyen adli mercilerin ihmalinin olduğu açıktır. Doku’nun ailesi her fırsatta bu ihmalleri anlatarak destek istedi. Şiddetle Mücadele Ağı 2020 yılında bir heyet ile çok derin bir rapor hazırlayıp Dersim’e giderek savcılıkla bir görüşme gerçekleştirdi. Ama kadınlar ne zamanki Doku’nun ailesinin yanına gitse savcılık o zaman görünen bir çalışma ortaya koyuyor. Fakat sonrasında bu çalışmalar yine duruyor. Adli makamlar, sadece sosyal medyada ya da kadınların seslerin çıkması halinde çalışma ortaya koyması gerekmiyor”

ÖHD Amed Şube Eşbaşkanı Özüm Vurgun ise, Doku’nun kaybolmasına ilişkin şunları vurguladı:

Biz bunun bir kaybolma hikayesi değil zorla kaybettirme hikayesi olduğunu biliyoruz”

Kaybetme politikalarının 1990’lı yıllardan beri devlet tarafından yürütülen bir politika olduğuna dikkat çeken Vurgun, şunları ifade etti:

“Tarih tekerrür etmiş ki devletin cezasızlık politikalarının neler getirdiğini yine görüyoruz. Devletin koruması altında faillerinin ödüllendirilmesi, istismar davalarına karışan kamu görevlilerin cezasız kalması zaten biz kadınların nasıl bir özel savaş politikayla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Bu kadınlar üzerinde olan özel bir politikadır. Tüm bunlara karşı mücadele edeceğimizin sözünü bir kez daha veriyoruz”

Yapılan konuşmaların ardından İHD Diyarbakır Şube Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir, Doku’nun kaybolma sürecini anlatan metni okudu. Okunan metnin ardından eylem bir dakikalık oturma eylemiyle sona erdi. 

Batman

Batman’da da kayıp yakınları ve İHD Batman Şubesi üyeleri, 504. hafta eylemi için Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. Kayıp yakınlarının eylemine bu haftada valilik yasağı gerekçe gösterilerek izin verilmedi. Bunun üzerine İHD Şube binası önüne geçen grup, kayıpların fotoğraflarıyla birlikte "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" yazılı pankart açtı.

Burada konuşan İHD Batman Şube yönetiminden Yunus Bağış, uzun bir süredir hukukun hiçe sayılarak açıklamalarının engellendiğini belirtti. Yaşanan hukuksuzluğun derhal sona erdirilmesi çağrısında bulunana Bağış, yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını aktararak, Şehmus İnsel'in akıbetini soran açıklamayı yaptı.

Ankara

Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, 376. hafta eylemini İH Ankara Şube önünde yaptı. İnisiyatif adına açıklama yapan İHD Ankara Şube Eşbaşkanı Sevil Turgut,  Tokat T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde  bulunan 3  hasta tutsağın durumunu aktararak serbest bırakılmalarını istedi.

Cebrail Vural’ın 27 yıldır hapiste tutulduğunu ifade eden Turgut şunları dedi:

 "Cezaevine girmeden önce TNT patlamasına maruz kaldığından dolayı akciğer hastalığı gelişmiştir. Bu sağlık sorunu nedeniyle soğuk havalarda hastalanmakta ve haftalarca yatakta kalmaktadır. 1998 yılında Yozgat Cezaevinde olduğu sıralarda Verem teşhisi konulmuştur. Midyat Cezaevinde iken de bir hafta hastanede yatmış ve bir ay da hapishanede yatakta yatmak zorunda kalmıştır. O dönemde iltihapla birlikte kan akıntısı da oluşmuştur. Sonra zatürree teşhisi konulmuş ve tedavisi yapılmadan Tokat T Tipi Kapalı Hapishanesine sevk edilmiştir

Vural’ın cezaevine girmeden önce yaşadığı sağlık problemlerinin cezaevinde artarak devam ettiğini hatırlatan Turgut şunları ifade etti:

Dışarıda iken sol el bileğinde ciddi kırıklar meydana gelmiş ve cezaevinde tedavisi yapılmıyor. Şu anda da sol elini kullanamıyor. 2021 yılı başında elinin tomografisi çekilmiş ancak kendisine tedavisine dair bir şey söylenmemiştir. 5 yıldır eroziv gastrit hastalığı bulunmakta ve bunun için de aprazol mide ilacı kullanmaktadır. 2015 yılında metabolizmasının iyi çalışmadığı yönünde teşhis konulmuş ve bir süre gıda takviyesi kullanmıştır. Sol kaburgasında bir kaburga kemiği orta kısmından içeriye doğru çökmüş ve ucunun neredeyse deriyi delecek durumda olduğunu, 24 saat boyunca ağrı yaptığını aktarmıştır

9 yıldır tutuklu olan Hüsnü Aşkan’nın durumunu aktaran Turgut, şunları söyledi:

“Aralık 2017 tarihinde Van’dan Tokat T Tipi Cezaevine sevk edilmiştir. Bu cezaevine getirildikten sonra sağlık sorunlarının daha da arttığını ifade etmiştir. Mide ağrısı, bağırsak ve safra kesesi kısmında sürekli ağrı, böbrek kısmında ağrı oluşmaktadır. El ve ayaklarda sürekli soğuma yaşıyor. Sürekli olarak zayıflamakta, kemikleri giderek incelmektedir. Gözlerde rahatsızlık bulunuyor. Sağ göğüs kısmında çarpıklık olması nedeniyle ciddi ağrılar çekmekte ve bel ve boyun kısmında ağrı, uyuşma, karıncalanma yaşıyor. Bu sağlık sorunları için farklı birçok ilaç kullanıyor. Özellikle mide-bağırsak, göğüs ağrısı için hiçbir düzelme olmamıştır. Ayrıca sağlığa erişimde birçok sorun yaşıyor.”

Turgut, 65 yaşındaki hasta tutsak Ömer Yaman’ın tedavisinin yapılmadığını belirterek şunu dedi:

“Ömer Yaman’ın yüksek tansiyon hastalığı ilerleyerek devam etmektedir. Düzenli şekilde tansiyon hapı kullanıyor. Bunun yanında sürekli ve aşırı derecede el titremeleri var ve revire çıkmışsa da yaşına bağlayıp, herhangi bir tedavi yapılmamıştır. Diğer yandan kulaklarında duyma ve gözlerimde görme kaybı var. Pandemi döneminde hastane başvurusu olsa da sevk işlemi yapılmıyor”

Durumu ağır olan hasta mahpusların infazlarının ertelenmesi gerektiğini ifade eden Turgut şunu ifade etti:

Durumlarını aktaran ve hastalıkları ciddi boyutta olan Cebrail Vural’ın, Hüsnü Aşkan’ın ve Ömer Yaman’ın tüm tetkik ve tedavileri eksiksiz, zamanında yapılarak kendileri de bilgilendirilmelidir. Ayrıca hapishanede kalamayacak durumda olanların infazlarının ertelenmesi için çalışmalar yapılmalı ve daha sağlıklı koşullarda tedavileri oluncaya kadar infazları ertelenmelidir