Ankara Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu, hapishanelerde “Kronik hastalık nedenli infaz ertelemelerinin yapılması” talebi ile şube binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda açıklamayı Ankara Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayşe Ülker yaptı.
Tekirdağ F Tipi Hapishanesinde bulunan Kuddusi Okkır’a 2007 yılında hapishanedeyken akciğer kanseri teşhisi konulduğunu hatırlatan Ülker, Okkır’ın serbest bırakıldıktan5 gün sonra yaşamını yitirdiğini ifade etti.
Ayşe Özdoğan’ın kanser hastalığına rağmen tutuklandığını, kamuoyu basıncıyla infaz ertelemesine gidilerek serbest bırakıldığını belirten Ülker Mehmet Emin Özkan hakkında şunları söyledi:
“Uzun yıllardır hücrede kalmasının da etkisiyle işitme kaybı, sindirim ve solunum rahatsızlıkları, unutkanlık gibi birçok kronik hastalığı bulunuyor. Cezaevinde kalp krizi geçirmiş olduğu ifade edildi. Hastalıklarından dolayı kişisel ihtiyaçlarını tek başına karşılayamıyor, yardımsız yürüyemiyor, ayakta duramıyor. Mehmet Emin Özkan son olarak medyaya, elleri kelepçeli bir şekilde hastaneye götürülürken zorlukla yürüdüğü videosuyla yansıdı. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Özkan hakkında pek çok kez ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verdi.”
Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre son 3 ayda 13 mahpusun yaşamını yitirdiğini belirten Ülker, şu öneri ve talepleri sıraladı:
“*Devlet, sağlık hizmetini vermekle, ortaya çıkan hastalıkların tedavisini üstlenmekle yükümlü olup cezaevi yönetimi ve kurum hekimi gibi görevlilerle işbirliği halinde olmalıdır.
*Sağlığa erişim sürecinde, cezaevi personeli ve kolluk kuvvetlerinin görev tanımı dışı davranışlarına engel olunmalı, hizmete erişmeyi kesintiye uğratmaları engellenmelidir.
*Cezaevi hekiminin bağımsızlığı konusunda özen gösterilmeli, periyodik sağlık denetimleri, önlem alınması gereken hastalıklar ile sağlık koşulları yönünden alınması gereken çabalarına engel olunmamalıdır.
*Cezaevlerinde, yeni teknolojilerin kullanımı ve uzmanlaşmış sağlık bakım hizmetlerinin sunulabilmesi ve tıbbi bakım standartlarının sağlanması ve nitelikli sağlık çalışanı sağlanması için çaba gösterilmelidir.
*Hükümlü veya tutuklunun hastaneye sevkini gerektirecek bir durum varsa kurum hekimi bunu cezaevi yönetimine hemen bildirmeli, konsültasyon, gerekirse nakil ve izlem için yazılı protokoller hazırlanmalı, sağlık personelinin nakil istedikleri durumlarda kullanılacak araç ve personel hazır bulundurulmalıdır.
*F tipi cezaevlerinde tecrit ve izolasyon ortamı, insan ruh ve beden sağlığına zararlıdır. Bu ortamlar kanser ve diğer kronik hastalıkların ilerlemesine ve nüks etmesine zemin hazırlar. F tipi cezaevi yapmaktan vazgeçilmelidir.
*Cezaevi personelinin ekonomik-özlük hakları iyileştirilmeli, çalışma saatleri düzenlenmeli, hizmet içi eğitim ve moral-motivasyona yönelik çabalar arttırılmalıdır.
*Bütün bunlara ek olarak cezaevleri kapalı bir kutu, gizli ve özel bir alan olmaktan çıkarılarak bağımsız izleme kurulları, sivil toplum örgütleri, bağımsız araştırmacılar, akademisyenler ve meslek örgütleri üzerinden kamuoyunun denetimine açılmalıdır.”